Son zamanlarda ortaya çıkan orman yangınları ülkemizi kasıp kavurdu.

Maalesef çok sayıda ormanımız küle dönerken çok sayıda hayvanımız da telef oldu.

Birden fazla ile yayılan bu orman yangınları ciddi tahribatlara yol açtı.

Elbette bu elim olaya sebep olanları kınıyoruz.

Ben her zaman yıkıcı değil yapıcı olmaya çalışan bir insan olarak “Ne yapabilirim?” düşüncesiyle bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.

Her zamanki yazılarımdan farklı olarak bu yazım tavsiye niteliğinde olacaktır; ancak sizler de okudukça göreceksiniz ki tavsiye içerisinde hatırlamamız gerekenler, daha çok dikkat etmemiz gerekenler var.

        “Orman Göletleri” projemi siz sevgili okurlarıma biraz daha açayım. Aslında çok basit…

Her ormanın hemen yanı başına veya imkân varsa ormanın içine, ortasına yapay bir gölet oluşturulmasının orman yangınlarında son derece faydalı olacağı düşüncesindeyim. En azından büyük ormanlarımızın hemen yanı başına böyle bir gölet yapılması hâlinde uzaklardan su taşımaya ihtiyaç kalmayabilir. Ormanın içine konulması ağaçların ara sıra sulanması açısından da yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Aynen havuzdan bırakılan su misali… Gerekli zamanlarda yapılacak olan su takviyeleriyle de göletin kuruması önlenir.

        Ben bu projeyi söylerken tabii sadece orman yangınlarının söndürülmesini hedef almadım. Oradaki tüm canlıları düşünerek göletin oluşturulmasının elzem oluşundan bahsediyorum. Oraya yapılacak göletten hayvanlar da su içecek. Kuş, tavşan, koyun, inek, köpek, kedi, kurt… Belki daha ismini sayamadığım onlarca hayvan yararlanacak. Orman yangınında zarar gören (yanan hayvanlardan bahsediyorum.) hayvanlar âdeta kalbimizi parçaladı. Peki, Allah aşkına hangimiz dedik: “Acaba bu hayvanlar yazın kavurucu sıcağında yeteri kadar su içebiliyor mu?” Ben bunun cevabına kesinlikle “Hayır!” diyorum. Daha bir iki gün önce gördüğüm bir hayvan bir kerede 3-4 litreye yakın su içti. Elbette yangından çıkmış olmasının verdiği sıcaklık hissiyatını inkâr etmiyorum; ama tahmin ediyorum ki yangın olmasaydı da en az 2 litre su içerdi.

        Sözlerim yanlış anlaşılmasın! Ben insanlar hayvanları düşünmüyor demiyorum. Sadece “Neden daha hassas olmayalım?”  diyorum. Bizim ecdadımız bir inşa yaparken onu çok yönlü düşünürdü ve öyle yapardı. Mesela “Mimar Sinan eserleri” bunun en güzel örneklerini teşkil eder. Biz neden yapmıyoruz? Acaba çok yönlü mü düşünemiyoruz yoksa “adam sende ne gerek var!” mı söylüyoruz.

        “Orman Göletleri” dediğimiz zaman da hem ağaçlarımıza hem hayvanlarımıza kısacası orada yaşayan tüm canlılarımıza faydalı olacağız inşallah. Merhamet… Ne yüce bir duygudur. Merhamet edelim ki biz de Allah’ın merhametini görelim inşallah. Yapalım ki oradaki ağaçlar sudan nasibini alsın, hayvanlar kana kana su içsin, banyo yapsın. Ben isterim ki hatta birileri çıksın desin o ormanın bir köşesini de hayvanların yiyeceği besinlerle dolduralım. Aç kalma ihtimallerine karşı tedbirimizi alalım. (kışın bazı noktalara besin konulduğunu biliyorum; ancak yazın da gerekli olabileceği kanaatindeyim.) Allah’a şükür yeteri kadar orman koruma görevlilerimiz var. Göletin, ormanın, besinlerin korunmasında görev alabilir.

        Bakın ne oldu? Oradaki canlılar suya, besine, korunmaya kavuştu. Zaten barındıkları yer orman… İşte görüyoruz ki bu dünyada sadece biz insanlar yaşamıyoruz. Tabii şunu da unutmamalı: “Sadece biz insanlar düşünüyoruz!” o hâlde diğer canlıları korumak ve bunun için tedbirler almak, onlara merhamet göstermek, sevmek de bize düşer. Selam ve dua ile…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol