İnancın, değerlerin, insan olmanın gereğidir hal, hatır sormak, büyüklere hürmet göstermek, insanlara yardım etmek; başta büyüklerimiz, yakınlarımız, hastalar olmak üzere ziyaret etmek, insanlara muhabbet duymak ve insanlarla konuşmak…

Bayramlar da en yakınımıza koşmak, ziyaretlerde bulunmak, gezmek…

İnsanlarla birlik ve beraberlik içerisinde olmak, sohbet etmek, sarılmak, kucaklaşmak, tokalaşmak, uzun süre bir arada kalmak…

İlahi hükümler- Kuran-ı Kerim’in emir ve tavsiyeleri, insani değerlerin gerektirdiklerini yapma konusunda korona virüs alışkanlıklarımızı değiştirdi, hatta allak bullak etti…

Artık sohbet; çay ve kahve ile koyulaşmıyor…

İlahi hükümler büyüklere hürmeti, ilgiyi emrediyor, akraba ziyaretinin önemini vurguluyor, birlik ve beraberlikte yarışınız… Diye emrediyor…

İnsanlık sosyalleşmenin güzelliği ile anlam kazanıyordu…

Sokaklar, parklar, pazarlar cıvıl cıvıl ve hareketliydi…

Cemaatle namaz kılmanın fazileti, sevabı vardı ve buna riayet ediliyordu, minarelerden Allah-u Ekber sesi ile insanlar camilere gidiyordu…

Ramazan ayı, iftarlar, teravih namazları vardı…

Camilerde imam cemaatin öneminden, safları sık tutmanın faziletinden bahsediyordu. Yine imam saflar sık tutulmazsa araya şeytan girer diyordu…

Gurbetten gelenlere özlemle sarılır, kucaklar, doya doya öpülürdü…

Kolonyada alkol var, mekruhtur, hatta kolonya haramdır diyenler vardı…

Kalabalıklara, sohbetlere iştirak edilirdi…

Korona virüs illetinin ilk dönemlerinde cenaze namazları bile sınırlı sayı ile kılınıyordu…

Kim diyecekti ki lokantalar, kahve salonları, düğün salonları kapatılacak, sınırlamalar getirilecek diye!

Camiler vardı, cemaat yoktu, vakit namazları, cuma namazları Diyanet İşleri Başkanlığının 19 Marttaki kararları sonrası belli bir süre namazlar kılınamadı, camilerimiz kapalı kaldı…

Ya sonra…

Hastalık illetinden dolayı maske, hijyen, mesafe, açık alan tercihi, seccadeni getri kuralları ile sınırlı şartlarda kılınmaya başladı…

Cenazeler bu kadar yalnız ve masum kalmamıştı…

Yoksa bunlar gerçek mi değildi?

Elbette hayır…

Öyle bir hastalık insanlığın başına geldi ki ölüm kadar, hastalığının ağırlığı, hastalığın kendisi ve ismi bile korkunç!

Korona virüs, kovit, kovit19, pandemi… adı ne olursa olsun bu hastalık yayıldıkça yayılıyordu.

Alışkanlıklarımızı, sevdiklerimizi, yakınlarımızı aldı aldı da bir hikmeti yok muydu acaba?

Birçok doğrular değişti, alışkanlıklar değişti, gelenekler değişti…

Taa uzaktan bayrama; annenize, babanıza gidiyorsunuz. Sağlık gerekçeleri ile ellerini öpemiyorsunuz. Öyle acayip bir şey ki belki anlam veremiyorlar size büyükleriniz; ama hakikat bu!

Koran virüs için dünyada milyon hikâyeler, olaylar yaşanıyor. Türkiye de elbette ki bu virüsten etkilendi ve yüzlerce bu konuda anılar, hikâyeler hakikatler var. Dünyada korona virüse yakalananların sayısı ve ölenlerin sayısı milyonları geçti ve tehdit devam ediyor.

Türkiye’de ise hasta sayısı iki yüze elli binlerde, vefat edenler ise altı binlerde, günlük test sayısı yüzbinlere yaklaşıyor, bu hastalıkta ortaya çıkan bir diğer risk zatürre.

Dünya oranlarına göre ve Dünya Sağlık Örgütüne göre teşekkür edilecek bir haldeyiz, ama ölü sayısını onun altına düşüremedik ve hasta sayımızı da sabit ve azalan bir eğri ile binin altında tutamıyoruz. Her şeyi devletten beklemek de doğru değil. Bu hastalığın doktoru kişinin kendisidir. Bu yolda bir kişiyi kaybetmek bile üzücü…

İnsan, insanoğlu nerede ne yaptı, hangi yanlışı yaptı da bunlar başına geldi? Bunların tefekkürü ve tezekkürü yapılmalı,  ilaç ve aşı bulunana kadar da azami temizlik, maske ve mesafeye mutlaka önem verilmeli…

Mesafe mi dediniz; evet mesafe…

Bütün yukarıdakilerle birlikte sosyal mesafe ile kendimizi dışlayarak, şahsileştirerek münferit halden öte fiziksel mesafeye önem vermek çok, ama çok önemli…

Kısaca bu hastalıktan kurtulmanın yolu önce temizlik ya da hijyen, maske ve fiziksel mesafe; yani üç kısaltma ile temizlik t, maske m ve mesafe m…

Koruyucu ve önleyici metotlar ile bu hastalıktan uzak kalamadığımız zaman tedaviden her zaman istenilen sonuç alınamayabilir. Ölüm ya da kalıcı hastalık, hiç de istenmeyen bir durumdur…

Israrla belirtelim ki bu hastalıktan kurtulmanın yolu koruyucu ve önleyici tedbirleri almak; temizlik, mesafe ve maskedir…

Ölenlere rahmet dileyerek herkese sağlık ve afiyet dolu korona virüssüz bir hayat dileğiyle…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol