Bir bayram günü bir zibidiyi yazacağım hiç aklıma gelmezdi, oldu işte yazıyorum, tepkici biriyim.

Sayısız cinayete imza atan bu zibidiyi bir TV programında konuşuyorlardı, dikkat kesildim, unutmuştum, aslında hiç unutulmaması gereken tiplerden biridir Ali Demir.

İnsanız, unutma ile özürlüyüz, unutmak bazen rahmettir, çoğu zaman da felaket.

Zaman zaman kontrolümü kaybediyorum, korku endişe hissi kayboluyor, normale dönmem çok uzun bir zaman alıyor.

Halbuki insan korkar, hasta olmaktan, yakınını kaybetmekten, hapse girmekten daha pek çok şeyden korkar. Bu doğal korku hissinin kaybolması kontrolün kaybolmasıdır, ben de sık sık olur bu kontrolsüzlük.

O anlardan birini yaşıyorum şu an, bu yaratık sayısız cinayetin failidir, bu yaratığın işlediği cinayetler binlerce çocuğun hayatını, geleceğini kararttı, bu öyle bir cinayet ki, telafisi olmayan, geri dönüşü imkansız bir cinayet.

Bu herif ÖSYM başkanlığı döneminde, FETÖ örgütüne soru sızdırarak, örgüt militanlarının devlet kadrolarına sızmasını sağladı.

Bu herif binlerce gencin ekmeğini elinden aldı.

Bu herif belki de binlerce gencin hayata küsmesine, devlete düşman olmasına yol açtı.

Bu herif bilmiyorum ama belkide bir çok gencin intiharına sebep oldu.

Hafızaları tazelemek için bu kadar hatırlatma yeter sanırım.

Ali demir denilen katil, halen görevde, bir üniversitede akademisyen.

Ali Demir denilen katil, hakkında açılan 40 küsür dava olmasına rağmen halen dışarıda.

Al Demir denilen bu katili, kim ne maksatla koruyor, kim ne maksatla kolluyor, esas sorulması gereken soru budur.

Evet soruyoruz, Yargıya, Hükumete, Devlete, niye varsınız, niye, niye, niye...

Yoksa, Yoksa bu suçlara ortak mıydınız, yoksa çalınan sorular sizin çocuklarınıza da mı verildi, yoksa siz de mi, binlerce gencin hayatını kararttınız.

Bu sorulara cevap arıyoruz, bir baba olarak, bir anne olarak, bu soruyu sorma hakkımız var bizim.

Cevap veremeyeceğinizi biliyoruz ama soruyoruz.

Korkusuzca, cesurca, yiğitçe.

Bu sorular zaman içinde sorulacak, hesap vermeniz için sorulacak, kendinizi savunmanız için sorulacak, tarih soracak bunu, hep sorduğu gibi, yine soracak.

Kontrolü kaybetmek, korku hissini yitirmek bazen çok güzel, sık sık yaşıyorum bu kontrol dışı korkusuzluğu.

Şükürler olsun bu duyguyu yaşatan Rabbime.

Bir bayram yazısına benzemedi ama idare edin bu kontrolsüz adamı.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol