Gerek gazete, gerekse sosyal medya yazılarımdan hareketle, çoğu insan beni, dinden, ibadetten, İslamdan uzak biri olarak tanımlar.

İyi ki de öyle tanımlanır, öyle bilinirim, bu benim için aslında büyük bir lütuf.

Temelden din eğitimi almış, Kuran ve Kuranı anlayacak kadar Arapça bilen biriyim.

Evet, benim için büyük bir lütuf demiştim dindar bilinmeme halimi, çünkü ben insanım, İnsan eksiktir, insan günah işleyebilir, insan sapmaya, kötülük yapmaya meyillidir,

Benim eksiklerim, benim günahlarım, benim sapmam, dindar kimliğim ile anılıp, O muazzez Dinin kötülenmesinde kullanılır ise bu bana azap verir, en azından bu azaptan bu vicdani sorumluluktan kurtulmuş oluyorum.

O Kuran hakikatleri, art niyetli kişilerin ve kurumların eksik ve günahkar ben üzerinden saldırılarına alet olmamış oluyor.

Kaldı ki, benin eksik ve günahlarım üzerinden yapılacak din karşıtı saldırıların bir anlamı da yoktur.

Din, eksik ve sapmaları önlemek için gelmiştir, sadece öneriler getirir, kişi uyar veya uymaz, uymamak, O dinin kötülüğünü ve eksikliğini göstermez.

Fakat; Din konusunda kendini yetkili ve ehil gören bir kurum, üstelik anayasal bir kurum, üstelik din konusunda referans bir kurum, yaptığı içtihat ve uygulamalar ile kötü örnek oluyor ise, burada ciddi bir sorun vardır demekte, bir Müslüman olarak bizim hakkımızdır.

Söyleyelim o zaman, hakkımız baki kalmasın.

Ey Diyanet, Kamu bankalarının TOKİ konutları için vermiş olduğu krediler ve aldığı Faiz Caizdir diyerek, Kuran hakikatlerine niye savaş ilan ettin?

Ey Diyanet, Kamu Bankası diyerek, niye pisliği örtüyorsun?

Kamu-Özel ayrımının bankacılıkta bir anlam ifade etmediğini bilmiyor musun?

Tüm Bankaların aynı zamanda bir tefeci kuruluş olduğunu bilmiyor musun?

TOKİ bir ticari kuruluş, O ticari kuruluşun faydasına, faizi caiz göstererek, niye O muazzez İslam dinini Ticarete alet ediyorsun?

Ey Diyanet, sıradan bir insan olarak, eksik benimi, günahkar beni, Din ile birlikte anılmasından çekinen ben kadar, duyarlı olamıyor musun?

Benim yanlışım hoş görülebilir, ama senin yanlışın Dine büyük zarar verir.

Ey Diyanet, Kuran sağa, sola sapmadan Faiz haramdır der, bu kesin hükmü değiştirme hakkını nereden alıyorsun?

Dine ekleme ve çıkarma yapmak, Dine İsyandır.

Yazacak çok şey var.

Bu İlk defa olmuyor, İnsanlık ve Dinler tarihinde örnekleri çok.

Bu Yol Aziz Pavlus'un yoludur, Pavlus da İncili tahrif etti ve yeniden yazdı, siz de mi Pavlus'a mürit oldunuz.

YAZIK!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol