Tarih 13 Ağustos 2006'ydı. Yeni evliydim.

Eşimi İskenderun'da bırakıp bir başıma, yaklaşık sekiz saatlik bir yolculuktan sonra sabahın ilk ışıklarıyla Elazığ'a indim.

Bir çok yer kapalıydı.

Açık bir yer bulup bir çorba içtim.

Çorbamı içerken bir taraftan ailemi, diğer taraftan da bu şehirde ne işim olduğunu düşünmeye başladım...

Hala Elazığ'a gelmekle doğru yapıp yapmadığımı bilmiyordum.

Kafamda bir yığın soruyla etrafa şaşkın gözlerle bakıyordum.

M. Zülfü Sancar yakın dostumdu.

İskenderun'a ziyaretime sıklıkla gelirdi.

Bu ziyaretler sırasında benimle birlikte çalışmak istediğini sürekli söyleyip duruyordu.

Bekarken bu isteği çok dikkate almamıştım ama evlendikten sonra bazı şeyleri detaylı düşünmek zorunda kalıyor insan.

Evli olmanın getirdiği sorumluluk ve kendi ayakları üzerinde durabilme isteği insana bazı radikal kararlar aldırabiliyor.

Ben de eşimle ve ailemle istişare ettikten sonra bu cazip teklifi değerlendirmeye karar verdim.

M. Zülfü Sancar'ın sahibi olduğu şirketin muhasebe işine bakacaktım.

Sevgili dostum M. Zülfü Sancar, șirketin finans ve muhasebe müdürü Sertaç Özdal, pazarlama müdürü Mehmet Özdemir bana her anlamda yardımcı oldular.

Özellikle sevgili dostum Salih Budak, bu süreçte beni evinde yaklaşık bir ay boyunca misafir etmekle kalmadı, kiralık ev arama ve sonrasındaki taşınma sürecinde de ailesiyle birlikte bize çok yardımcı oldular.

Annemin "Rabbim iyilerle karşılaştırsın" duasının bir yansımasıydı belki de bu...

Burada yaklaşık 21 ay çalıştıktan sonra da Hazar Turizm'e geçtim Nisan 2008'de...

Bugün Elazığ'a geleli tam 15 yıl olmuş...

Dile kolay 15 yıl...

Zaman çok insafsız ve onu çok çabuk tüketiyoruz.

O kadar ki, bazen gerçekten bu anları yaşayıp yaşamadığımızı sorguladığımız bile oluyor.

Yeșua gibi Güneş'e "kal yerinde" deme gücümüz ve hükmümüz yok.

Yașanmışlıklar elbette kazanç ama bu yaşanmışlıkları hakkını vererek yerine getirebiliyor muyuz, ya da ne kadar getirebiliyoruz, sorusunu sormadan da edemiyor insan...

Bu şehir birçok şey yaşattı bize. Kazandırdıkları da oldu, kaybettirdikleri de...

Bardağın boş tarafını görüp hayıflanmak yerine, dolu tarafındaki kazançları düşünüp motive olmanın ve kendimize bu şekilde bir yol çizmenin daha pragmatist (faydacı) bir yaklaşım olduğuna inananlardanım...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol