Beyrut güneyin gelinidir. Düğünün kana bulandı gelin! Kana bulandı hainlerin elleri de, uykuları da. Canlar başına saçıldı gelin, para pul gibi. Saçına canlardan bir taç takıldı Beyrut bugün. Güneyin gelinini vurdular tonlarca bombayla ve ak gelinliğini kırmızıya boyadılar hunharca.

Yüreği yanmayan bizden değildir. Tarafınızı seçin. Kan tarlasında bir top gülüm var unutma ey zalim, sana da -emin ol- hiç de rahat olmayacak bir ölüm var. Sana milyarlarca lanet okuyorum ey insanlıktan nasiplenmemiş mahlûk ve ölen onlarca masuma milyarlarca rahmet diliyorum.

Kan kırmızı gelinliği şehrin üstüne serilidir bugün. Duvağın açılmamış kirli ellerce ve öpülmemiş dudağın sarkmış dudaklarca ölüm bütün ağırlığı ve ağıtıyla yüreğimizi yakmaktadır Beyrut.

Attığın çiçek hangi eldeyse sıra o ele gelecek ve orada da katledilecek insanlar.

Bugün ölme ve yerle bir olma sırası sendedir.

Senden olup da susan her dudak kabirdedir.

Vakit susmak ve de kabullenmek vakti değildir, ayağa kalkıp en gür seda ile haykırmak ve zalimin suratına kan tükürüklerini saçma zamanıdır.

Ey gelin taze toprağın koynundasın artık. Fatiha’nı okumaya bile korkan insanların coğrafyasındasın. Korkan bizden değildir. Masumun kanına giren bombanın pimini çeken, kirli ve buruşmuş el olmaktansa o masumun hiçbir insana zarar vermeyen canı olmayı yeğlerim. Bu duruştur zalime, karşı koyuştur haine, var olma savaşıdır insan oluşumuzun.

Beyrut’ta patlayan bomba yüreğimizde patlamamışsa, orada çıkan can canımızdan çıkmamışsa işte o zaman endişe etmeliyiz insanlık adına. Bırakın izmleri, takılıp kaldığın sevdaları atın çöpe, bağlı bulunduğunuz ve inandığınız değerleri koyun bir kenara.

Diliniz farklı da olsa aynı şeyi söylemeniz icap eder, inancınız türlü türlü de olsa aynı şeyi dilemeniz gerek taptığınızdan. İnsanlık var olacaksa ve yaşayacaksa gözyaşlarımız aynı akmalıdır.

Yüreğimiz aynı çarpmalıdır.

Nerede bir acı varsa oralı olur yüreğim.

Nerede bir gözyaşı varsa gözlerim ıslanır.

Nerede bir hüzün varsa sonumuz hazin olur.

Nerede bir ölüm varsa taziyemiz olur.

Bugün Beyrut’tur yüreğimiz.

Gözyaşlarımız sicim sicimdir, sancımız inim inimdir.

Eğer insansak ve inanıyorsak rabbe sol yanımıza kalp diye bir organ takılmışsa elbet ve ilelebet yanacağız ve yanmalıyız da.

Ölenler kim, cinsiyeti ne, yaşı kaç, dini yahut dili ne, rengi nasıl umurumuzda bile değil.

Ölen insansa ağrımız ve acımız var.

Zulüm dünyanın her yanında mazluma dönük…

Ortaya konan tepkilerse insanlık adına pek de sönük.

Lübnan Beyrut, güneyin gelinidir dolaylama anlam olayıyla.

Nazlısıdır bölgenin.

Çiçeğidir her dem taze.

Çiçeği bombayla vurdular, kuruttular. Kökünden söktüler, bahçeye kıran girdi.

Tarumar oldu yüreğimiz.

Bu nasıl bir öfkedir? Kusuyor

insanların üstüne bütün irinlerini. Her taraf can parçasıyla dolu, toz duman ve kimyasal…

Bu coğrafya hep kahır…

Hep ölüm…

Kuşlar bile ölüyor katar katar, çiçekler bahçe dolusu ve dal dal, boy boy, renk renk insanlar…

Tavrı olan koysun ortaya tavrını.

Elden bir şey gelmiyor değil elden çok şey gelir eller bir olursa…

Kalpler bir atarsa yüzlerce ölü binlerce yaralı ayağa kalkar, onların ruhu yaşayanların ruhu olur ve sağaltır bir coğrafyayı.

Kan kokusu ellerinde bazılarının.

Yanı başında…

Nefesinde…

Kirli pis ve boğuk nefesleri insanlığın üzerinde kan yağdıran bulutlar gibi dopdolu.

Sıksan o bulutları kanı akar masumun. Ve günahsızmış gibi leş dudakları açılır katilin “Biz yapmadık!” diye.

Ağzından ölüm ateşi çıkan bir ejderha gibi kendisinden olmayan herkesi ve her şeyi yakmaktan sakınmayan bir canavar ve her ne olursa olsun bu coğrafyadaki her faili meçhulün arkasında varım diye bas bas bağırıyor.

Canavarın düdüğü ağzında ve üflüyor hedefinde olan her yere. İsrafil’in suru gibi kıyamet oluyor sesin değdiği yere.

Güneyin gelini kefenini giymiş. Allı pullu boncuklar değildir üzerine serpilen Beyrut’un, inci boncuk hiç değil, simli mi simli bir ölümdür serpilen.

Paramparça edilmiş canlardır her tarafına saçılan…

El insaf demek de kâr değil, kahrolun demek de çare değil, yer ile yeksân olun demek de hafifletmez acıyı.

“Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim.
Olmalı zaten.
Olmazsa, insan olmaz yüreğim…” diyor ya Ahmet’im Arif’im işte öyle düşünüyorum ben de.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol