Öne Çıkanlar Fide Dağıtımına Başlandı BAKANLIK 106 MİLYON LİRA ÖDEME YAPACAK Karantina Yurdu Olarak Belirlendi Gümrük Kaçağı Makaron Ele Geçirildi iç ve dış cephe bakım onarımı yaptırılacaktır

Bu haber kez okundu.

Kuraklık Hayvancılığa Ciddi Zarar Verebilir

Bu yıl yaşanan kuraklığın en fazla zarar vereceği sektörün hayvancılık sektörü olacağını kaydeden Veterinerler Odası Başkanı Cazim Bulut  kuraklığa bağlı olarak süt  ve süt ürünleri  üretiminde ciddi düşüşler  yaşanacağına dikkat çekti. Başkan Bulut   düşen üretime bağlı  olarak vatandaşların süt ve süt ürünlerine   ulaşmada ciddi sıkıntılar yaşayabileceğini vurgulayarak yetkililere gerekli önlemleri almaları için çağrı yaptı.

“Et Üretimimiz Tüketimi Karşılayamamaktadır”

 Hayvansal ürün üretiminin önemine vurgulayan başkan Bulut, “2019 sonlarında Çin’in Vuhan kentinde çıkıp, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemi süreci bir kez daha göstermiştir ki, hayvansal gıda üretimi, şimdi daha bir önem kazanmıştır.  Bugün dünyada, ülkelerin hayvansal üretimleri, o toplumları diğer toplumlara  üstün hale getirmektedir.  Bugün ülkemizin, havyan varlığı bakımından süt üretimi, ülkemiz insanının tüketimi bakımından yeterli olmasına rağmen ortalama süt tüketimimiz Avrupa ülkelerinin çok gerisindedir. Bununla birlikte et üretimimiz, tüketimi karşılayamamaktadır. Aradaki farkı ithalat yoluyla canlı hayvan veya hazır et olarak bilinen karkas et şeklinde karşılamaktayız. “dedi

“Yerli Ve Milli Üretimi Sağlayabilmek Bir Zorunluluktur”

Başkan Bulut hayvancılık politikalarına ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede ise, “ Ülkeler, hayvancılık politikalarını belirlerken çeşitli metotları ve yöntemleri benimserler. Maalesef ülkemizde tüketici endeksli hayvancılık politikaları uygulanmakta olup, bu da bugün itibariyle yerli üretimin önündeki en büyük engeldir.  Hayvancılık ve gıda, gelecekteki toplumlar ve ülkeler için stratejik bir öneme sahiptir. Kendi ihtiyaçlarını kendi üretimleriyle karşılayabilen ülkeler, hem toplum sağlığı açısından hem de ekonomik değer bakımından diğer toplumlara üstünlük kuracaktır.

Hayvancılık ve gıda üretiminin yalnız başına, üretimi de yetmeyecektir. Gıdayı ve hayvancılığı güvenli bir şekilde oluşturabilmek için yerli üretimin kapasitesini, toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, yerli ve milli üretimi sağlayabilmek bir zorunluluktur.  Bunu yaparken de, sürdürülebilirlik açısından üretimi yapan üreticinin ticari kârlılığı her dönemde, oluşabilecek dış etkenlere karşı daha korunaklı bir hale getirmek gerekmektedir. Zira üreticinin zararı, ülkenin zararı bağlamında mutlaka değerlendirilmelidir. Üreticinin zararının sürdürülebilirliği olumsuz etkileyeceğini unutmamak gerekir. “ifadelerini kullandı

“Tarım Ve Hayvancılık Sektörünü Yöneten Otorite, Kuraklık Krizini Önceden  Değerlendirmelidir”

Kuraklığın hayvancılığı çok olumsuz etkileyeceğini de dile getiren Bulut, “2021 yılı itibarıyla karşımızdaki tablo, hem süt üreticisinin hem de et üreticisinin önünde zorlu günler olduğunu göstermektedir. Burada en önemli mesele, kuraklıktır. Kuraklık, yem üretimi için gerekli olan ham maddenin ve bitkisel üretimin rekoltesinde çok ciddi düşüşlere neden olmaktadır. Bu düşüşle birlikte meralarımız canlı olmasına karşın yem fiyatlarının çok yüksek seviyede seyrediyor olması, üreticiyi zorlu bir sürecin beklediğinin habercisidir. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu arpa taban fiyatlarının, çok üzerinde arpa fiyatlarının olması, kuraklığın üretici üzerindeki baskısına bir örnektir. Tarım ve hayvancılık sektörünü yöneten otorite, kuraklık krizini önceden  değerlendirmeli, üreticinin süreçten olumsuz etkilenmemesini sağlamalıdır.” dedi.

 “Satılan Sütlerin, Gelirleriyle Hayvanların Yem Giderlerini Karşılamak İmkânsızdır”

 Üreticilerin sattığı sütün yem giderlerini karşılayamadığını vurgulayan Bulut, “Bugün serbest piyasada satılan sütlerin, gelirleriyle hayvanların yem giderlerini karşılamak imkânsızdır. Aynı şekilde bugün besi sektöründe de, karkas et fiyatlarının tüketimdeki yemi karşılama oranı kârlılık bakımından değerlendirildiğinde, oldukça düşük seviyededir. Tüm bu olumsuz etkiler, sadece üreticinin zararını ortaya çıkarmayacaktır. Aynı zamanda üretici, borç stokunu karşılayabilmek için damızlık değerleri olan hayvanlarını elden çıkarmak zorunda kalacaktır. Sektördeki olumsuz gidişatla, damızlık hayvana alıcı bulunamayacağı için, genetik kapasitesi yüksek hayvanların kesime gitmesinin önüne geçmek mümkün olmayacaktır. Gerekli tedbirler alınmazsa, önümüzdeki yıla  ülkemizin damızlık anaç sayısında çok ciddi düşüşler olacağını tahmin etmekteyim. Bu durum beraberinde başka sorunları getirecektir. Çok fazla anaç sığır kesileceğinden dolayı, kırmızı et özelinde, kısmi bir bolluğun olacağı ve et fiyatında da istikrarsızlığa neden olacağı muhakkaktır. Dolayısıyla üretici, sürdürülebilir bir üretimi, yapabilmek adına sektörü yöneten otoritenin üreticiye, katkı anlamında neleri yapabileceğini bildirmesi, ülkenin hayvancılık sektörünün olumsuz etkilenmemesi adına önemlidir.” ifadelerini kullandı

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol