Bir yeni yıla daha girdik, yılbaşı kutlamaları yaptık, kutlayan kafir olur, kutlamayan mürteci olur hezeyanları içinde altı üstü bize en yakın yıldızın etrafında bir tur atmış olduk.

Noel ile yılbaşı kutlamaları aynı şey değildir, Noel Hazreti İsa’nın doğum günü kutlamasıdır, yılbaşı ise yeni yıl kutlaması.

Hazreti İsa’nın doğum günü sadece Hristiyan Dünyada kutlanır, oysa Hazreti İsa bizim de Resulümüzdür, kutlamak aklımıza gelmez, aklına gelen ise aman, aman kutlarsam gavur damgası yerim diye korkar ve susar bu Adaletsiz ve paranoyak dünyada.

Paranoya bir hastalıktır bu konuda yazmak bizi çok aşar, Onu hekimlerimiz yazsın.

Biz işin Adalet tarafına bir bakalım, sen ne anlarsın adaletten demeyin, bırak hukukçular anlatsın diye de azarlamayın.

Evet hukukçu değilim ama adaletten anlarım, adalet kavramını bir türlü kavrayamayanlar ise bu Dünya düzeni içinde adalet bekleyen hukukçulardır.

Bu adalet savunucularına, adalet nedir dersen, alacağın cevap yargılama usulleri, dava dosyası teferruatları, savunma hakkı falan filan türünden mevzuatlardır.

Egemenlerin koyduğu hukuk kuralları, güçlünün haklı olduğu, mazlumun potansiyel suçlu görüldüğü hukuk sistemi içinde adalet arayan adil hukukçuları da bir kenara bırakıp adaletsiz Dünyanın haline bir göz atalım.

Dünya!

Kendine en yakın güneşin etrafında bir tur daha atan Dünya sırtında iki milyar beş yüz milyon yoksul insan taşıyor.

Bir milyar iki yüz milyon aç insana ev sahipliği yapıyor.

Dünyada her gün 25 bin insan açlıktan ölüyor, yani dakikada 11 insan aç bir şekilde hayattan kopuyor.

Her yıl binlerce çocuk ya savaşlarda ölüyor ya da savaşmak için cepheye sürülüyor.

Savaş ve iç karışıklıklar nedeniyle her sene milyonlarca çocuk, kadın ve erkek ülkelerini terk edip mülteci durumuna düşüyor.

Dünya nüfusunun %1 i varlıkların yüzde altmışını elinde bulundururken %99 u varlıkların yüzde kırkı ile hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Adalet derken benim aklıma bunlar geliyor.

Bu zulmün, bu namussuzluğun yaşandığı Dünyada Adalet gibi evrensel bir kavramı adliye koridorlarında, siyasi parti merkezlerinde aramak beyhude bir çabadır, Dünya Düzeni Adaleti, bulunmasın diye derin ve karanlık bir çukura gömdü.

Biz hepimiz bunun farkındayız.

Biz hepimiz bu gerçeğin farkındayız ama, elimizde kazma kürek, saklı bir hazineyi arar gibi Dünya Düzeninde Adalet arayan hazine avcıları gibiyiz.

Siyasimiz, hukukçumuz, alimimiz, cahilimiz, dincimiz, dinsizimiz, adaletsizliğin adalet kabul edildiği Dünyada adalete saygısızlık edercesine adalet arayışı içindedir.

Bulamayız O cevheri, bulunamayacak O hazine,

Bulunamayacak çünkü biz O cevheri reddettik, kabul etmedik.

ALLAH Adil ismini çekti bu Dünyadan.

Çan 5 sefer çaldı;

İngiltere de sıradan biri ölünce zangoç bir sefer çan çalarmış.

Bir tüccar ölünce iki sefer çan çalar.

Bir soylu ölünce üç sefer çalar,

Kral ölünce de dört sefer çan çalarak ölümleri duyururmuş.

Bir gün zangoç beş sefer çan çalmış, ahali şaşkınlıkla kiliseye koşmuş, rahip efendi beş sefer çan çaldı, ne oldu, kraldan daha önemli kim öldü diye sormuş, rahip sakin bir şekilde Adalet öldü demiş.

Zangoç çan kulesinde altıncı çanı çalıp insanlığın öldüğünü duyurmak için sabırsızlanıyor.

Zangoç bile insanlığın hızla ölüme koştuğunun farkında, biz adil bir Dünyada yaşıyormuş gibi, ‘’Adil’’ Dünya yıldızımız Güneşin etrafında bir tur attı diye kutlamalar yapıyoruz.

Çocuklar savaşlarda katledilirken, açlıktan ölürken, insanlar yurtlarını terk ederken, kadınlar insandan sayılmayıp öldürülürken, üç beş tane holding zengin olacak diye doğa katledilirken, zangoç adalet öldü diye bangır bangır çan çalarken yüzsüzce, arsızca bu namussuz Dünya Düzeninde her şey normalmiş gibi kutlama yapıp, adalet bekliyoruz.

Asırlar önce zangoç beş sefer çan çaldı, Rahip duyurdu Adalet öldü diye.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol