Öne Çıkanlar Fide Dağıtımına Başlandı BAKANLIK 106 MİLYON LİRA ÖDEME YAPACAK iç ve dış cephe bakım onarımı yaptırılacaktır Karantina Yurdu Olarak Belirlendi Gümrük Kaçağı Makaron Ele Geçirildi

Bu haber kez okundu.

Merhum Ozan'ın Öğrencilerinden Vefa Örneği

Ahmet Tevfik Ozan Hoca İle Ne Zaman Tanıştınız? Telmih Dergisine Katkıları Neler Oldu?

Ahmet Tevfik Ozan Hoca ile lise yıllarında tanıştım.  Bir bayramlaşma töreniydi. Güzel gönlü ve güler yüzüyle insanlara tebessümünü armağan ediyordu. Daha sonra sosyal ağlar üzerinden iletişimimiz gelişti. Üniversite yıllarında Azerbaycan Milli İlimler Akademisinin Nizami Gencevi Anısına bir sempozyum düzenliyordu. Prof. Dr. Almaz Ulvi Binnetova tarafından ben ve şaire Süreyya Kaya Hanımefendiye de davet mektubu ulaştı. İki ayrı makale yazmak yerine bir bütün makale yazma kararı verdik.  Mehmet Araz ve Ahmet Tevfik Ozan hocamın şiirlerini karşılaştırmalı metin olarak çalıştık. O belgeleri almaya gittiğimde gönlü gani bir insanla ilk samimi hasbihalimizi gerçekleştirdik ondan sonra bir yıl sonra Telmih Dergisini kurma fikrini sunduğumda merkezimiz burası olsun bizim şehrimizin gençleri başta olmak üzere kalem tutan tüm gençleri bir araya toparlayalım dedi. Dergimiz bir okul gibi olsun dedi bu fikri Dergimizin akademik koordinatörü Veysel Şahin Hocamla da paylaştım. Dedi ki hocamız yerden göğe kadar haklı Elazığ’dan tüm dünyaya bir ses olalım dedi.  Dergimizin Ak saçlısı olarak hepimizi görecek şekilde onursal başkanımız olarak vefatından bir gün önceye kadar bizim yanımızda oldu.  Onun Tabiriyle amacımız dergi çıkarmak değil “Edipler Edepli Olur” diyerekten orta Asya’ya Balkanlara Kafkaslara bütün dünyaya bir ses olacağımızın hayalini kurduk.  Dergiyi hazırlarken güzel bir örnek verirdi dergicilik pekmez yapmaya benzer bir damla su tüm tadı bozar diyerek bizleri çok ikaz etti. Onun için enaniyet sahibi yahut haset insan tüm dünyaya zarar verecek nitelikteydi. Her sayımızın son okumasını birlikte yapardık. Sorduğu soruların başında kaç yeni kişi aramıza eklendi. Kaç genç var dergide? Bu soruların cevabını vefatından sonra daha iyi anlıyorum. Ahmet Tevfik Ozan’ın Gelecek Hayali Edepli Bilgili, Vatansever, İman çizgisinde bir gençlikti. Yolumuzu davamızı bir kılan Allah’a sonsuz şükürler olsun. Hem Son televizyon programı hem de vefatından bir gün evvel yanında olmanın mutluluğunu yaşadım.

Öğrencisi Olarak Bizlere Ahmet Tevfik Ozan Hoca’yı Anlatabilir misiniz?

“Disiplinli biriydi. Odasında her rafın her bölmenin yeri vardı ve bu bölümler etiketli şekilde hizalanmıştı.  B rafı, c dolabı vb. şekilde. Masasındaki şekeri gönlünün sıcaklığını yansıtırdı. Paylaşmayı severdi. Ekmeğini ve gönlünü bizlerle bölüşürken, derdimizle dertlenir, mutluluğumuzla mutlu olurdu. Her şeyden önce çok sabırlıydı. Bizlere de sabırlı olmanın önemini anlatırdı.  O bir dervişti gözü yaşlı olanda yüzü gülende onun fakültedeki üçüncü kattaki odasının kapısından içeri girmiştir. Onun kapısı gönlünde kin taşımayan herkese, her sese açıktı. Mantık konusunda uzman bir kişiydi. Atılacak en küçük adımdan, en büyük olaya kadar kâğıt üzerinde şekillenirdi. Onun için kâğıt üzerindeki göstergeler bir tatbikat gibiydi. Öğrencilerini yazmaya teşvik ederdi. Pınar, Aynur ve daha birçok kişi tıp sıralarından dergimizde yerini almıştı. Gençlerin önünü aşmayı bayrağa ve dine hizmet olarak görürdü. Gani gönüllüydü hediyeleri vardı. Elazığ yazılı sofra bezlerini ve mendilleri insanlara armağan ederdi. Çocuklar hediye etmek için depo olarak kullanılan odada oyuncaklar bile vardı. İl dışına çıkmadan kendinin yanına uğrardım. Uğrama nedenim mutlaka o şehirde selamının ulaşacağı birinin olmasıydı. Örneğin Denizli’ye dergi Çalıştayı’na gideceğiz Kemal Tasalı’ya, Şerif Kutludağ’a selamını götürmemizi istedi.  Amacı güzel insanları bir araya toparlamaktı. Bunu da fazlasıyla başardı üç kuşağı bir araya getirdi. Dergi de fikir alışverişlerinde istişarenin önemini vurguladı. Bir eser alımında Nurullah Genç Hocamızı aradık.  Dedi ki Telmih’i biz gençlerle çıkarıyoruz eserlerini bekliyoruz. Nurullah Ağabey, Ahmet Abi can ve baş üstüne diyerekten gönlüyle cevap verdi. Asla kimseyi kırıp incitmezdi. Kendini üzebileceğini düşündüğü insanlara mesafe bırakırdı ve asla kimse hakkında bir şey konuşmazdı. O herkese her sözü yüzüne konuşan bir doğruluk meşalesiydi. Elazığ’da birçok insana ilham ve ışık oldu.  Amacı son gününe kadar İslamın kalem ve ilim neferliğini yapmaktı ve o gayesine ulaşarak göçtü aramızdan.”

Ahmet Tevfik Ozan Hocanın Anısına Bir Sayı Çıkaracağınızı Telmih’ in 18. Sayısında ilan etmiştiniz. O sayı hakkında neler söylemek istersiniz?

“Sanatının 50. Yılına vefa olarak bir sayı oluşturma hazırlığına başlamıştık Biz bu zamana kadar hiç şahıs dosyası çalışmadık. Bu dosyayı ona armağan edecektik. Önce sürpriz yapalım dedi Muhammet Yalçın Azizoğlu sonra hocanın haberi olursa bu sayının şekillenmesi daha iyi olur diye istişarede bulunduk. O sayının hazırlığını bir öğle sonu iskelet metin listesi oluşturmaya başladık. Ofisin içerisinde zihnimdeki düşünce akışının sıcaklığıyla bir sağa bir sola doğru dolaşmaya başladım. Muhammet Yalçın Azizoğlu “ Neden böyle için içine sığmıyor” ben de ona dönerek “ Ağabey ateşten bir gömlek giyineceğim sırtıma aklımda şehirler geçiyor Erzurum, Kayseri, Kırşehir, Balıkesir, Ankara,” bütün dostlarını tanıyorum hepsinin numaralarını telefonuma kaydettirdi. Bu sayı en iyi şekilde oluşmazsa kendimizi kötü hissederiz. En iyi sayıyı yapmak gerekiyor. ” o günlerde Azizoğlu gazetede çok güzel bir yazı kaleme almıştı. Ahmet Hocam o yazıyı okuyunca çok mutlu olmuştu. O mutluluğu yeniden yaşatmamız gerekiyordu. Görev dağılımını yaptık.  Dosyanın Akademik Koordinatörlüğünü Doç. Dr. Veysel Şahin Hocamız, Şiirlerin seçimini Muhammet Yalçın Azizoğlu diğer edebi türleri de Gürhan Gürses Üstlendi. Ben de genel olarak hepsinin kontrolünü sağlayacaktım. Sonra Ahmet Tevfik Ozan Hocayı aradık  Muhammet Yalçın Azizoğlu’yla güzelce tebessüm dolu bir sesle karşıladı bizi Naci Onur Hocanın Lisede dersine girenlerden biri olduğunu doğruladık.”

Vefatından Önce Beraberdiniz Vefatından sonra neler Hissettiniz ?

“Vefatından bir gün önce yanına gittim. O gün Günışığı ve Yeniufuk Gazetesinden Mustafa Ekici İle de görüşecektim önce Öğretmenevi önünden geriye ofise döndüm sonra kararsız kalıp biraz daha ilerledim. Valilik karşısındaki ara sokağa istikametinden geri dönecektim kalbim beni üniversiteye sürükledi. Önce Ahmet Erensoy Hocaya bir selam verdim daha sonra Ahmet Tevfik Ozan hocamı görmek için 3. Kata çıktım hoca bir mum yakmış masanın kendince soluna bırakmıştı. Her zamanki gibi konuştuk saat 15.00 geçiyordu. Hocam Telmihçe Şiir, Telmihçe Öykü ayın sonuna çıkıyor hemen hemen hazır zaten. Telmih’in 19. Sayısı sizin de bilginiz ışığında 50. Sanat yılınız anısına çıkacak Şubatta hazırlıklara başlayalım ilana çıkacağız dedim. Fakat bir ön hazırlık yapalım dedim. Bana masadan bir kalem bir not defteri uzattı Kayseri, Erzurum, Balıkesir, Kırşehir, Ankara başlıklarını açtık. Birçok isimi kalem kalem not defterine işledim. Birde mektuplar ve fotoğrafları hazır edelim dedi. Cumhurbaşkanımızdan, birçok insana kadar mektuplar vardı.  Kendi döneminden hem sağ düşünceden hem de sol düşünceden birçok ismi bana yazdırdı. Dedi ki hepsi aynı anlatacak onlarla adaletli ve güzel günlerim oldu. O sırada Prof. Dr. Erhan Deveci Hocanın da bu sayıda olmasını istedi. Odaya gidip bu dileği Prof. Dr. Erhan Deveci hocaya söyledim Ferdane hocamdan da Ahmet hocamı karakalem tasvir etmesini istedim. O da olur dedi. Sonra Prof. Dr. Erhan Deveci Hoca odaya geldi seni en iyi ben anlatacağım deyince Ahmet Hocam “sırlarımızı aşikar etme Erhan” deyip hepimiz gülüştük bir gün sonra vefat haberini aldım. Evet Ahmet Tevfik Ozan “gani gönlüyle” 19. Sayınında hazırlığını yaparak gitti. Bizde sözümüzün ardındayız. Vefa sayımızda onun adını yad ederek evlatları olarak üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Yayın kurulumuzun kararı ile Telmihçe Şiir Telmihçe Öykü, Telmih.com’dan dijital olarak 20 Şubat’ta okurlarımız ile anısına çıkacak. Yine Telmih’in 19. Sayısı da Ahmet Tevfik hocamıza vefa sayımız olarak oluşturulacak. Bu dosyamız için ilana çıkmayacağız. Nasip olursa Mart Ayının ilk haftası okurlarımız ile buluşacak. “

Ahmet Tevfik Ozan Hoca Anısına Farklı Bir Çalışmanız Olacak mı?

 “Onun vedasına tüm Türkiye ağladı. Bugün bir telefon geldi bana. Dedi ki bizim çocuklarımız hocayı bilsinler biz onu yeterince tanıyamadık. Bu söz zihnimizdekileri yeniden gözden geçirtti.  Adına bir kütüphane kurmayı canı gönülden isteriz. Sonra hayatının belirli bölümlerini geçirdiği illerde de adının yad edilmesi için mücadele edeceğiz. Bu konuda Ahmet Tevfik hocamızın “Sen benim heyecanımı taşıyorsun” dediği yol arkadaşı olarak gördüğü onun telefonda kaydettiği tabirle Sendikacı Ümit (Ümit Karataş) ağabey ile de bir takım istişarelerde bulunduk. Onun adını önce kalbimizde sonra da şehrimizin sanatsal değer taşıyan yerlerinde görmek istiyoruz “

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol