Bazı insanların hayat hikayeleri kalın bir romana ya da uzun bir belgesele konu olacak kadar ilginçtir. Nadia'nın 33 yıllık hayat hikayesi de yürek burkan hüzünlü hikayelerle dolu olsa da, aslında başarılarla da dolu...

Azmin, çabanın, yılmamanın, hayattan kopmamanın hikayesi belkide bu... Nadia 1988 doğumlu bir Afganlı.

Henüz 2 yaşındayken general olan babası, Taliban tarafından gözaltına alındı.

Günlerce haber alamadılar kendisinden...

Bir süre sonra çölde cesedi bulununca, ailenin yarına dair umutları da yitip gitti.

Aynı akıbetin kendilerini de bulabilme korkusuyla aile, ülkeden kaçmanın planlarını yaptı.

Anne ve beş kız çocuk, elde avuçta ne varsa satıp bir kamyonun arkasında kaçak olarak İtalya'ya, oradan da akrabalarının yaşadığı Londra'ya gitmeye çalıştı..

Ancak insan tacirleri anne ve beş kızını Danimarka'nın Randers şehrine bırakıp sırra kadem bastı.

Geldikleri yerin İtalya olmadığını anladıklarında ise, her şey için artık çok geçti.

Mecburen bu ülkeye ve bu şehre tutunmaya, burada kalıcı olmaya çalıştılar.

Götürüldükleri mülteci kampı, korkulacak bir yer olmaktan çok, onlar için sıcak bir yuva oldu. Ve aile bu kampta yaşamaya çalıştı...

Nadia, bir gün kız ve erkek çocukların birlikte oyun oynadığı bir spor etkinliğine katıldı. Hocalarından izin isteyip oyuna girdi. Erkek çocukların futbol oynadığı maça, çıplak ayaklarıyla damga vurdu.

Sürati, topa vuruşları hocaların beğenisini topladı. Sonraki gün yeniden gelmesi için davet edilince, Nadia'nın hayatı da bir anda degișiverdi. İkinci el bir kramponla sahaya çıkan Nadia, savunmada oynamasına rağmen 3 gol atınca, hocaları bu yeteneğe kayıtsız kalamadı ve onu spor okuluna kaydettiler. Çok geçmeden de şehir takımına, oradan da milli takıma kadar uzanacak olan, uzun soluklu bir maceranın da kahramanı oldu.

18 yaşına gelince ilk işi vatandaşlık almak oldu.

Bunu başardı da... Böylece Danimarka formasıyla uluslar arası maçlarda kendini gösterip tüm dünyanın tanıdığı bir yıldız oldu, basına ve önemli dergilere de trajik hayat hikayesi ve başarılarıyla da kapak oldu.

O artık tanınan ünlü bir futbol yıldızıydı. Önce ABD'ye, ardından Mencester City'ye, son olarak da PSG kulübüne transfer oldu ve bu kulüplerde adından söz ettirmeyi başardı.

Danimarka 2017 Avrupa Futbol Şampiyonasında finale yükseldiğinde, en büyük pay kuşkusuz Nadia'nındı. Nadia, final maçında ilk golü atmasına rağmen, takımı Danimarka, Hollanda'ya kaybetti.

Bu mağlubiyet, bir kayıptan çok kazançtı aslında.

Çünkü Danimarka ve Nadia artık tüm dünyanın ilgi odağıydı. Nadia, Forbes Dergisi tarafından dünyanın uluslar arası alanda en güçlü 20. kadını seçilince, tüm basın da bu genç kızı takip etmeye başladı.

Ayrıca İspanyolların ünlü Marca Gazetesi de Nadia'yı kapak fotoğrafı yapıp tüm dünyaya servis etti...

İște Afganistan'dan başlayıp zirveye uzanan bir hayat hikayesinden ilginç kesitler...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol