Öne Çıkanlar Vali Yırık ve Şerifogullarından Elazığspora Ziyaret Bina işleri yaptırılacaktır Gakgoya Prim Dopingi BALIK: YARALARIMIZIN BÜYÜK KISMINI SARDIK KORSANLA MÜCADELEDE TAVİZ VERMEYECEĞİZ

Bu haber kez okundu.

“KALP KRİZİ GEÇİREN HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ HAYATINI KAYBEDİYOR”

. Hayatta kalanlarsa kalp adelesinin bozulmasından dolayı kalp yetmezliği hastası olurlar. Kriz sonrası yapılan cerrahiler hem daha risklidir, hem de yetmezliğe bağlı şikayetler çoğu zaman ameliyat sonrasında da devam eder. Ameliyatı geciktirdiğiniz her an, zaman sizin aleyhinizde işler.” dedi

Anjiyo yöntemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çaynak, “Anjio yöntemiyle tıkalı kalp damarını balon ile genişletmek, ardından stent takarak açıklık sağlamak, bu tedavi seçeneğine uygun hastalar için başarılı bir alternatiftir. Ancak her tıkalı damara yapılan anjio işlemi, aynı sonucu vermez. Kalp damarı birden fazla yerinden daralmışsa, damarların çatallaştığı bölgelerde, uzun bir bölümü daralmışsa ve kalbi besleyen damarların hepsinde darlıklar oluşmuşsa, by-pass ameliyatı kesin ve uzun ömürlü bir çözüm olacaktır.” dedi

“Damar Tıkanıklıkları Çaresi Olan Bir Hastalıktır”

 Damar tıkanıklıklarının tedavi edilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Çaymak, “Kalp damar tıkanıklıkları çaresi olan bir hastalıktır. Ancak uzun ömürlü ve tekrar tekrar işlem yapmayı gerektirmeden tedavi edilmelidir. Anjio ile tıkalı damar açılırken, bypas cerrahisinde tıkanıklıkların ilerisine yeni bir damar dikilir. Böylece bütün tıkanıklıkların ilerisine kan göndermek mümkün olur ve ileride de oluşabilecek darlıklara tam çözüm bulunur. Özellikle birden fazla kalp damarı tıkanıksa kesin çözüm ameliyattır. Ameliyatı ertelemek için yapılan zorlama stentler ömrünüzden ve kalp sağlığınızdan alır.” ifadelerini kullandı

“Erken Stent Tıkanmalarıyla Tekrar Tekrar Kalp Krizi Riski Oluşur”

Şeker hastalarının damar hastalıkları yönünden daha dikkatli olması gerektiğini ifade eden Çaymak, “Özellikle şeker hastalarında oluşan kalp damar tıkanıklıklarında, damarlar birden fazla yerinden daralır ve tüm kalp damarları tutulur. Bu durumda; takılacak stent sayısı artar ve uzun stentler kullanılır.

Bu durumda, erken stent tıkanmalarıyla tekrar tekrar kalp krizi riski oluşur.

Bu grup hastalar, by-pass cerrahisinden en fayda gören hastalardır.

İlaç tedavisi ile damarların açılması mümkün olmadığı için, her an kalp krizi riski altında yaşarsınız.

Kalp krizi geçiren her üç kişiden biri hayatını kaybeder.

Hayatta kalanlarsa kalp adelesinin bozulmasından dolayı, kalp yetmezliği hastası olurlar.

Kriz sonrası yapılan cerrahiler hem daha risklidir, hem de yetmezliğe bağlı şikayetler çoğu zaman ameliyat sonrası da devam eder.

Ameliyatı geciktirdiğiniz her an, sizin aleyhinize işler.”dedi

“Bütün By-Pass Ameliyatları Kapalı Yapılabilir”

By- pass ameliyatında kullanılan yöntemlere, ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çaymak,Mini-bypass yöntemiyle yaptığımız ameliyatlarda göğüs kemiği açılmaz.

Açık bir ameliyatta yaptığımız by-pass’ların tamamını, sol meme hizasından yapılan küçük bir kesiyle gerçekleştiririz.

Ayrıca; bacak damarı da, endoskopik yöntemle kapalı olarak çıkarılır.

Bunlardan dolayı göğüs kemiğinde kaynama bozukluğu, bacak yarasında enfeksiyon gibi riskleri yoktur.

Çoğu hasta, ‘Açık ameliyatta yaptığınız tüm damarlara kapalı da yapabiliyor musunuz?’ ya da ‘Kalbin arka damarına ve sağ damarına da oluyor mu?’ diye soruyor.

Mini-bypass açık bir cerrahide hangi damara ve kaç damara müdahale edilecekse, aynısını kapalı yapmaktır. Bütün by-pass ameliyatları kapalı yapılabilir” diyor.

“Göğüs Kemiğinin Açılmasına Bağlı Sorunlar Oluşur”

 Ameliyatın riskli olduğu grupları da açıklayan Çaymak, şunları ifade etti; “Ameliyatın riskli olduğu kişiler; şeker hastası, KOAH (akciğer hastası), obez, kadın ve yaşlı hastalardır.

Tüm bu hastaların riskleri by-pasın zorluğundan ziyade, göğüs kemiğinin açılmasına bağlı sorunlardır.

Şeker hastalarında yara iyileşmesi sorunlu olduğu için, bacak damarı uzun bir kesiyle açık çıkarılırsa, göğüste uzun bir yara olursa, enfeksiyon riski yüksektir.

KOAH hastaları göğüs kemiği açılırsa ağrı ve kemik stabilitesi nedeniyle, rahat nefes alamaz ve öksüremezse akciğer problemleri yaşar.

Obezitesi olanlar da, kemik üzerine binen yük arttığı için, kemik çelik tellerle tutturulduktan sonra teller kırılabilir ve ya kemiği keserek kaynamamaya sebep olur ve tekrar tekrar kemik ameliyatı olmaları gerekebilir.

Kadın hastalarda, mini-bypass tamamen sol meme altından yapıldığı için, hiçbir görünür iz kalmaz.

Ayrıca yaşlı ve kadın hastalarda, kemik erimesine bağlı açık ameliyat sonrası kemikte kaynamama problemleri sıkça görülür.”

“Mini By-Pass Sonrası Hayat Hemen Normale Dönüyor”

 “Klasik bir by-pass ameliyatı sonrası birkaç ay istirahat etmeniz gereklidir.

En az iki ay araba kullanmanız ve yan yatmanız yasaktır.

Eskiden yaptığınız çoğu sportif faaliyetleri bırakmanız gerekir.

Ayrıca özellikle yaz aylarında hem göğsünüzün ortasında, hem de bacağınızda kocaman bir izle görünmek sizi rahatsız edebilir” diyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, mini-bypass’ın avantajlarını  şu şekilde anlattı;

“Mini-bypass sonrası 4. günde taburcu olabilir ve arabanızı sürerek evinize gidebilirsiniz.

Ameliyatın ertesi günü, yan yatabilir ve kollarınızı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

Her türlü sportif faaliyetinize (tenis, dalış, ağırlık egzersizleri) iki hafta içinde başlayabilirsiniz. Özellikle kadın hastalarda, kesi tamamen meme altında kaldığı için yazın bikiniyle bile, denize girseniz ameliyat olduğunuz anlaşılmaz.

Şort, etek giydiğinizde bacağınızda bir iz olmaz. Mini by-pass cerrahisi, by-pass cerrahisinin bütün faydalarını elde etmenizi ancak tüm külfetinden kurtulmanızı sağlar.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol