Güzel sözlerin insanların duygularına dokunduğunu hepimiz biliriz.

Bazı sözler vardır ki yalnız dokunmakla kalmaz, aynı zamanda iz bırakır.

Hafızanızdan çıkaramadığınız o sözleri yeniden duymak, onunla hemhal olup onu adeta hayatınızın bir parçası yapmak istersiniz.

Roman, öykü, şiir gibi edebi türler arasında kitap seçimimizi yaparken ilk aradığımız özellik duygularımıza ve düşüncelerimize uygunluğudur. Zaten edebiyat dediğimiz de kısaca duygu ve düşüncelerin yansıtılması değil midir?

Bazen gerçek yaşamımızdan kesitler bazen hayallerimizi buluruz edebi eserlerde.

Edebiyata yönelmemizin en önemli sebeplerinden biri hiç tartışmasız bu gerçektir.

Önce biz edebi eserlerin dünyasına dalarız sonra o bizim dünyamızda dolaşmaya başlar.

Edebi eserlerin içinde bir tür vardır ki insanların duygularına daha kuvvetli dokunur ve insanı derininden sarsar. Şiir…

Az kelimelerle az cümlelerin oluşturulduğu bu türde deyim yerindeyse gece karanlığında mum ışığıyla kelimeleri ararsınız.

Sadece bulmak yetmez! Onu ikame ettirecek yer ararsınız yana yakıla.

Tam oldu dersiniz, bir bakarsınız ki o kelime özenle seçilen diğer kelimelerin yanına yakışmadı.

Haydi, çıkalım tekrar sözcük avına!

Bu döngü ta ki aklınızın ve kalbinizin size “tamam!” demesine kadar sürer.

O yüzden sabırla yürümek gerekir bu yolda.

Şiiri tamamlarsınız, okurun önüne koyarsınız.

Sizinle aynı duyguları paylaşmak isteyen okurlar, tozlu raflarda kalmış olsa dâhi onu koyulduğu yerden çıkarırlar ve ona kendi kitaplıklarındaki raflarda yer verirler.

Okur, onu en ince ayrıntısına kadar dikkatlice okuyarak yazarın dünyasına girer.

Bazen günlerce bazen yıllarca aynı şiirleri okur da okur. Kendi dünyasında yeniden yorumlar ve böylelikle kitabı yeniden yazar.

Artık okurun hayal dünyasında dolaşmaya başlar şiirler.

Her türde olduğu gibi şiirde de Allah’ı (c.c) anlatmak gerekir bence.

Yunus Emre, Necip Fazıl KISAKÜREK, Mehmet Akif ERSOY gibi şiiri veya yazıyı Allah’ı (c.c) anlatmak için kullanmalıyız.

O zaman gerçek değerini bulacağı kanaatindeyim.

Şiire sadece “söz işte!” denilmeyecektir.

Kelimeler mana bulacaktır yani değerlenecektir. 

Belki Allah’ın (c.c) izniyle kalplere daha çok tesir edecektir.

Sözlerime şiir kitabımda yer alan bir şiirimle veda etmek istiyorum.

İNSAN

Bir tebessüm aradım insanların yüzlerinde

Dert, yorgunluk, soğukluk vardı ifadelerinde

Bir canlılık aradım var mıdır gölgelerinde?

Ruh hâlleri yansımış ışık yok çevrelerinde

Bir muhabbet aradım insanların kalplerinde

Suskunluk, uzak kalma isteği var hislerinde

Bir dürüstlük aradım insanların yüreğinde

Yalan, sahtekârlık bol çürüklük niyetlerinde

Bir cömertlik aradım insanların ellerinde

Bencillik ve cimrilik yatıyor temellerinde

Bir doğruluk aradım kollardaki saatlerde

Hepsi farklı gösterdi kendi çıkarları içinde

Bir adalet aradım ben adilim diyenlerde

Kendi kefesi ağırdı başkası hafif değerde

Bir eşitlik aradım çok savunan gönüllerde

Zengin, güçlü tamamdı gariban peki nerede?

Bir terbiye aradım dışı öyle kimselerde

Kuran, sünnet tanımaz duydukları dillerinde

Bir özgürlük aradım özgürüm diyen yerlerde

İstekleri dünyaymış ebet yok zihinlerinde

Bir define aradım dünya, mal düşkünlerinde

Bir küp altın dediler defineleri yok hükmünde

Bir kederli aradım yakın, uzak tüm illerde

Masivadan dertli çok Allah derdi az kalplerde

Bir çevremi taradım kâmil insan var ülkemde

Herkese değil sözler sadece hak edenlere.

     Güzel sözlerin insanların duygularına dokunduğunu hepimiz biliriz. Bazı sözler vardır ki yalnız dokunmakla kalmaz, aynı zamanda iz bırakır. Hafızanızdan çıkaramadığınız o sözleri yeniden duymak, onunla hemhal olup onu adeta hayatınızın bir parçası yapmak istersiniz.

        Roman, öykü, şiir gibi edebi türler arasında kitap seçimimizi yaparken ilk aradığımız özellik duygularımıza ve düşüncelerimize uygunluğudur. Zaten edebiyat dediğimiz de kısaca duygu ve düşüncelerin yansıtılması değil midir? Bazen gerçek yaşamımızdan kesitler bazen hayallerimizi buluruz edebi eserlerde. Edebiyata yönelmemizin en önemli sebeplerinden biri hiç tartışmasız bu gerçektir. Önce biz edebi eserlerin dünyasına dalarız sonra o bizim dünyamızda dolaşmaya başlar.

        Edebi eserlerin içinde bir tür vardır ki insanların duygularına daha kuvvetli dokunur ve insanı derininden sarsar. Şiir… Az kelimelerle az cümlelerin oluşturulduğu bu türde deyim yerindeyse gece karanlığında mum ışığıyla kelimeleri ararsınız. Sadece bulmak yetmez! Onu ikame ettirecek yer ararsınız yana yakıla. Tam oldu dersiniz, bir bakarsınız ki o kelime özenle seçilen diğer kelimelerin yanına yakışmadı. Haydi, çıkalım tekrar sözcük avına! Bu döngü ta ki aklınızın ve kalbinizin size “tamam!” demesine kadar sürer. O yüzden sabırla yürümek gerekir bu yolda. Şiiri tamamlarsınız, okurun önüne koyarsınız. Sizinle aynı duyguları paylaşmak isteyen okurlar, tozlu raflarda kalmış olsa dâhi onu koyulduğu yerden çıkarırlar ve ona kendi kitaplıklarındaki raflarda yer verirler. Okur, onu en ince ayrıntısına kadar dikkatlice okuyarak yazarın dünyasına girer. Bazen günlerce bazen yıllarca aynı şiirleri okur da okur. Kendi dünyasında yeniden yorumlar ve böylelikle kitabı yeniden yazar. Artık okurun hayal dünyasında dolaşmaya başlar şiirler.

        Her türde olduğu gibi şiirde de Allah’ı (c.c) anlatmak gerekir bence. Yunus Emre, Necip Fazıl KISAKÜREK, Mehmet Akif ERSOY gibi şiiri veya yazıyı Allah’ı (c.c) anlatmak için kullanmalıyız. O zaman gerçek değerini bulacağı kanaatindeyim. Şiire sadece “söz işte!” denilmeyecektir. Kelimeler mana bulacaktır yani değerlenecektir.  Belki Allah’ın (c.c) izniyle kalplere daha çok tesir edecektir.

        Sözlerime şiir kitabımda yer alan bir şiirimle veda etmek istiyorum.

İNSAN

Bir tebessüm aradım insanların yüzlerinde

Dert, yorgunluk, soğukluk vardı ifadelerinde

Bir canlılık aradım var mıdır gölgelerinde?

Ruh hâlleri yansımış ışık yok çevrelerinde

Bir muhabbet aradım insanların kalplerinde

Suskunluk, uzak kalma isteği var hislerinde

Bir dürüstlük aradım insanların yüreğinde

Yalan, sahtekârlık bol çürüklük niyetlerinde

Bir cömertlik aradım insanların ellerinde

Bencillik ve cimrilik yatıyor temellerinde

Bir doğruluk aradım kollardaki saatlerde

Hepsi farklı gösterdi kendi çıkarları içinde

Bir adalet aradım ben adilim diyenlerde

Kendi kefesi ağırdı başkası hafif değerde

Bir eşitlik aradım çok savunan gönüllerde

Zengin, güçlü tamamdı gariban peki nerede?

Bir terbiye aradım dışı öyle kimselerde

Kuran, sünnet tanımaz duydukları dillerinde

Bir özgürlük aradım özgürüm diyen yerlerde

İstekleri dünyaymış ebet yok zihinlerinde

Bir define aradım dünya, mal düşkünlerinde

Bir küp altın dediler defineleri yok hükmünde

Bir kederli aradım yakın, uzak tüm illerde

Masivadan dertli çok Allah derdi az kalplerde

Bir çevremi taradım kâmil insan var ülkemde

Herkese değil sözler sadece hak edenlere.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol