Başkan Şahin Şerifoğulları'nın gazeteci Ahmet Paki Kaymaz ile yaptığı röportajı okudum.

Satır aralarında kayda değer bir şey bulamadığımı söylemek isterim.

Röportaj, klasik siyasi söylemlerden öteye geçemeyen açıklamalarla doluydu.

Meselenin siyasi tarafını bir kenara bıraktım.

Aylardır Elazığ sokaklarında ve yollarında bitmeyen çalışmalar için de birkaç cümle sarf etmesini beklerdim.

En azından çevreye verdiğimiz zarardan dolayı diye başlayan özür mahiyetinde cümleler aradım, bu uzun söyleşide...

Hakikaten şehir aylardır şantiye alanı gibi.

Her taraf toz toprak içinde, kazılmış çukurlarla dolu.

Her köşe başında, bu rezalet daha ne kadar sürecek, türünden haykırışlar var...

Şehrin yararına olacak bir çalışma olduğu söylense de halk, uzayıp giden bu süreçten hayli rahatsız.

Dün işten eve dönerken oturduğum apartmanın önünde apartman sakinleri oturmuş sohbet ediyorlardı.

"İyi akşamlar" deyip geçecektim ama üst kat komşum başta olmak üzere, diğer kadınlar, kapılarının önünü göstererek: "Allah rızası için birileri bu rezalete bi dur desin artık.

Belediyeye gidip bu saçmalığın daha ne kadar süreceğini bir sorsun lütfen.

Canımızdan bezdik.

Ne çamaşır asabiliyoruz, ne temizlik yapabiliyoruz ne de kapı ve pencereleri açabiliyoruz.

Arabalarımızı alışveriş yapmak için bile çıkaramaz olduk..." dedi.

Bu sabah da işe giderken bir bankacı arkadaşımla banka kapısında karşılaştık.

"Şehrin haline bak...

Senden başka hiç bir yazar bu rezalet ile ilgili iki cümle sarf edemedi...

Dün aracımla fark etmeden girdiğim çukur, neredeyse bir faciaya sebep oluyordu." dedi, isyan ederek.

Bir başkası: "Ana yollardan zıplaya zıplaya işe gidip geliyoruz. Bu durum arabaları mahfettiği gibi, sinirlerimizi ve psikolojimizi de alt üst ediyor. Koca Elazığ ne hale geldi." diyordu, hayıflanarak. Benzer örnekler o kadar çok ki, insan hangi birini anlatacağını bilemiyor.

Acı olanı ise, bu saçmalığın daha uzun süre devam edecek olması...

Bu konuyu daha evvel de dile getirmiş ve konuya dikkat çekmeye çalışmıştım ama değişen pek bir şey olmadı.

Şahin beyin halkla iletişimi bence çok güçlü değil. Halktan kopuk.

Onlarla aynı dili konuşmuyor gibime geliyor. Bu da başkanın halk nezdinde yeterince sempati kazanmasının önündeki en büyük engel gibi görünüyor.

Hakkını yemeyelim, başkana hak verenler de var aslında: "Başkaları gibi göstermelik göz boyama makyaj çalışmalar yapmak yerine, şehrin ihtiyacı olan alt yapı çalışmalarına ağırlık veriyor.

Hem de seçim öncesinde risk alarak bunu yapıyor. Bu da başkanın farkını ortaya koyuyor." diyorlar.

Burada önemli olan, bu çabanın halk nezdinde karşılığının olup olmaması. Bunu da yaklaşan yerel seçimlerde hep birlikte göreceğiz...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol