Savaş ve kargaşa karşıtı olarak Ortadoğu da ki savaş ve kavgaların, dünyamızın her coğrafyasında vuku bulan savaş ve kavgaların da bitmesini, hiç gündem olmamasını çok isterim, isteriz sanırım. Savaşa karşı olmak diye açıklama yapmak dahi kabalık gelir bana, topyekûn barıştan yana, insanca, mutlu bir hayat sürmenin yollarını aramak, sağlıklı, neşeli bir hayat binasına tuğla koymak, bilim, sanat, kültür örgüsüne aralıksız ilmek atmak, dokumayı an olsun bırakmamak, doğrusu böylesi değil mi?
..
Almanya'da yaşandığı söylenen bir olay:
Biri Sünni diğeri Şii iki kişi kavga eder ve sonrasında karakolluk olurlar. Karakoldaki amir kavga etmelerinin nedenini sorunca Sünni olan "Bu adam Ebu Bekir, Ömer ve Osman'a dil uzattı" deyince Şii olan "Bunlar Ali'nin hakkını gasp ettiler" diye karşı çıkar. 
Karakol amiri:
  "Kavga demek ki sadece sizin aranızda olmamış, hele biz şu isimlerini telaffuz ettiğiniz kişileri de bir karakola çağıralım birde olayı onlardan dinleyelim" der! Bunun üzerine Sünni ve Şii "Onları çağıramazsınız" deyince karakol amiri "Neden, çağırmayayım bu olayın şahidi değiller mi?" diye ısrar edince mezhepçi kavgacılar "Efendim onlar öleli 1400 küsur yıl oldu" deyince karakol amiri yanındaki memura:
 "Bu ikisini akıl sağlıklarının kontrolü için hastaneye sevk edin" der!
..
Orta Doğu ülkeleri; Suriye, Irak, Katar, Kıbrıs, Ürdün, İsrail, Lübnan, İran, Filistin, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Kuveyt, Bahreyn, Yemen, Mısır, Afganistan, Pakistan, Tunus, Cezayir, Libya, Sudan, Fas'tır. Art niyetli ve kargaşadan yana taraf olan, savaştan beslenip büyüyen bazı devlet ve diasporalar Türkiye’yi de Ortadoğu ülkesi olarak kabul etseler de coğrafik ve tarihsel yapısı bu tezi reddeder. Türkiye Ortadoğu ülkesi olmamakla birlikte bu coğrafyada ki kargaşa ve terör faaliyetlerinden direkt ve endirekt olarak etkilenmektedir.
Savaş ve terör birbirinden ne kadar farklı anlamlar taşır, farklı olsa dahi sonuçları aynıdır. Savaş da terör de kargaşa durumlarında insanlar ölürler, kadınlar, çocuklar, bir başına yaşaması dahi çok zor olan hastalar, sakatlar, engelliler ölürler. Ölümden daha beter bir durum vardır ki ölmeden hayatta kalan ekseri çoğunluğu içine alır, kapsar. Savaş, terör, kargaşalar sonrası tüm insanların umutları biter, yarınlara dair kurular hayaller biter, soyut ya da somut girişimler biter, rafa kaldırılır, çekmecede saklanır. Savaş, terör, kargaşa nihayetinde tüm insanları öldüremese de yaşama sevincini öldürür.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol