Okulların kapanmasına az bir süre kaldı ve hâliyle çocukları karne heyecanı sarmaya başladı.

Peki, bu heyecanı yaşayan sadece çocuklarımız mı?

Elbette hayır…

Veliler olarak biz onlardan daha heyecanlıyız.

Çocuklarımız karne heyecanının yanı sıra bir de karne stresi yaşıyor!

Bu duruma sebep olan ise maalesef biz velileriz.

Karneyi çocuklarımızdan çok daha fazla önemsiyor ve sonuçları hakkında haddinden fazla kafa yoruyoruz.

Çocuklarımızın karnelerinin bizler için bir değerlendirme olduğu doğrudur; fakat asıl değerlendirmenin doğru öğrenmenin nasıl gerçekleşeceği noktasında olması gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir.

Sizlere son zamanlarda sık sık duyduğunuz bir ifadeyi hatırlatmak istiyorum.

Yaparak yaşayarak öğrenmek…

Evet, şu anda eğitim sisteminde öğretmenler sadece doğru yönlendirme yapmakla vazifeli.

Öğrencilerimiz ise aldıkları bilgiler ve kendilerine yapılan yönlendirmeler doğrultusunda öğrenmeyi gerçekleştirir.

Veli olarak biz ne yapmalıyız?

Bizler çocuklarımızın yaşayarak öğrenmesini ne kadar destekliyoruz?

Özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki öğrencilerimiz somut öğrenme dönemindedir.

Onlar için görmek, dokunmak, yapmak ayrı bir öneme sahip.

Onlar için bilmemiz gereken en önemli bilgilerden biri ise o yaş çocuklarımız biz yetişkinler gibi sonuç odaklı değillerdir.

Yaptıkları etkinlikten zevk alırlar.

Onun için bir etkinliği yaparken ne kadar eğlenceli hâle getirirsek o kadar mutlu olurlar, o etkinliğin bitmesini istemezler ve etkili öğrenme gerçekleşir.

Öğrenmenin gerçekleşmesi ile başarı da doğal olarak gelecektir; ama dediğim gibi çocuk yaptığı etkinlikten zevk almaya bakar. Elbette başarılı olmak, iyi bir netice elde etmek onu mutlu eder; ama ilk önceliği sonuç değil.

Çocuğunuza “Bir bir daha kaç eder?” diye sorduğunuzda bu onun için pek bir şey ifade etmez.

Çocuğunuzla kek yapın. İçine yumurta kırarken yumurtalarla toplama işlemini anlatın ve yumurtaları birleştirdiğiniz kapta sonucun iki olduğunu gösterin.

Kekin içine koyduğunuz bütün malzemelerde bu işlemi tekrarlayın; ama çocuğunuzu da yaptığınız işleme dâhil edin.

Çocuk o günkü keki asla unutmayacaktır!

Sorduğunuz sorunun cevabını da tastamam alacaksınızdır.

Öğrenme gerçekleşti.

Gelelim karnemize. Çocuğunuz karneyi getirdiği gün notlara bakıp çocuğunuza bağırmayın!

Notları çok düşük olsa da hiçbir şey öğrenmemiş diye düşünmeyin.

“Bu dönem okulda neler yaptın?” diye sorun.

Size dönem boyunca okulda yaptığı etkinlikleri anlatacaktır.

Hem de yapmaktan hoşlandığı etkinlikleri…

Hani tadı damağımda kaldı dediğimiz yemekler vardır ya anlata anlata bitiremediğimiz. İşte öyle etkinlikler…

Tabi anlattığı etkinlikler aslında öğrendiklerini ifade eder, unutmayalım.

Karneyi önemsemeyelim mi?

Tabi ki hayır. Karne, çocuğumuzun öğrenemediği bilgileri bize bildirir; ama bırakın o öğrendikleri kadarıyla mutlu olsun.

Emin olun onun mutluluğu bizi de mutlu edecektir.

Karne ile ilgili yapmamız gereken ise çocuğumuza öğrenemedikleri hakkında veremediğimiz destek gerçeğini kabullenip eğitimi hakkında ilerleyen dönemde bu desteği vermeye çalışmak olmalıdır.

Bu konu elbette öğretmenle doğru iletişim kurmanın önemine dikkat çekiyor.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol