Yeni Ufuk Gazetesi - Elazığ Haberleri - Haberler
2022-04-28 11:42:31

"BİR ANI"

Sedat Yasak

28 Nisan 2022, 11:42

Babam, Etibank'ta servis şoförlüğü yapıyordu. Yurt dışından yabancı mühendisler șirketin çalıșmalarını yakından takip etmek ve birtakım temaslarda bulunmak üzere Alacakaya'ya sıklıkla gelip giderlerdi. 
Bu durum Alacakaya halkının yabancısı olduğu bir durum değildi. Gelen misafirler Alacakaya'daki șirketin misafirhanesinde ağırlanırdı. 

Bir Ramazan günüydü. Evimize telefon yeni bağlanmıștı. Bu sebeple telefonun sesini pek duyamamıștık. Bazı akşamlar telefonun başında dakikalarca oturur, çalmasını beklerdik. Çaldığında da telefona ilk kim bakacak diye kardeşlerimle aramızda tartışırdık. 

Yine böyle bir gece vakti evde ailece oturuyorduk. İftarlar yapılmış, çaylar içilmiş, teravih kılınmıştı.
Gecenin sessizliğini yeni bağlanan telefonumuzun melodik sesi bozdu. Hepimiz heyecanla telefona doğru koştuk. 
Babam daha erken davrandı. İşaret parmağını dudaklarına götürerek sessiz olmamız gerektiğini gösterip bizi susturduktan sonra telefonu, üzerinde annemin dantelden ördüğü örtüyü kaldırıp, usulca açtı. 
Arayan santralden bir görevliydi, sabah erkenden iki Alman mühendisin Diyarbakır hava alanına götürülmesi için babamı göreve çağırıyordu.

Sabahın ilk ışıkları yeryüzüne düșmeye başladığında babam giyinip erkenden evden ayrıldı.

Sonrasını babamdan dinleyelim:

"Otuz yaşlarında, yakışıklı, sarışın iki mühendisi arabama alıp vakit kaybetmeden yola koyulduk. 
Yaz sıcağı, zaman ilerledikçe ve Güneş etkisini göstermeye başladıkça, kendini iyiden iyiye hissettiriyordu. 
İki yabancı insanla üç saatlik bir yolculuk Ramazan ayında oldukça sıkıcıydı. Mühendisler pikabın arkasına oturmuş sohbet ediyorlardı. Bazen gülüșüyorlar, bazen ses tonları yükseliyor, hararetle tartışıyorlar, bazen etrafı hayranlıkla seyrediyorlar, bazen de dakikalarca derin bir sessizliğe bürünüyorlardı... 

Derken mühendislerden daha genç olanı, cebinden bir paket sigara çıkardı. Bir dalı dudağına kıstırıp çakmağıyla tam yakacakti ki, arkadaşı buna mani oldu. Muhtemelen 'soför oruçlu, inene kadar sabret' dedi arkadaşına. 
Arkadaşı da unuttuğu bu gerçeği hatırlayınca, sigarayı çıkardığına pişman oldu ve paketi hiç itiraz etmeden tekrar cebine koydu. 

Olan biteni aracın içindeki aynadan an be an izliyordum. Ne diyeceğimi bilemedim. Sonrasında toparlanıp işaret diliyle, isterse sigarasını içebileceğini anlatmaya çalıștıysam da, kesin bir biçimde 'olmaz' anlamında başını sallayan bu iki genç adamın yaptığı bu ince davranış, beni benden almıştı. 

Hem şaşırmıș, hem de utanmıștım. Bizde bir türlü yerleşmeyen inanca saygı anlayışının yabancılarda böylesine hassas bir dengede olması çok güzeldi ama bizde olmaması bir o kadar acıydı. 
O gün anladım ki, biz adam olmayız. İnanç hassasiyeti denen gerçeğin herkeste farklı tecelli edişi ve bizim toplumumuzda bir türlü yerleșememesi belki de esas konuşmamız gereken şeydi. 

Çocuklarımıza vicdanlı olmayı yeterince ögretememișiz. Merhamet denen mucizenin içimizde neden yeterince yer edemediğini kendimize anlatamamıșız. Bu sorgulamayı hakkaniyete yapamamıșız. Hala bașkalarını beğenmeme hastalığından, kibirden ve egodan dem vurmak sanırım bize özgü bir hastalık olsa gerek...

Avrupa halkı ile aramızda her anlamda inanılmaz farklar vardı. Anlayışlarımız farklı, olaylara bakış açımız farklı, vicdanlarımız farklı, inançlarımız farklı, kısacası dünyalarımız farklıydı. Ama onları beğenmeme kibri de bize aitti..."

Babam haklıydı. Vicdan ve merhamet denen değerler öyle birkaç kelimeyle anlatılarak geçiștirilemeyecek kadar önemliydi. 
Her nesil kendi çocuklarını yetiştirir. Ve o çocuklar nasıl yetişirse, ortaya da o yetişme tarzına uygun insanlar çıkar. Babaların çocuklarına bıraktığı değerler, nesillerin yetişme tarzını da doğrudan etkiler. Amiyane tabirle, ne yersen, odur çıkaracağın mantığı...
Aksi halde Orhan Veli'nin: "Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi..." gibi bir anlayışın ayrıştırıcı unsurları bizi biz olmaktan çıkarır ve bir daha asla birleştirmez... 

Bu vesileyle babamı bir kez daha saygı, rahmet ve minnetle anıyorum...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.