Devri Sabık ifadesi çok insanı korkutan bir kısa cümledir.

Bu kısa cümle çok şey ifade eder.

Devrinde yapılan tüm pis işlerin faili şahsı veya kurumları işaret eder, tanımlar.

Pis İşler bu ülkede, ya babadan, oğula, ya siyasi partiden, siyasi partiye, yada bir vurguncu çetesinden diğer vurgun çetesine devredildiği için, kimse devri sabık yaratmak istemez.

Baba hatırı, siyasi parti disiplini, çete dayanışması bu kavramı hep gözlerden uzak tutmayı başarmıştır.

Her ne kadar gözden uzak olsa da, bu kavram zihinlerden hiç silinmez.

Zihinler hep şunu arzular, hayal eder, Ah bir namuslu adam gelse de, bu pisliklerden hesap sorsa, Dünya gözü ile bu pisliklerin en azından hesaba çekilmesini, cezalandırılmasını görebilsem der.

Bu haklı arzu, bu ülkede pek gerçekleşmedi, yapılan kötülükler, yapanın yanına kar kaldı.

Neyse, biz zamana bırakalım bu devri sabık işini, bir gün sapıklar, sabıkalı olarak ilan edilir umudunu koruyalım.

Yazının başlığını Depremi Sabık yaptık.

Son günlerin değişmez gündemi, yaşadığımız deprem felaketi.

Sık yazıyoruz deprem konusunu, yazmak zorundayız, büyük bir yıkım var.

Felaketin faili olarak, depremi ve Allah'ı gösteren sabıkalılar, meydanları, gazeteleri, panelleri, konferansları, televizyon kanallarını işgal etmiş, ahkam kesiyorlar.

Harabeye dönmüş Elazığ'ı yeniden imar etmeye soyunmuşlar.

Mangalda kül bırakmıyorlar, üfürmek serbest, nasıl olsa kim çok üfürür ise millet onun peşine takılıyor, alan müsait, halk çok unutkan ve bu işlerden habersiz.

Elazığ, Ova da kentleşme talihsizliğini yaşayan Çanak bir kent.

Etrafı dağlar ile çevrili, bir ovanın kent merkezi olarak tercih edilmesinin ne kadar hatalı olduğun, bu işleri bilen herkes kabul ediyor.

Ama bir sefer karar verilmiş, bu karar verildikten sonra, Şehir planı Ova dikkate alınarak, planlanmış, en fazla üç kat, bir birini kesen geniş cadde ve sokaklar, geniş donatı alanları içeren bu plan, zamanla basiretsiz belediye başkanları, rant heveslisi, davar otlatma ile inşaat yapmayı bir sayan, çoban müteahhitler! tarafından yerle bir edilmiş.

Bu istila ve talana, bu gün televizyonlara çıkıp ahkam kesen, şehir plancılarının, mühendislerin, mimarların, haritacıların, aldıkları bir kaç kuruş, ve çoğu zaman da rüşvet kokan avanta ve ballı ihaleler ile göz yumduklarını, onay verdiklerini şahsen bilenlerden biriyim.

Bu göz yumma ve onay vermeler, sadece bunlar ile sınırlı değil.

Ayrım yapmadan söylüyorum, tüm belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, ilgili bürokratlar, onay makamı olan kurumlar, şehir planını, rant uğruna, siyaset uğruna, hatır gönül için delerek, revize ederek bu kente ihanet etmiştir.

Şimdi bu Devri Sabıklar, kalkmış akıl veriyor, önerilerde bulunuyor, çözüm yolları gösteriyorlar, Televizyon kanalları da bu bu tipleri bile, bile milletten alay eder gibi, bu sabıkalı şahıslara bir dizi program yapıyor.

Millet unutkan olabilir, yetkililer duyarsız olabilir, televizyonlar eli işte, gözü oynaşta, günü gün yapmanın peşinde koşabilir.

Bizim hafızamız tap taze, biz hiç bir şeyi unutmuyoruz, bastır parayı al onayı diyen şehir plancılarını çok iyi tanıyoruz, uyduruk onaylar ile plan revizyonlarını bir çırpıda geçiren, belediye başkanlarını, meclis üyelerini de tek tek tanıyor ve hatırlıyoruz.

Ben temiz idim diyen bir kaç ilgili ve siyasiye de şunu soralım, kenarda durarak temiz kalınmaz.her biri bir cinayet olan, her biri bu kenti katleden, plan değişikliklerine niye bir tek dava açmadınız, yoksa siz de mi, bu havuzdan su içtiniz?

Siz yüzsüzler, siz var ya, hem devri sabık, hem de Depremi sabıksınız.

Tek,tek isimleriniz biliniyor, yaptıklarınız da.

O günü bekleyin, deprem fırsatçısı yüzsüzler, Devri sabık olarak yargılanacak, Depremi sabık olarak ta anılacaksınız.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol