Yazımı bitirmek üzereyim, yazımın konusu 28 Şubat rezaleti, yani post modern rezalet, ve darbeler tarihi.

Bir bütün içinde anlatıyorum, darbeler tarihini, kısa bir özet yapıyorum, art arda haberler düşüyor, İdlip kan gölü, saldırıya uğradık, çok sayıda şehit var diye.

Elimiz, ayağımız soğuyor, susuyoruz, yazımı bitirip gazeteye gönderiyorum.

Merakla gelişmeleri takip ediyoruz.İşin aslı nedir diye yabancı ajanslar dahil, sağlıklı haber veren tüm siteleri takip etmeye çalışıyoruz.

İnternet engelleniyor, haber kaynakları sağlıksız, spekülasyonların haddi var hesabı yok, tam bir kaos, Hatay valisi devletin sözcüsü olmuş, açıklamalar yapıyor.

Bilanço ağır, daha da ağırlaşmaması için dua ediyoruz.

Bilgiler netleşip, resim ortaya çıkınca, sorular takılıyor aklımıza, sormak zorundayız, kaybedilen genç hayatlar yüreğimizi yakıyor.

Şehitler Tepesi hamaseti, acımızı dindirmiyor.

Şehit evladı Babamın, yaşadıkları gözümün önünden bir bir geçiyor.

Soru sorma hakkımız var, bu Ülkede bedel ödedik, bedel ödediğimiz Ülkemizde soru sormamızı hiç bir güç engelleyemez diye düşünüyoruz.

Çekinmeden soralım sorularımızı.

İlk sorumuz, İdlip'te ne işimiz var?

Barış Pınarı harekatı, Ülke genelinde destek bulmuş iken niye durduruldu?

Suriye deki varlığımız, terörle mücadele amaçlı iken, cihatçı yapılara ve Öso ya desteğe niye dönüştü?

Gözlem noktaları rezaletine hangi stratejik akıl karar verdi?

Bu akıl yoksa SETA mı?

Bir birine destek veremeyen, birbirinden kopuk, düşman kuvvetler ile kuşatılmış, gözlem noktalarından ne fayda bekliyorsunuz?

Birliklerin güvenliği sağlanmadan, hava desteği olmaksızın, sınır ötesine kıta kaydırması yapmak nasıl bir askeri aklıdır?

Soçi mutabakatı ile Rusya ile anlaştığınız asker bulundurma noktalarının dışına niye çıktınız?

Silahsız ve korumasız bir şekilde, Türk Askeri Öso ve cihatçı yapıların yanına, Okey oynamaya mı gitti veya gönderildi?

Birlikler kalleşçe vurulurken, günlerce niye susuyor veya susmak zorunda kalıyorsunuz?

Birliklerimizi vuran Rusya olduğu halde, niye halen Rejim güçleri diye hedef saptırıyorsunuz?

Saldırıyı ilk önce SU 22, daha sonra SU 37 savaş uçakları yaptığı halede, bu gerçek karşısında Rusya saldırısı niye perdeleniyor?

SU-22 ve SU-37 savaş uçaklarının sadece Rusya'nın elinde ve Rus pilotlar tarafından kullanıldığını bilmiyor musunuz?

Bu Rus korumacılığı niye?

Bu gerilim ve çatışma ortamından en fazla yarar sağlayan, ABD ve İsrail ile ilişkilerinizi niye tekrar gözden geçirmiyorsunuz?

Nato ve ABD ile Halen stratejik müttefik misiniz?

Tek kutuplu Dünya da, ABD ile Rusya'nın aynı kampta olduğunu bilmeyecek kadar cahil misini?

Tüm bu gelişmelerin, Rand Korporation raporundan hemen sonra ivme kazandığını çözemeyecek kadar istihbarat aklından yoksun musunuz?

Sorulacak daha çok soru var, sormaya devam edeceğiz.

Şu an burada kesiyoruz sorularımızı.

Yazının sonunda kısa bir değerlendirme daha yapmak isteriz.

Bu çatışma ve kaos ortamı, Türkiye dışında herkese yaramıştır.

ABD ve İsrail bayram yapıyor.

Rusya ilk defa Sıcak denizlerde zafer kazanıyor, Rusya ilk defa sıcak denizlerde askeri üs ve Operasyon gücü elde ediyor.

Hiç kimsenin aklına getirmediği bir gerçek daha var, PKK tarihinde hiç olmadığı kadar mutlu ve hedef dışı.

''Biz Suriye halkının daveti üzerine oraya gittik'' savunması, neyi ifade ediyor?

Birileri de çıkıp PKK Doğu ve Güneydoğuya bizi çağırdı da, onları kurtarmak için Ülkenizi işgal ediyoruz der ise, ne cevap vereceksiniz?

Fotoğraf bu iken, biz ne kazandık?

Kısaca, bunu size soruyoruz!

Cevap vermeyeceksiniz, veremeyeceksiniz, biliyoruz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol