Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına az bir zaman kaldı.

Öğrencilerimiz yoğun bir çalışma temposuna girecek.

Maalesef öğrencilerimiz her sene aynı sistemle devam etmeye çalışırsa ilerleme kaydetmeleri zor olacak görünüyor.

Buradan ders çalışmazlar veya öğrenemezler anlamı çıkmasın.

Sadece öğrenmede doğru adımların atılması gerektiğini unutmayalım.

Birçok öğretmen duymuştur:” Hocam, çocuk çok çalışıyor ama başaramıyor!” Peki, neden sorusunu kendimize neden sormuyoruz?

        Öğrencilerimizin bir konuyu öğrenebileceklerini biz öğretmenler biliriz.

Her öğrenci anlatılan konuyu az da olsa kavrar.

Kiminin matematiği iyidir onu daha iyi anlar kiminin sosyal bilgiler dersi kiminin Türkçe dersi…

Daha iyi oldukları konuyu az zamanda kavrayabilirler; ancak bu diğer konuları öğrenemeyecekleri anlamına gelmez.

        Elbette öğrencilerin bir bilgiyi öğrenmeleri için öğretmenlerini dinlemeleri gerekiyor; fakat bu yeterli değil.

En başta kendileri gayretli olmalı. Yani alıcılarını açık tutmalı. Sonra ailenin desteğini almalı.

Veliler ellerinden geldiğince çocuklarına eğitim-öğretim açısından yardımcı olmalı.

Öğretmenleriyle ve okullarıyla olan irtibatlarını kesinlikle sıkı tutmalı.

        Gelelim asıl meselemize. Biz öğretmenler öğrencilerimize ödevler verdik, kontroller yaptık.

Veliler, ders çalışmalarına destek oldular, el birliğiyle onların ilerlemesine gayret edildi. Ben farklı bir konuyu dile getirmek istiyorum.

Öğretmenlerimiz sınıf içerisinde öğrencilere farklı öğretim tekniklerini uyguluyor.

İşte, ödevlerin bu öğretim teknikleriyle evde yapılmasını sağlamak gerekir!

Öncelikle öğrencinin hangi öğretim teknikleriyle daha iyi öğrendiğini anlayıp çocuğumuza o şekilde çalışma imkânı sunmalıyız.

Tabii bunun için sürekli öğretmenle irtibat hâlinde olmalıyız; çünkü öğrencinin hangi tekniklerle öğrendiğini o şekilde daha iyi anlarız.

Hem her öğretim tekniği her konuya da uygulanmaz.

Bu yüzden öğretmen-veli iş birliği çok önemlidir.

Özellikle ilkokul çocuklarında görsel öğrenme etkinlikleri çok önemlidir; ama ortaokul veya lise çağındaki öğrencilerimizde kendi başlarına ders çalışma sağlanabildiğinden onlara farklı öğretim teknikleri çok lazım olacaktır.

Soru-cevap tekniği, problem çözme tekniği, sesli okuma tekniği, sessiz okuma tekniği, gösterip yaptırma tekniği, beyin fırtınası tekniği, gezi tekniği, gözlem tekniği, deney tekniği, gösteri tekniği, rol oynama, drama, konuşma halkası, istasyon tekniği, altı şapkalı öğrenme tekniği, benzeti(simülasyon) tekniği…

Daha ismini saymadığımız tekniklerini de eklersek ne kadar da çok öğrenme yolu olduğunu göreceğizdir.

Peki, bu tekniklerden kaç tanesinden velilerimizin haberi var ve bunları kullanıyor?

İşte mesele bu!

Yıllardır öğretmen-öğrenci-veli iş birliğinin üzerinde durulmasının bu yüzden elzem olduğunu unutmayalım!

Tabii kendi başınıza uygulamaya kalkmayın!

Evde öğretmene danışmadan deney yapmak çok tehlikeli olabilir veya uygulamaya çalıştığınız teknikler çocuğunuza uygun olmayabilir.

        Anlatmak istediğim şey: Hani hasta olursunuz da doktorunuz ilaç yazar ve siz de ilacı kullanım talimatına göre kullanırsınız.

Bu misal öğretmeninizle irtibat hâlinde kalarak öğrenciniz için en uygun öğretim tekniklerini öğrenip o şekilde öğrencinizin ders çalışmasını sağlayın.

Daha etkili öğrenmenin gerçekleşeceğini göreceksiniz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol