Kantin-İş Elazığ Şube Başkanı Leyla Yıldırım kantincilerin 24 Ocak 2020’de yaşanan depremden bu yana mağduriyet yaşadıklarını pandemi ile birlikte bu mağduriyetin daha da derinleştiğini dile getirdi. Başkan Yıldırım birçok kantincinin evine ekmek götüremediği için psikolojisinin bozulduğunu birçok kantincinin ekonomik sebeplerle aile birliğinin zarar görmek üzere olduğunu kaydetti. Yıldırım TESK Başkanı Bendevi Palandöken’in kendileri ile birlikte kısıtlamalar nedeniyle zarar gören diğer sektörlere yönelik destek verilmesi için yaptığı çağrıyı önemsediklerini belirtti. Yıldırım meclise gelecek kanun teklifi ile kantincilerin iktidardan bir müjde beklediklerini belirtti.
“En Büyük Talebimiz Bağ-Kur ve SGK Primlerimizin Devletimiz Tarafından Ödenmesidir”
Elazığlı kantincilerin hem deprem hem de pandemi nedeniyle iki kez mağdur olduğunu kaydeden Leyla Yıldırım“ Elazığ’da 24 Ocak depremi sonrasında yıkılan okullar ve güçlendirme yapılan okullar nedeniyle çok sayıda kantinci arkadaşımız başka okullara transfer olmak zorunda kaldılar. Depremin getirdiği olumsuzluklar bitmeden pandemi süreci başladı. Pandeminin ilk ortaya çıktığı günün sabahında öğrenciler okullara gelmemeye başladılar. Ardından hemen okullar kapatıldı. 2020 yılı kasım ayında bir dönem okullar açılsa da vaka sayılarının yükselmesine bağlı olarak okullar tekrar kapatıldı. 3 Mart 2021 tarihinde yüz yüze eğitimlerin verilmeye başlanması bizler de sevince ve mutluluğa sebep oldu. 1,5 yıldır işletmeleri kapalı olan kantincilerimiz maddi ve manevi anlamda çok ciddi sıkıntılar yaşamışlardır. Kantinciler tabiri caizse bıçağın kemiği kestiği anları yaşadı. Birçok meslektaşımızın psikolojisi bozuldu. Eşi ile ayrılma noktasına gelen çok sayıda arkadaşımız var. Bankalara borcunu elektrik su faturasını ödeyemeyen çok sayıda meslektaşımız var. En büyük talebimiz Bağ-Kur ve SGK primlerimizin devletimiz tarafından ödenmesidir. İşsizlik ödeneğinden işverenlerin de faydalanmasını istiyoruz. Çekmiş olduğumuz kredilerin ertelenmesini istiyoruz bu taleplerimizi Ulus Meydanı’nda gerçekleştirdiğimiz eylemle de dile getirdik ”dedi
“En Çok Bedel Ödeyen Meslek Kolu Olduk”
Kantincilerin pandemi nedeniyle en fazla bedel ödeyen iş kolu olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Ocak, şubat ve mart ayında hükümetimizden bin liralık bir destek aldık. Ardından üç ay 500 liralık kira desteği aldık. Elazığ Belediye Başkanımız Şahin Şerifoğulları ’ndan bin liralık destek aldık. Ancak bu destekler yeterli değil. Bakın bugün sadece Bağ-Kur primimiz bile bin 50 liradır. Beklentilerimiz arasında TESK Başkanımız Bendevi Palandöken’in dile getirdiği kısa çalışma ödeneğinin yıl sonuna kadar devam etmesini istiyoruz. İşverenlere verilen ayni nakdi desteklerin tıpkı 2020 yılında olduğu gibi yıl sonuna kadar devam etmesini istiyoruz. Çünkü önümüz karanlık. Biz bu sürecin ne zaman sonlanacağını ve biteceğini bilmiyoruz. Deprem ve pandemiden en çok etkilenen sektör biziz. En çok bedel ödeyen işletmelerini kapatan, kısıtlama kurallarına uyan meslek kolu olmamıza rağmen en çok bedel ödeyen meslek kolu olduk. Bugün birçok arkadaşımız ek iş arıyor. Ancak Elazığ’da birçok meslek kolunun da pandemi kısıtlamaları nedeniyle kapanması sonrasında Elazığ’da herhangi bir üretim alanın olmamasına bağlı olarak bu arkadaşlarımız iş bulamadılar. Biz sizin aracılığınızla belediyeden iş istemiştik. Bu işi evimizi geçindiremediğimiz için istemiştik. Ancak herhangi bir dönüş olmadı.” ifadelerini kullandı
“Yapılandırmanın Yapılandırılmasını Bekliyoruz”
Krediler ile ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Yıldırım kısıtlamalar sonrasında sadece Elazığ’da kantin iş kolundan geçimini sağlayan 20 bin kişinin mağdur olduğunu belirtti. Yıldırım, “Depremde Elazığ’a verilen krediler faizli olarak ertelendi. Arkadaşlarımız bu kredileri faizli olarak ödemeye başladılar. Bu nedenle kredilerin bizim için hiçbir anlamı kalmadı. Bağ-Kur ve SGK primlerimizin de devletimiz tarafından karşılanmasını bekliyoruz. Pandemi sürecinde elektrik, su ve doğalgaz faturalarının en azından yarısı devletimiz tarafından karşılanmalıydı. Çünkü işletmelerimiz salgın hastalık sebebiyle kapatıldı. Şimdi bir düşünün işiniz yok evinizdesiniz; ne yiyip ne içeceksiniz? Evinizin kirası, elektriği, suyu evin ihtiyaçları gibi birçok alanda desteğe ihtiyaç duyacaksınız. Biz bu noktada devletimizden üzerimizdeki bu yükleri almasını çok istedik maalesef gerçekleşmedi. Şuanda sadece Elazığ’da 200’den fazla kantin işletmecisi arkadaşımız var. Bunların yanında çalışanları ve iştirakçi firmaların çalışanlarını aileleri ile birlikte hesap ettiğinizde sadece Elazığ’da en az 20 bin insan mağdur durumdadır. Türkiye’deki kantinci esnafı sayısı ise 100 binin üzerindedir. Bu noktada genel merkezimiz bakanlıklar nezdinde ciddi bir çalışma yürütüyor. Umudumuz, meclise gelecek tasarıda bize ve bizim durumumuzda olan diğer iş kollarına umut olacak maddelerin yer almasıdır. Bunları müjde olarak devletimizden duymak istiyoruz. İnsanlar evlerine ekmek götüremediği için psikolojileri bozulmuş durumdadır. Hükümetimizden bu noktada acil ve ciddi adımlar beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Gelir desteklerinin günümüz şartları göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmesini bekliyoruz. En azından insanların evlerini geçindirebilecekleri bir desteğin verilmesini istiyoruz. Bu noktada yapılandırmalar ile ilgili olarak da yeni bir çalışma yapılmasını ve yapılandırmanın yapılandırılmasını bekliyoruz. Çünkü yapılandırma anlamsız bir hale geldi. İşletmeler kapatıldığı için şuanda kimsenin borçlarını ödeyecek gücü bulunmuyor.” dedi.
