Deniz, Günışığı'na yaptığı açıklamada, doğal afetlerin insanda oluşturduğu etkilerin çok çeşitli olduğunu belirterek, deprem gibi bazı olayların olumsuz etkilerinin seneler sonra bile yaşanmaya devam edebildiğini kaydetti.
Deprem ve benzeri doğal afetler sonrasında en sık görülen ruhsal bozuklukların akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozuklukları, depresyon ve uyku bozuklukları olduğunu ifade eden Deniz, bu etkilerin depremden sonra başlayarak aylar sonrasında artarak kişiyi ruhsal açıdan olumsuz etkilediğini söyledi.
Deniz, şu ifadelere yer verdi:
"DOĞAL AFETLERİN İNSANDA OLUŞTURDUĞU ETKİLER ÇOK ÇEŞİTLİDİR"
"Bugün 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ’da yaşanan depremin yıldönümü. Bu deprem halen hayatta olan herkesin yaşamında tanık olduğu en büyük doğal afettir. Sevdiklerini kaybedenler, yaralananlar, senelerdir yaşadığı evini ve mahallesini terk etmek zorunda kalan binlerce insanımız oldu. İnsan hayatında bazı olaylar vardır ki seneler sonra bile onun olumsuz etkileri yaşanmaya devam eder.
Deprem sonucu insan bedeninde oluşan olumsuzluklar belirli bir süre içerisinde düzeltirse de insanın ruhunda, duygularında oluşturduğu etkiler onlarca yıl devam edebilir. Doğal afetlerin insanda oluşturduğu etkiler çok çeşitlidir. Korku karamsarlık gelecek kaygısı sürekli tetikte olma hali uykusuzluk her an deprem olacakmış gibi tetikte olma gibi duygular sıklıkla yaşanan ruhsal tepkilerdir.
Deprem ve benzeri doğal afetler sonrasında en sık görülen ruhsal bozukluklar; akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozuklukları, depresyon ve uyku bozukluklarıdır. Bu etkiler depremden sonra başlayarak aylar sonrasında artarak kişiyi ruhsal açıdan olumsuz etkilemektedir. Bazı kişilerde depremin ilk dönemlerinde herhangi bir etkilenme olmazken aylar sonra bu ruhsal tablolar ortaya çıkmakta ve daha hafif sarsıntılar kişide daha ağır tablolar oluşturabilmektedir."
"BİRÇOK İNSAN HALA BU ETKİDEN KURTULAMADI"
"Deprem sonrası evi yıkılan, bulunduğu mahalleden ve komşularından ayrılmak zorunda kalan, kişiler bu sıkıntıları daha farklı şekilde yaşamaktadır. Bir anda yaşadıkları mahalleyi, senelerdir kullandıkları eşyaları, birlikte zaman geçirdikleri komşularını, arkadaşlarını ve dostlarını kaybetmek zorunda kalmak bundan sonraki yaşamlarında ciddi sıkıntılar oluşturmaktadır. Devletin deprem konusundaki destekleri, rahatlama sağlasa da birçok insanın hala bu etkiden tam kurtulamadığını gözlemliyoruz. Depremin ilimizde oluşturduğu olumsuz etkiler, tüm dünyayı sarsan pandemi sürecinin de eklenmesi ile diğer bölgelere göre daha dezavantajlı bir etki oluşturmuştur."
"RUHSAL BOZUKLUKLARIN TEDAVİ EDİLMESİ ÖNEMLİ"
"Bu süreçte insanların yaşadıkları ruhsal bozuklukların tedavi edilmesi ve destek alınması çok önemlidir. Ne yazık ki günümüzde birçok kişi bu durumlarda nasıl bir destek alacağını ve kimlere başvuracağını bilemediği için bu olumsuz durumları yaşamaya devam etmektedir. Çevremizde deprem sonrası olumsuz duygular yaşayan ve kendi başına bunların üstesinden gelemeyen yakınlarımıza ve dostlarımıza psikiyatrik ve psikolojik destek almaları konusunda yardımcı olmalıyız. Onlara yalnız ve çaresiz olmadıklarını hissettirmeliyiz. Bundan sonraki yaşamımızda depremler hep olacaktır. Önemli olan depremlerle ilgili her türlü önlemin alınması ve depremle birlikte yaşamanın öğrenilmesidir. Depremin yol açtığı bedensel, ruhsal ve sosyal yaraları devletin desteğinin yanı sıra toplum olarak hep birlikte dayanışma, birlik ve beraberlik ruhuyla üstesinden gelmeliyiz."
