Okuru sıkmayacak, anlam kargaşasından uzak ve akıcı bir dille yazılmış olan ‘Haçlı Seferleri’ kitabı ile ilk okuyucuların karşısına çıktı.

Tarihin en önemli noktalarını bizlere hatırlatan Şahman, tarih bilgilerimizi yeniden hatırlatıyor.

Genç bir kalem, Yurdun doğusunda vatani görevinde dağların ötesinden ve doğanın manzarasından esinlenerek kaleme aldığı hikayeleri.

Her daim yanından ayrılmayan Manas’ın da iyi bir dinleyici olarak kitap okurken Şahman’a eşlik etmesi yurdumun dağ yörelerinde beklerken..

Arkanızı yaslayıp Şahman’ın kitaplarını okurken sıcak kahve eşliğinde olay örgüsüne doyamayacaksınız.  

TARIK ŞAHMAN KİMDİR?

1982 yılında Nevşehir’de doğdum. İlköğretim ve lise eğitim öğretimimi Nevşehir’de tamamladıktan sonra Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümüne kaydımı yaptırdım.

Eğitim öğretime 1 yıl devam ettikten sonra istediğim bölüm olmaması hasebiyle kaydımı dondurarak Final Dershanesinde yeniden üniversite sınavına hazırlandım.

Aynı yıl Jandarma Okullar Komutanlığının sınavına girerek Uzman Jandarma Okuluna kaydımı yaptırdım.

1 Eylül 2002 tarihinde eğitim öğretime başladığım Uzman Jandarma Okulu’ndan 30 Ağustos 2003 tarihinde mezun oldum.

Sırasıyla İzmir, Hakkari, İstanbul, Van, İstanbul, Ağrı ve Kırşehir illerinde Jandarma Genel Komutanlığı’nın çeşitli birimlerinde görev yaptım.

Halen Hakkari ili Şemdinli ilçesine bağlı bir dış karakolunda aktif olarak görevime devam etmekteyim.

‘Haçlı Seferleri’ adında Araştırma-Tarih türünde bir kitabım yayımlandı.

Üslup: Okuru sıkmayacak, anlam kargaşasından uzak ve akıcı bird il kullanan yazar betimlemelerle kitabını edebi yönden kuvvetlendirmiştir. Yazar okurun maneviyatına hitap eden bilgece sözlerle süslemiştir.

Karakterler arası etkileşimleri karşılıklı diyaloglar şeklinde aktarmış, ana karakterin zihinden geçenleri iç çözümleme ve iç konuşma teknikleriyle kullanarak ifade etmeye çalışmıştır. Zaman zaman Ilahi anlatım yönünü de kullana yazar, 1940’lı yıllarda kullanılan yabancı kelimelere deyer verilmiş ancak günümüz Türkçesi ile verilmiştir.

Her kitabın kendine has bir doğası, büyüsü vardır.

Bunu da farklı kılan tarzı ve dilidir.

Günümüzde kültürel erozyonun hızla değerlerimizi kaybettirmeye çalıştığı dürüstlük, sadakat, saygı, sevgi, sorumluluk bilinci, sabır, adil olmak gibi değerlere de vurgu yapmıştır. İstiklal Savaşı dönemini karşılıklı diyaloglar şeklinde işleyerek okuyucuyu süreklemeye çalışmıştır.

Kitap özeti: Kitabın konusu, 1941 yılında geçmektedir. Mustafa 22 yaşında bir delikanlıdır.

Bbası İstiklal savaşından akli dengesini yitirerek dönmüş ve köyünde bir hafta kaldıktan sonra ortadan kaybolmuştur. dinamik Köyde yaşanılan bir haftanın meyvesi olarak dünyaya gelen Mustafa 17 yaşında üzerine atılan bir suçtan ötürü cezaevine girer.

Yaşanan salgın hastalık sebebiyle annesini kaybeden Mustafa, beş yıl sonra suçsuz olduğunun anlaşılmasıyla cezaevinden salıverilir. 

Yoksul halası Mücella dışında kimsesi yoktur.

Halasının yanına gider ancak eniştesi tarafından istenmez. Izmir Tire civarında geniş arazileri bulunan, çiftlik sahibi Rüstem Bey’in yanında seyis (at bakıcısı) olarak çalışmaya başlar.

Kuralcı ve saygısız bir işveren olan Rüstem Bey’in çiftliğindeki tek destekçisi ise çiftliğin kahyası Hacı Seyit’tir.

En büyük gayesi hiç görmediği babasını bulmak olan Mustafa’nın hayatı tekdüze devam ederken hanımefendinin yeğeni olan ve İstanbul’da yaşamını sürdüren eğitimli Acunay’ın çiftliği ziyarete gelmesiyle tüm dünyası değişir.

Çiftlikte geçirdiği birkaç haftalık süre zarfında at binip uçsuz bucaksız ovada koşturan Acunay’a eşlik eden kahramanımız kıza aşık olur ancak hizlerini ifade edecek cesareti kendinde bulamaz.

Acunay İstanbul’a döndükten sonra hislerini ifade ettii bir mektup gönderen Mustafa çiftlikte zor günler geçirmektedir.

Tek destekçisi Kahya sıtmaya yakalanarak yaşamını yitirmiştir.

Kış mevsimi kapıdadır ve çiftliğe geldiğinde kalması için gösterilen samanlık soğuk kış aylarını geçirmesi için uygun değildir. Mektup eline geçince cevap yazan Acunay, Mustafa’nın babasıyla alakalı somut bir gelişme olduğunu ve yeni yılın ilk ayında çiftliği ziyaret edeceğini belirtir.

Mustafa yeni yıla birkaç gün kala zatürreye yakalanır ve 4 Ocak 1942 tarihinde mektup eline ulaşmadan ölür. (Not: 4 Ocak 1942 tarihinde İzmir’de termometrelerin gösterdiği en düşük sıcaklık ölçülmüştür.)                 

Esaretten kurtuluş, Cehennem Tepesi, Yeni Bir Başlangıç, Cennetten Bir Köşe Tire, Pazarcı Kız, Mevsimlik İşçiler, Mısır Tarlası, Sakarya Aşkına, Çiftliğe Gelen Misafir, Kara Bulutlar Altında ve Bir Daha Üşümedi olmak üzere kitap bölümleri yer almaktadır.

Yeşilçam tadında bir romandır.

Okuru bol olması dileğiyle..

Kitapla sevgiyle kalın…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol