Sık sık yurtdışına çıkar çoğunlukla 2 ay ile 9 ay arası bir süre kalır vatanıma dönerdim. Yıllar önce iletişim bu kadar kolay değildi. Güncel haberleri almak mümkün değildi. Ancak sınırlı var olan kanalları kullanabiliyorduk.

İnternetin hayatımıza girmesi ile haberleşme kanalları arttı. Anlık yazılı ve görsel haberlere ulaşmak artık mümkün. Yine 6 ayı aşkın süredir Amerika Birleşik Devletlerindeyim. Saat dilimi farkından dolayı 7-8 saat zaman farkımız var. Burada gün başlarken Türkiye akşam saatlerini yaşıyor. Güne başlarken ilk işim internet üzerinden haberleri okumak bir yandan da youtube üzerinden çeşitli tv kanallarındaki haberleri izlemek.

Öncelikle Ulusal haberlerin devamında da yerel haberleri merakla izliyorum. Bazen de sosyal medyada memleketimin sokaklarını, caddelerini, çevresini, sokak röportajlarını canlı yayın yoluyla paylaşan hemşerilerimin paylaşımlarını izliyorum. Dışarıdan baktığımda çok sevdiğim memleketimde yaşayan emekli insanlar yüreğimi burkuyor. Tabii Elazığımız’daki emekli hemşerilerimiz ülkemden sadece örnek küçük bir gruptur. 15 Temmuz Demokrasi Meydanında (PTT meydanı) banklar bırakılarak oturma alanlarını yapılmıştı. Sanki Elazığ’da emeklilerin buluşma mekanı oldu. Emekli ne yapsın bir kıraathaneye, bir pastaneye ekonomik anlamda gitme şansı ellerinden alınınca sosyal mekan olarak boş alanları seçmek zorundalar. Sanırım ayni kişiler gruplar halinde geliyorlar ki sohbetleri derin.

Yıllar öncesini hatırlıyorum emekli olanlar aldıkları ikramiye ile ev alabiliyor ve standart yaşamlarını devam ettirebiliyorlardı. Gençliğini, en güzel yaşlarını çalışma hayatıyla geçiren, devletine vergisini veren emekli artık emekliliğin tadını nasıl yaşasın! Geçim sıkıntısı boynuna binmiş. Emekli artık emekliyor. Emekliye ek iş yapsınlar diye yol gösterenler var. İyi hoş ek iş yapsınlar da yapacakları iş mi var?

Kendilerine uygun iş bulmak kolay mı? İş olsa da o yaştaki insan tercih edilir mi? Ülkemizdeki emeklilerin çoğu zaten emekli olduktan sonra oluşan boşluk onları yaşlılık psikolojisi içerisine sürüklüyor. O çöküntü, işe yaramama ruh haliyle hastalıklar da ardı adına geliyor. Alınan kırpılmış emekli maaşıyla sağlığına ne kadar bütçe ayırabilir ki…. Ne kadar sağlıklı beslenebilirler ki? O yaştan sonra yakınlarının yardımına muhtaç olan emektar emekliler üzüntüden hasta olmazlar mı?

Ülkemizde geçim sıkıntısı bütün faktörleri gölgede bırakmıştır. Aslında emeklilik bireyin yeni bir yaşam biçimine uyum sürecinin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Yıllarını çalışma hayatına vererek belli program ve disiplin içerisinde çalışan birey ileriye yönelik bir yol haritası belirlemediyse kendi iç dünyasında karmaşa yaşayabilir, uyum süreci yaşayabilir. Emeklilik sonrası depresyon, yalnızlık ve gelecek kaygısı bireylerde görülebilecek olumsuzluklardır.

Bazı ülkelerde bireylere emekli olmadan önce kendilerini bu döneme hazırlamak için emeklilik eğitimi verilmektedir. Bu bile insana verilen değerdir.

İşsizlik başını almış gitmiş, gençler ekonomik kaygılarından dolayı yuva kuramıyorlar. Emekliler aldıkları maaş ile bir ayı nasıl geçirebileceklerinin kaygısını taşıyor. Tv programlarında izliyoruz emekli birey “çocuklarıma muhtaç durumdayım, onların yardımıyla geçinebiliyorum” derken ağlamaklı, sesi titriyor.

Gelişmiş ülkelerde yaşlılar, emekliler sağlığı elverişli ise aynı işlerinde veya farklı işlerde çalışmaya devam ediyorlar. Çalışmalarının nedenleri elbette para kazanmak ama onun yanında sosyal hayattan kopmama çabası var. Bizim emektar emeklimiz son yıllarda sadece ekonomik sıkıntılar ile mücadele ediyor. Oysa emeklinin psikolojik yönü hiç dile getirilmiyor. Ekonomi bu kadar kötü değilken emeklilerin sabah saatlerinde sürekli kıraathanelere gidip okey veya kağıt oynamalarını her zaman eleştirmiştim. Haydi bazen olabilir ama her gün saatlerce aynı oyun ne kadar sıkıcı ve geçirdikleri zaman geri kazanılamayacak zaman olduğu içinde geçen saatlere yazık

Bazı Sivil Toplum Kuruluşları, Belediyeler, Üniversiteler, Valilik, Milli Eğitim kurumları emeklilere çeşitli imkanları sunabilirler. Bazı hizmetlerin büyük şehirlerde yapıldığını biliyoruz. Küçük kentlerde neden olmasın. Yapılacak etkinlik emekli bireyleri mutlu edebilir. Neler olabilir derseniz ilk aklıma gelenler şunlar olabilir.

Gönüllü kuruluşlar kapsamında sorumluk ve görev alması için yönlendirilebilirler,

Gelir getirebilecek tarım, el sanatları gibi konularda bilgi ve beceri kazandırılabilir,

Emekli klüpleri, dernekleri, sosyal tesisler kurulabilir,

Halk Eğitim ve Üniversiteler Sürekli Eğitim Merkezleri tarafından çeşitli beceri kursları verilebilir. (Elazığımız’da bazı kurslar var ancak sadece bayanlara yönelik.)

Elbette etkinlikler artırılabilir. Yapılabilecek etkinlikler emeklinin fiziksel ve bilişsel çöküntüsünü önleyebilir.

23 Nisan Çocuk ve Egemenlik Bayramımız bize ve yarınlarımız olan çocuklarımıza kutlu olsun.

Sağlıklı, huzurlu yarınlara….

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol