Yeni Ufuk Gazetesi - Elazığ Haberleri - Haberler
2020-08-10 20:28:42

KAVGA

Cemal Geç

10 Ağustos 2020, 20:28

İnsanlık tarihinin en eski kavgası kadın erkek kavgasıdır dersek abartmış olmayız.

Kadın erkek kavgasını dillendiren çözüm üretmek isteyenler neredeyse bir adım ileri gidememişler,sonuçta bu kavganın içinde onlarda boğulup kalmışlardır.

İnsanlık tarihinin kavgaları ve savaşları genelde üç nedenden olmuştur;

 -Din kavgaları.

-Ganimet kavgaları.

 -Kabile kavgaları.

Bu kavga ve savaşların hiç birinde süreklilik yoktur dönem dönem devam etmiştir, kadın ve erkek kavgaları ise sürekli ve güncelliğini korumuştur.

Her iki cinsin karşılıklı olarak birbirlerine bakışları yamuk olduğundan dolayı kadın ve erkekle ilgili her olaya da bakışları yamuk olmuştur.

Geldiğimiz noktada kadın ata erk ve gelenekçi anlayışla batı aklının ürettiği kadın tipi arasında sıkışmış kalmıştır.

Batı aklında bu işler o kadar ileri gitmiştir ki Hz Ademin cennetten çıkarılmasını sebebi Hz Havva ilan edilmiştir.

Bunların üstüne Kapitalizmin yarattığı kadın tipinde kişilikli kadının görmemezlikten gelirken dişiliğini ön plana çıkaranı kadını baş tacı etmiştir.

İstanbul sözleşmesinin çok gündem de olduğu şu sıralarda taraflar birbirlerine hakarete varacak kadar ifadeler kullanıp,karşılıklı olarak birbirlerini mahkemeye vererek dava açıyorlar.

Bu tartışmaların geneline baktığımız zaman amacın kadını korumak değil de kadının üzerindeki otoriteyi korumak olduğunu hemen görülmektedir.

Sorun ne olursa olsun kadın ve erkeği eşit yapmak konusunda art niyetli kişilerin ısrarla kadını ve erkeği tahrik etmesinden kaynaklanmaktadır.

Kadın ve erkek yasalar fırsatlar yönünde eşit olmalıdır.

Bunun dışında biyolojik olarak eşitlik mümkün değildir, kadın ve erkeğin farklı farklı üstün olduğu yönleri vardır.

Kapital sistem kadın ve erkek ilişkisini kadın erkek savaşına çevirmiştir.

Güç ve kişilik çatışmasıyla ortaya çıkan Feminizm en büyük zararı yine kadına vermiştir.

Feminizm kadının bir kimlik kazanma mücadelesi değil erkek rekabetidir, cinsiyet adaleti yerine cinsiyet eşitliğini savunmaktadır.

Bunlardan her iki taraf ve aile zarar görmüştür.

İstanbul sözleşmesi yaşanarak göründü ki ne erkeğe,ne kadına ,nede aileye faydadan çok zararı dokundu, bu sözleşmedeki maddeler yeniden gözden geçirilmeli yada kaldırılmalıdır.

Avrupa dayatması olan İstanbul sözleşmesinin orada yaşayan kadınlara da bir faydasının olmadığı görülmüştür.

Avrupa da kadına en fazla şiddet uygulanan ülkelerin başında,ekonomik seviyelerinin hayli yüksek olduğu kadın özgürlüğünün zirvede olan ülkeler olduğu görülmektedir.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Yasama Uzmanı Gökalp İzmir, “Kadına Yönelik Şiddet ve Dünya Gerçeği” başlıklı bir rapor hazırladı.

Rapora göre, AB’de kadının en çok şiddet gördüğü ülkeler Danimarka, Finlandiya ve İsveç. Kadına şiddetin en az olduğu ülkeler ise Polonya, Avusturya ve Hırvatistan.

Hazırlanan raporda Ülkemizde kadına şiddet konusunun bölgelere göre dağılımı ise şöyle: Marmara: Yüzde 30, Ege: Yüzde 37, Batı Anadolu: Yüzde 42, Orta Anadolu: Yüzde 43, Akdeniz: Yüzde 37, Batı Karadeniz: Yüzde 34, Doğu Karadeniz: Yüzde 27, Kuzeydoğu Anadolu: Yüzde 39, Ortadoğu Anadolu: Yüzde 32, Güneydoğu Anadolu: Yüzde 33.

Görüldüğü gibi kavga devam ediyor.

Kimlik mücadelesi yapan kadınlara selam olsun.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.