Yeni Ufuk Gazetesi - Elazığ Haberleri - Haberler

TİCARET VE KONUT ALANLARI AYRILMALI

ELAZIĞ GÜNCEL

Elazığ Mimarlar Odası Başkanı Kazım Sanaç, deprem sonrası yapılacak yapılarda eski hataya düşülmemesi için imar planında acele edilmemesini söyledi.


Elazığ Mimarlar Odası Başkanı Kazım Sanaç, 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından Elazığ'da hazırlanacak yeni imar planına ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Elazığ Belediyesi'ne çağrıda bulunan Sanaç, "İmar planında çok hızlı karar almamak lazım. Aceleye getirerek gelecekte tekrar bu kararları değiştirmek zorunda kalmayalım." ifadesini kullandı.

"ŞEHİR PLANININ ANAYASASI BELİRLENMELİ"

Sanaç, Günışığı ve Yeni Ufuk Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, depremde ağır hasar gören ve yıkım kararı verilen binaların yerine yapılacak yapılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
Kentte sağlam kurallar üzerinde yeni bir imar planı hazırlanması gerektiğini savunan Kazım Sanaç, "Belediye'nin bu çalışmayı çok fazla aceleye getirilmemesi gerekiyor. Biraz daha geciktirilmesinden yanayım. Çünkü şehir planı çok önemli. Doğru kararlar alıp plan yaparsanız gelecekte aynı sorunlar önümüze çıkmamış olur. İki sene önce yapılmış planı bugün neden değiştiriyoruz? Çünkü planın, arz talep dengesine uygun olmaması, bir tarafı yükseltirken diğer tarafı yok etmesi gibi plandaki denge olmadığından ötürüdür. Bunda da çok hızlı karar almamak lazım. Çok aceleye getirerek gelecekte tekrar bu kararları değiştirmek zorunda kalmayalım. Güzel bir karar alalım, bu kararlar ışığında hareket edelim. İşin detayları, planlama tekniği, çizim veya uygulama tekniği teknik insanlar tarafından zaten inceleniyordur ama belediyemize düşen görev şehir planının anayasasını belirlemesidir." şeklinde konuştu.



TİCARET VE KONUTUN AYRILMASINDAN YANAYIZ

Yeni yapıların az katlı olmasını, binaların altında da dükkan yapılmaması gerektiğini savunan Mimarlar Odası Başkanı Kazım Sanaç, şöyle konuştu: "Bu anlamda temel mantıkların belirlenmesi gerekir. İmar planının ana yasası belirlenmeli. Mantıkların kurgusunda bir kent planı oluşturulmalı. Ana mantıklardan bir tanesi, ticaret ve konutun bir arada olmaması. Yapı sektörünün depremsellik, estetik, mimari ve ekonomik yönü var. Bir de arsa değeri ve emlak yönü var. Gayrimenkul ciddi bir yatırımdır. Deprem olmuş bir kenttin en önemli ilk çıkışı ekonomi olduğu için ekonomiyi de göz önünde bulundurulmalı. Emlak değerlerini de gelecekte yönlendirebilecek şekilde planlama yapılmalı. Şehir planlarının aslı ekonomiye dayanır. Yani bütün kentlerin oluşumu ekonomidir, ticarettir. Onlarla ilgili aldığınız kararlar şehri yönlendirir. Bina yaparken uygulayacağınız kurallarda tabiki lokal yönlendirmeler olur. Ama bütünsel anlamda kenti yönlendirecekyada istediğiniz yöne kanalize edilmenin yolu bu anayasal kararlardan geçer. Bu bağlamda biz ticaret ve konutun ayrılmasından yanayız. Yani binaların altında işyeri olmasın. İşyeri olan binalar iş yeri olsun. Konut olan binalar konut olsun. Bu bölgesel olarak yapılmalı. Mahalle yada ada gibi düşünün. Yapı adasının bir tarafına ticaret verdiyseniz, arka tarafına vermeyin. Arka taraf sadece konut olsun. Birbirinin içerisine girmemiş olsun. Bu da emlak değerlerini kontrol eder." 

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.