YANILMAZ FORMÜLÜ

İki gün önce sosyal medya üzerinden şöyle bir pasaj yayınlamıştım:

“Ak Parti Listeleri açıklandı, tepkiler dinmiyor. Listelere ve tepkilere bakılırsa 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan seçimlerde Ak Parti, çantada keklik gördüğü Elazığ’da ciddi bir hezimete uğrayacak.

Ancak olası hezimeti yaşa(ma)mak için hala bir seçenekleri var.

Nasıl mı?

Takipte kalın lütfen!..

*

Aklımdaki seçeneği sunmadan önce yasal dayanaklarının olup olmadığına bakmak için biraz kafa yorup küçük çaplı bir araştırma yaptım.

Yasal dayanağı var, oldukça da kuvvetli bir dayanak.

Ama Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiğini iddia edip onunla ölümüne varım diyen iki tane Ak Parti Milletvekili Adayına ihtiyaç var bu hezimeti yaşamamak için.

*

Konuyu şöyle anlatayım: hani listeler açıklandıktan sonra kamuoyunda ciddi tepkiler oldu, Ak Parti yöneticileri bile açıklamanın ilk şokuyla böyle bir listeyle seçimleri nasıl alırız diyerek tepkilerini dile getirip kara kara düşünmeye başladılar ya…

O kadar düşünmenin ardından tekrar bir araya gelip ne dediler: “Türkiye önemli bir seçime gidiyor, vatanı bölmek isteyenlerle vatanın bütünlüğünü isteyenlerin seçimi; bu seçim.

Reisi mahcup etmeyecek her türlü desteğimizi vererek bir kez daha sandıklardan alnının akıyla çıkmasını sağlayacağız.” Dediler.

Böylesine kritik bir seçimi alma stratejileri bu.

Bundan daha kolay yol varken, böylesine sığ ve banal bir stratejiye bel bağlamak akıl tutulmasından başka bir şey olmasa gerek.

Ya hu yüz binlerce insanı bu kadar az bir zaman diliminde bu sığ düşünceye ikna edeceğinize içinizdeki iki kişiyi ikna etmeye çalışsanıza.

Listede en çok tepki alan isimler; Mahmut Rıdvan Nazırlı ve Mücahit yanılmaz değil mi?

Öyleyse ne yapmalı bu iki isim sizin dediğiniz gibi bu seçimlerin mutlak suretle alınması gerektiğine inanıyor, Genel Başkanları Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı mahcup duruma düşürmek istemiyorlarsa yapacakları tek şey var: adaylıktan çekilme.

Yasal dayanağı yok demesin kimse; var.

Yüksek Seçim Kurulunda listeler kesinleşmediği için bu iki isim kendilerinden fedakarlık yapıp bir taşta iki kuş vurabilirler.

Birincisi, zaten seçilemeyecekleri için sandıklarda boğulup halka karşı mahcubiyet yaşamazlar.

İkincisi kendilerinin tabiriyle hayat memat meselesi olarak gördükleri bu seçim öncesi Sayın Erdoğan adına fedakarlık yaparak Reisin gözünde itibarları artar.

Madem ülkenin ve Sayın Erdoğan’ın beka meselesi olarak görüyorlar bu seçimleri, öyleyse yüzbinlerce insandan fedakarlık bekleyeceklerine kendileri fedakarlık yapsınlar da görelim.

Kaldı ki böyle bir fedakarlığı Sayın Erdoğan asla ve asla karşılıksız bırakmaz.

İnanın biz de karşılıksız bırakmayıp gerekeni yaparız bir Elazığlı olarak.

Bakın benzeri fedakarlıkta Türkiye İşçi Partisi Hatay birinci sıra Milletvekili Adayı bulundu.

Hem de Cezaevinde olan bir yoldaşının cezaevinden çıkması adına.

Dün akşam bütün dünya izlemedi mi bu haberi.

“TİP listelerinden aday olan isimlerden biri de Gezi Davası tutuklusu avukat Can Atalay oldu. Atalay, TİP'in Hatay listesinde ilk sırada yer aldı. Aday tanıtım etkinliğinde konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Hatay Milletvekili Barış Atay’ın, Gezi Davası’ndan tutuklu olan Avukat Can Atalay için adaylıktan vazgeçtiğini ifade etti.

Baş, “Bakın bir vekillik sırası için ne fırtınalar kopuyor. Türkiye İşçi Parti’sinin en güçlü olduğu yer Hatay’da sevgili Barış yoldaşım dedi ki Can çıkacak Can. Herkes Türkiye İşçi Partisi’ni bu gözle değerlendirsin. Herkesin anasın ak sütü kadar helal göreceği milletvekilliğini cezaevindeki yoldaşı çıksın diye başka bir turizm işçisi yoldaşı milletvekili olsun diye bırakmış bir yoldaşımız var. Gurur duyuyoruz biz onunla” dedi.”

*

Fedakarlık dava adamlarının yapabileceği bir iş.

Adamlar davalarına ve dava adamlarına ne kadar sadakatli ki; cezaevinde tutuklu olan bir başka yoldaşının özgürlüğüne kavuşması için kendisi birinci sıra adaylığından feragat edip cezaevinde olan bir başka yoldaşının hem özgürlüğüne kavuşması hem de Milletvekili seçilerek dokunulmazlık alması adına milletvekilliğini elinin tersiyle itebiliyor.

Madem ülkenin beka meselesi söz konusu, madem Sayın Cumhurbaşkanı için son bir kez daha fedakarlık söz konusu ise; önden buyurun lütfen.

Siz önden buyurun ki kitleler sizi örnek alıp arkanızdan gelsin.

Zaten seçimi riske attınız, zaten seçilme şansınız azaldıkça azaldı.

Zaten listeleri revize ederek Selahattin Özsoy gibi üst düzey bir bürokratı ayak oyunlarına kurban edip Yasemin Açık gibi size çuvallar dolusu oylar getirebilecek birini küstürüp bağımsız aday olarak karşınıza çıkarttınız.

Yarın bir gün sahalara indiğinizde insanlar eski defterleri açacak, sorulmayan hesapları soracak, alt geçidiydi, üst geçidiydi, makam aracıydı bilmem neydi bunları hatırlatıp hafızaları tazeleyecek.

Seçim çalışmalarına start verdiğinizde insanlar önünüze TOKİ mağduriyetliklerini getirip CHP üç okul yaptırarak ayakta alkışlanırken, 30 Bin konut yapan sizleri neden tu kaka ilan ediyor diye alay edip duracak.

Bir diğerinin liste kondu olduğunu hatırlatıp en basit hesap olarak sosyal medya hesaplarında bile depremleri yaşayan, kayıplar veren Elazığ’la alakalı neden bir paylaşımının olmadığını sorgulayacak.

Elazığ’dan Milletvekili adayı olmayı düşünmeyen birinin listelere girmek için aylarca gece gündüz demeden çalışıp çabalayan 70 aday adayına saygısızlık olup olmadığını tartışma konusu yapacak.

Ne gerek var bütün bunlara.

Altı üstü bir A4 kağıt ve kısacık bir gerekçeyle yapılacak istifa, Ak Partiyi büyük bir hezimetten kurtarıp teşkilatı rahatlatacak.

Aksi takdirde Sayın Erdoğan son Elazığ açılış programındaki kalabalığın dolgu malzemelerinden oluşturulmuş olduğunu anlayacak ve hepinizi paralayacak.

Her şey bir tarafa atı alan Üsküdar’ı geçecek.

Sizler; “Yandı gülüm keten helva” türküsünü çığırıp dizlerinizi döveceksiniz.

Tabi merhum Erbakan’ın deyimiyle dövülecek diz bulursanız.

Yazının başına dönersek…

Ak Parti Listeleri açıklandı, tepkiler dinmiyor. Listelere ve tepkilere bakılırsa 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan seçimlerde Ak Parti, çantada keklik gördüğü Elazığ’da ciddi bir hezimete uğrayacak.

Ancak olası hezimeti yaşa(ma)mak için hala bir seçenekleri var.

Nasıl mı?

2839 sayılı Kanunun 25’inci maddesine istinaden alınmış Yargıtay İctihat kararına bakmaları yeterli.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol