Özellikle yaz aylarında hepimizin gözü dağlardan suyunu alan, soğuk, kana kana içilecek bir çeşme arar. İnsanların en temel ihtiyaçlarından olan su, her an aradığımız bir besindir. Bu sebeple de her şehirde, her mahallede bir çeşme yapılması elzem bir durum hâline gelmiştir. Hatta bu doğrultuda insanlar ahiretlerine de faydası olması cihetiyle “ hayratlar” yaptırır.

        Hele bir de musluğu olmayan, sürekli akan çeşme gördünüz mü suyun dağdan geldiğini anlarsınız. Sadece insanlar mı yararlanır çeşmeden? Her geçen suyu doya doya içer. Bir taraftan su akıp gitmeye devam eder. Yakınındaki bitkiler sular da sular. Hayvanlar çeşmenin suyundan yararlanmak için suyun dolduğu bir yere yaklaşır. Onlar da oradan nasibini alır. Velhasıl bir çeşme dediğimiz yer, bütün canlıların temel ihtiyacını karşılamak için gece gündüz akar.

        Çeşmeyi bu kadar değerli kılan nedir? Elbette tartışmasız içinde taşıdığı ve tüm canlıların istifade ettiği sudur. Hiç kuşkusuz kurumuş bir çeşmenin yanından dâhi geçmeyiz. Aslı itibariyle çok değerli olmasına rağmen özünü kaybettiği için artık değersiz bir hâl almıştır. İnsanların nazarını kaybetmiştir. Artık vazifesini yapamamanın sancısını çekmektedir. Adeta münzevi bir hâl içerisinde yaşamını sürdürür. Bir damla su… Belki harekete geçmesini sağlayacak suya hasret kalmıştır.

        İnsanların bazıları coşkun akan çeşmeye bazıları da kurumuş çeşmeye benzer. İnsana değer veren imanıdır. İslam’la bütünleşen insan, coşkun akan çeşme gibidir. Kendine faydalı olmasının dışında bütün canlılara fayda sağlar. İnsanların, hayvanların, bitkilerin haklarını bilir, gözetir. Verdiği doğru, güvenli bilgilerle insanların içerisine soğuk su serper. Misyonu ve vizyonuyla her yaptığı işte gözlerin aradığı şahıs olur. Yani kul olur, kulluk eder, insanları da kulluğa davet eder. İşte böyle bir insan kurumaya karşı direnecektir. Coşkun akan sular gibi coştukça coşacaktır. Erdemli bir insan olarak yaşamına devam edecektir.

        Bu değerlerden uzak kalan insan kurumuş çeşme misali kala kalacaktır. Hem kendini koruyamayacak hem de etrafına faydalı olamayacaktır. Hatta öyle ki etrafındaki kişilere karşı zararlı olma ihtimali artacaktır. Kendi ümitsizliği içinde bocalayacaktır. Altın gibi bir değer alma ihtimaline karşı en değersiz taşa dönüşecektir.

        Allah’ın (c.c) bize verdiği kıymeti anlayıp ona kulluk etmeliyiz. İnşallah Cenab-ı Hakk’ın bize verdiği değeri anlarız ve “kâmil insan” olma şerefine nail oluruz.

       

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol