Yakın zamanlara kadar huzur adası olan Elâzığ, son günlerde yaşanan kötü olaylarla gündeme geliyor.

Elâzığ’ da grupların çatışmaları ulusal televizyonlara kadar ulaştı. 

Yaşanan olaylarla uzaktan yakından bir ilişiği olmayan vatandaşların bile bu olaylar sonucunda yaralanmasına hatta vefat etmesine şahit oluyoruz.

Silahlı kavgalar bir yana sokak ortasında silahla havaya ateş edenler bile bulunmakta. 

Bunlar ne Elâzığ’ımızın alıştığı ne de Elâzığ kültürümüze yakışır olaylar.

Daha geçen gün çocuk parkında silahlı bir grubun çatışması sonucu, olaydan habersizce parkta oturan insanlar yaralandı.

Bu olaylar sokaklarla, çocukların oynadığı insanların dinlenmeye geldiği parklarla beraber insanların sağlık için başvurduğu hastanelere de sıçradı.

Eskiden sarhoşumuzun bile edebi vardı.

Sokaktan geçerken olurda yanından bir kadın veya çocuk geçerse sırtını ona döner ve korkmaması için sarhoş olduğunu belli etmezdi.

İnsanlar dükkanını açar açmaz sabah ilk iş kapılarının önünü süpürürdü.

Belediye çalışanlarımıza iş kalmazdı.

Bu meseleler ve özümüzü kaybetmemiz, bizim halk olarak memleketimize ve memleketimizin kültürüne sahip çıkmamamızın sonuçlarıdır.

Kültürlü insanların başka şehirlere göç etmesinin yanı sıra Elâzığ, kültürlü insanlarımızın yerini dolduramayacak göçler aldı.

Artık mahallelerimizde gece balkonda oturamaz, dışarıya gönül rahatlığıyla çıkamaz olduk.

Elâzığ’ da güvenliğin ve huzurun kalmamasının sebebi göç alıp göç vermemizdir.

Ve malumunuz olduğu üzere bir şehirin sanayisi, göçlerin asıl sebebidir.

Bizler Elazığlılar olarak şehrimize sahip çıkamadık. 

Eğer biz kültürümüze sahip çıksaydık Elâzığ hala Türkiye’ de yaşanabilir yedi şehir arasında yer alırdı.

Çevre illerden Elazığ’ın ilçesi gibi olanlar varken artık biz ilçe konumuna düştük.

Şapkamızı önümüze koyup, mukayese etmeliyiz.

Şehrimizde sanayileşmeyi arttırırsak göç vermez aksine beyin göçü alırız.

Bu sayede hem ekonomik hem de toplumsal olarak eski refaha kavuşuruz.

Bende biz zamanlar Organize Sanayi’de fabrika sahibi bir iş verendim o yüzden bir şehrin kalbinin sanayisi olduğuna vakıfım.

Elâzığ Ticaret Odası 1920’ de kurulmuştur.

Çevre iller geçmiş yıllarda şirket kurmak için Elâzığ Sanayi Odasından muhasebeci istiyorlarmış.

Birde şimdiki durumumuza bakalım.  

Nerden nereye… 

Ama ne demişler kendi düşen ağlamaz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol