Ortadoğu yine kan gölüne döndü. Bu kez durum oldukça ciddi görünüyor.

Bu savaş, üçüncü dünya savaşının da fitilini ateşleyecek diyenlerin sayısı oldukça fazla. Hamas'a dolaylı ya da doğrudan destek veren İran'ın durumu, başta ABD olmak üzere, batılı devletleri çıldırtıyor.

Bu sebeple başta ABD Dış işleri Bakanı Blinken olmak üzere, pek çok siyasi figür İsrail'e geliyor.

Bu konuda ellerine geçebilecek somut bir delil, işin seyrini daha geniş bir coğrafyaya taşıyabilir ve dünyaya sonu belirsiz bir felaketi yaşatabilir.

Gerçi Dünyaya felaket yaşatmak için herhangi bir somut delile ihtiyaçları da yok ya, neyse...

"Hamas'ın saldırısının perde arkasında İsrail var.

Hamas gibi derme çatma bir örgüt bu kadar planlı ve profesyonel bir eylemi kendi başına gerçekleştiremez.

Üstelik İsrail istihbaratı buna müsaade etmez" diyen hiç de azımsanmayacak bir kitle var.

Oysa İsrail Gazze'ye saldırmak için böyle bir bahaneye gerek duymaz.

Zaten yıllardır belirli aralıklarla bu tür saldırıları hiç kimseden çekinmeden, tüm Dünyaya meydan okurcasına yapıyorlar. 2000-2004-2006-2008-2014-2018-2022... 'de sayısız operasyonlar düzenleyerek binlerce masum Filistinli sivili katlettiler.

Ayrıca Gazze'ye operasyon yapmak için bu denli büyük bir kaybı göze alamazlar.

Zira son verilere göre İsrail'in kaybı beşinci günde 1200'ü geçti.

Üstelik bunların içinde ABD vatandaşları da var.

Evet, Hamas'ın bir hazırlık içerisinde olduğunu biliyorlardı ama bu kadar kapsamlı bir operasyonla kendilerine bu denli zarar verebileceklerini kestiremiyorlardı.

Her İsrail vatandaşının canı çok kıymetlidir.

Bölgede Filistinlilere nazaran sayıca fazla olmak isteyen İsrail, devlet destekli çoğalma politikası izliyor.

Niye bir operasyon için bu kadar kayıp versin ki...

Düşünün 2006 Lübnan Savaşında sadece 170 kayıp veren İsrail, bu beş günlük operasyonda 1200'ü aşkın kayıp verdi.

Dünya ticaretini elinde bulunduran İsrail, bir avuç örgüt militanıyla baş edemiyor algısı, onlar adına son derece ciddi bir prestij kaybı.

Bu sebeple saldırının arkasında İsrail'in olduğu iddiası içi boş bir iddia bana göre...

İsrail kendi içinde de ciddi anlamda bir savaş veriyor.

Netanyahu'ya olan tepkiler giderek artıyor.

Netanyahu'nun orduyu güçlendirme çalışmaları halkı sokağa dökmüştü.

Halk Netanyahu aleyhine gösteriler düzenleyerek onu istifaya çağımış, sloganlarla günlerce sokakları inletmişlerdi.

İsrail'deki sol içerikli Haaretz Gazetesi yaşananlardan Netanyahu'yu sorumlu tutarken, onu sorumluluklarını bilmeyen bir çete liderine benzetmişti.

Netanyahu da hakikaten bir çete lideri gibi hareket ediyor: "Dünyanın coğrafyasını değiştireceğiz.

Daha önce yaşanmamış büyük bir saldırıya hazır olun.

Hava saldırıları sadece bir başlangıç...

" Gibi sözler bir başbakanın söyleyeceği sözler olabilir mi?

Korku, panik ve endişe cümlelerin satır aralarında gizli aslında.

Uğradıkları güvenlik zaafiyeti ve kaybedilen canlar İsrail'in dünyadaki prestijini de hayli sarstı.

Oysa en derin istihbarat onlarda, dünya ticareti onlarda, paraya onlar yön veriyorlar, bu hayatta onların istemediği hiçbir şey olmaz algısı Hamas'ın operasyonuyla yerle bir oldu.

Esir düşen bir Hamas militanının açıklamaları oldukça ilginçti: "Biz bu operasyona bir yıldır hazırlanıyorduk.

Her şeyi tüm detaylarıyla noktasına virgülüne kadar hesap ettik.

Mossad'ın bu kadar etkisiz kalacağı doğrusunu isterseniz bizi bile şaşırttı..." demişti.

Bu da Hamas'ın asla hafife alınmaması gerektiği gerçeğini gözler önüne seriyor. İsrail'in Gazze'de sivil halka karşı fosfor bombaları kullanmaya başlaması da yaşadıkları aciziyeti ortaya koyuyor.

Fosfor oksijenle birleştiğinde 800 dereceye varan ısıya sebep oluyor ve ciğerlere sirayet ederek insan bedenini eritiyor.

Ayrıca Gazze'ye tarihin en büyük ambargosu uygulanıyor.

Akaryakıt, gıda, doğalgaz, su, ilaç yok. İki milyonu aşkın insan resmen ölüme ve kendi kaderine terk edilmiş durumda.

Tepelerine inen bombalar da cabası...

Bir devletin sivil halka karşı bu kadar alçalabilmesi akla zarar, dahası zavallılıktır. İçimizdeki İsrail sevicilerine ise söyleyecek sözüm kalmadı.

Elbette her türlü sivil saldırıya karşıyız.

Daha doğrusu savaşın her türlüsüne karşıyız. Hele sivil halkın canından menfaat devşirmek, hasta ruhların işi olsa gerek.

Çünkü hiçbir hayat, dünyalık menfaatlerden daha az değersiz değil.

Tüm bu olan biteni sağlıklı düşünemeyen, doğru değerlendiremeyen, analiz edemeyen beyinleri de kendi hallerine bırakmak sanırım en doğrusu...

Bundan sonra neler olur bilmiyorum ama İsrail'in Hamas karşısındaki bu hezimeti, sadece bölgedeki değil, Dünyadaki tüm Müslümanların da yarınlarını yok edecek korkusunu yaşayanlardanım .

Rabbim fırsat vermesin...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol