Güngörmüş,gün geçirmiş insanlardan “nerde o eski ramazanlar” diye duyarız.

İnsanın yaşı ilerledikçe nostalji merakı sanki daha mı çok artıyor ne?

Sanırım doksanlar kuşağından biri olarak ben de yaşım çapında eski ramazanları özlüyorum.

Oruç tutmaya ilk olarak ilkokul 1.sınıfta başladım.

İlk başta her çocuk gibi anne-babamı taklit ediyordum Orucun, niçin tutulduğunu  hava ve muhtevasını tam anlamıyla bilmiyordum.

Çocukluk demişken, aklımda kalan bazı hatıralar canlandı hemen gözümün önünde.

Misal ,babamgil biz kardeşlerin uykusu bölünmesin diye sahura diğer odaya geçerlerdi ancak babamla annemin sahur sohbeti, odanın yanan ışığından ya belki de zihnimizi sahura kalkmaya programladığımızdan çalar saati kurmuş gibi uyanırdım Karnımı, gecenin o saati, sanki gündüz saatlerinden daha cazip geliyormuş gibi doyururdum.

Bir hayli iştahlı olurdum sahur sofrasında.

Aslında, yaşım daha yediydi.

Bu yüzden bazen sahura kalkıp oruca niyetleniyor gündüz canımın sıkıldığı yerde bozuyor kimi zaman da öylesine yiyip yatıyordum.

O zamanki mahallemiz Yığınki’de “ ramazan davulcuları” tokmaklarını daha bir güzel vuruyor ezanlar daha bir makamlı okunuyordu.

Biz iftarımızı yerken İstanbul için Tv’ de İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy, Adnan Şenses gibi dönemin ünlü sanatçıları akşam ezanını okuyorlardı.

İftar öncesinde Tgrt’ de arka fonda su sesi, tabiat görüntüleri eşliğinde müziksiz ilahiler şeklinde ekrana çıkan  “Biz Dünyadan Gider Olduk Kalanlara Selam Olsun ve Sordum Sarı Çiçeğe” ilahileri halen kulaklarımda.

Derken, babamın tayini nedeniyle  Karaoğlan ailesi için “Malatya  ramazan günleri “başlamıştı..

Elazığ’da “zöhür” derken, Malatya’da “sahura kalmak “olmuştu.

Tüm hane halkı sahurumuzu yapar kahvaltılık dışında bir de annem akşamdan kalma yemeği getirmişse sofra biz çocuklar için ziyafete dönüşürdü. Sabah ezanı okunmadan önce üç kardeşten birimiz illaki “ niyetizi edin “derdik.

Bu tatlı hatırlatma ile uykuya dalardık.

İftar öncesi babam kimi zaman bana ve abilerime “iftarlık çikolata, şekerleme” alırdı. Ödüllerin en özeli tatların en güzeliydi babamın aldığı iftariyelikler.

Ezanı beklerken bazen sabırsızlanır vakit geçsin diye bilmezdik ki ne yapalım Evet, sabırsızdık hem de ziyadesiyle ama sabırsız olduğu kadar oruç tutmayı çok sever bu konuda çok hevesli ve heyecanlıydık.

İftarda suyla birlikte hep hazır olan hurma ile oruç açmak sünnetini yerine getirmek huzur kaynağıydı.

Teravih namazına ilkin babamla gittim.

Öyle ya babam rol modelimdi Genelde camiye gitmek için birlikte yola koyulurduk.

Ara sıra da abdest almam uzun sürerdi.

O zaman da o erkenden çıkar ben de abdest alıp koşarak ona yetişirdim.

Namaz başlamadan önce saf düzeni kurulunca yine ne yapar ne eder onunla omuz omuza saf tutardım.

Tabi, her zaman denk getiremezdim. Bazen de bir iki arkadaşla sözleşirdik arkadaşlarla bir oyun bir etkinlik gibi giderdik.

Çocukluk bu ya namaz esnasında birbirimize dürtme, yanındaki arkadaşı gıdıklama arkadaşının yüzüne yüzüne bakıp onu güldürmeye çalışma o an bir çocuğun yapacağı birçok muzipliği yapıyorduk

Ramazan bize çok  şey katıyordu.

Sözgelimi hiçbir zaman olmadığı kadar evimizden komşuya ikram gider, komşudan ikram gelirdi. İşte biz buna ramazanın bereketi diyorduk.

Camilerde dağıtılan imsakiyelerden alırdım babam da bir yerden temin etmiş olurdu birçok imsakiye içinden en beğendiğimizi asardık.

Ayrıca takvim yapraklarının arkasındaki yazıları evdeki hemen herkes en azından bir göz atıp okurduk

Bilhassa Kadir Gecesi tıklım tıklım olurdu camiler ve mevlit üstüne mevlit okutulurdu.

Şimdi yüzüne bakmayacağımız o zaman ödüllerin en güzeliymiş gibi gelen mevlit şekerlerinden ne kadar çok almışsak kendimizi o kadar şanslı sayardık.

Aslında ramazan geleneği adına birçok şey yapılmaya devam ediyor amacım artık hiçbir şey yapılmıyor demek değil.

Yalnızca ciddi anlamda değişen Oruç gibi bayram gibi manevi günlerdeki heves ve heyecanımız çok değişti.

Manevi bir coşku o günün gelmesini iple çekmek ve  o güne dair mutluluk duymak huzur bulmak eskisi kadar kolay değil sanki

Biz insanlar şükür !  bu konuda da gerekmeyen yozlaşmayı ve hissizliği gerçekleştirdik.

Yine yeniden eski coşku ve huzuru bulmak dileğiyle vesselam …

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol