Gözleri dünyaya bedeldi.

“Onun gözlerini görmeyen yaşadım demesin.” diyordu her konuşmasında adam.

Ben onun gözlerine vuruldum.

Onun gözlerine takıldım.

Ona avlandım.

Ona tav oldum sonra.

Nerede bir bahis geçse ondan yana kalbim göğsümden sökülecek gibi atmaya başlardı.

Tutmazdım kendimi.

Tutmak istemezdim de!

– Gözlerinin güzelliğine o denli müptelayım ki! dedim bir gün ona. O da dönüp bana:

– Eeeee, dedi.

– Sıra gelmedi diğer yanlarını sevmeye. diye tamamladım.

– Sen benim gözlerime bu denli müptelasın tamam kabul ediyor ve saygı gösteriyorum sana. dedi. “Ama sen de şunu çok iyi bil ve kabul et: Ben de senin sözlerinin hastasıyım.”

– Senin gözlerin ve benim sözlerim dedim ona.

– Senin sözlerin ve benim gözlerim dedi bana.

Bir yerden başlamalı sevmeye insan…

Bu sevdiğinin kaşı da olabilir, gözü de…

Özü de olabilir, sözü de…

– Bir baksana bana! dedim.

O da sanki ‘Bir yaksana beni’ anladı.

Bir baktı ama yüreğimi de orta yerinden yaktı.

Dumanlar çıktı canımdan, yanık kokusu yayıldı dalga dalga.

Kalp yanığı oldum. Kül kül oldum. Gül gül…

Çekti gözlerini üzerimden.

Bulutlar güneşin önüne çekildi sanki.

– İstemem, dedim, ‘daha başka bir gözü.‘

Yoktu mecalim söylemeye başka sözü. Gözlerinin içi gülüyordu bana baktığında. Canımı yaktığında gülüyordu bilmeden.

Aklımı başımdan aldığında.

– Bir göz bu kadar mı tesirli olur? diye sorabilirsiniz.

Size cevaben hiçbir şey söylemem halim zaten size içimi ayan edecektir.

– Gülüşünden bir tutam verebilir misin? dedim.

Avuç dolusu güldü bana.

– Tebessümünüzden bana bir dirhem sunabilir misiniz? dedim.

Tonlarca tebessüm etti bana.

– Sen gülünce çiçekler açıyor buramda, dedim sol yanımı göstererek.

Şuh mu şuh bir kahkaha attı bana ve şunu söyledi:

– Al sana çiçek ormanı…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol