İnsanı insan yapan değerleridir, kendisidir, benliğe girmeden kendindeki ben olabilmektir.

Bu anlamda ilkelerin getirdiği olmazsa olmazlar onurlu bir hayatın ta kendisidir.

Şahsiyetli bir kişilikle yoğrulmuş vatan, millet, bayrak, egemenlik gibi tarihi mirasa sahip değerleri karşılıksız bir şekilde, hiçbir beklentiye girmeden mücadele ederek hayata anlam katarak insanlığı zenginleştirmek üzerinde ısrarla durduğumuz önceliklerimizdendir.

Toplumun da kaliteli, vizyon ve misyon sahibi adam gibi adamlara ihtiyacı var.

 Kurallara uyulmalı, ancak bazı yanlış ezberler bozulmalıdır. İnsanlığa hizmet anlamında en büyük engel olan hantal bürokrasidir, evraklara boğulmaktır, şekille uğraşmaktır, bugün git yarın gel mantığıyla vatandaşı bezdirmek, bıktırmaktadır.

Bu teşhis doğru bir teşhistir, tedavisi de mümkündür.

Bunun için de toplumun her kesimine hitap etmeyi amaç edinen İdareci ve Bürokratlar Birliğinin, ezber bozma adına, hantal bürokrasiden, liyakatsiz yönetimlerden, insani değerlerden uzak kalmanın mücadelesini vermektedir, Vatandaş cephesindeki tüm bu olumsuzlukların nedenini de ehliyet sahibi kişiler yerine adama göre iş mantığıyla yanlış bir şekilde hareket edilmesidir.

Üstelik yönetici ve bürokratların vatandaşlarla bürokratların arasına giren kırmızı halılar ve sihirli koltuk (!) yönetilenler ile ve yöneticilerin arasındaki ilişkinin bozulmasının temel sebeplerinden bir diğerdir. Koltuklara şekil veren idareciler yerine koltuklara göre şekil alan idareci ve bürokratların vatandaş ile ilişki kurmayı daha da zorlaştırmaktadır.

Makamlar ve rakamların idareci ve bürokratları büyüleyerek aynı zamanda biraz önce de kısmen belirttiğim samimiyet, sabır, vefa, muhabbet, anlayış, saygı ve sevgi gibi milli ve manevi değerlerden uzaklaşılmasının sorunları daha da çıkılmaz hala getirmektedir.

İdareciler ve vatandaşlar arasında bir uçurum var, öyle ki sanki kırmızı halının dışına çıktığında şekli bozulacak, bazı bürokratlar görü, kırmızı halıların dışına çıkamıyor, odaya giriyor, kendi sekreteri ve özel kalemi dışında kimse ile muhatap olmuyor. 

Kısacası Koltuğa şekil vermiyor, koltuğa göre şekil alıyor maalesef.

Liyakat ve hassasiyetlerdeki duyarlılık, insanca ve insana yakışır bir yaşam Bürokratlar Birliği'nin ısrarla üzerinde durmaktadır.

İdareci ve Bürokratlar Birliği, insana ve insanlığa yararlı hizmetlerde bulunmak, yetişen kaliteli idareci ve bürokratlara sahip çıkmak, onları her türlü bilgi ve teknoloji ile birlikte manevi değerlerle donanımlı olarak hazırlamak, yetişmekte olan idarecilere, bürokratlara da bu mesleklerini sevdirmek, genç bürokratların ülke menfaatlerine daha ciddi bir şekilde bakmalarını temin etmek; yönetenlerle yönetilenler arasında iletişimi kuvvetlendirmek, bürokrasinin sadeleşmesi ve idarenin şeffaflaşması hususunda rehberlik ve danışmanlık etmek, donanımlı olduğu kadar ilkeli idareci ve bürokratların yetiştirilmesi yönünde çalışmalar yürütmek, idarecilikte liyakat ve insani değerlerin etkinliğini artırmak, toplumla idareyi kaynaştırıcı projeler geliştirerek ülkemizin, medeni dünyanın rehberliğini yapacak bir ülke konumuna yükselmesi için ülkemiz idaresi ve bürokrasisinin değişim ve dönüşümüne öncülük etmeyi kendisine misyon edinmiştir.

Kamu ve özel sektör hizmetlerinde memnuniyetsizliğin en aza indirildiği, yöneticilerin ideal çalışma koşulları içinde her yönden kendini geliştirebildiği, birey ve kurumların en üst düzeyde kaliteli hizmet alabildiği, devlet ve toplumun karşılıklı saygı ve sorumluluk anlayışı içinde faaliyetlerin gerçekleştirildiği, çağdaş standartlarda temel hak ve hürriyetlere saygılı bir Türkiye hedefini sınırları aşarak bütün insanlığa ulaştırma da hedeflemektedir.

Bu ülke insanının daha iyi ve daha güzel şeylere layık olduğunu bilmemiz lazım, bunu göstermemiz lazım, bu ülkenin insanlarının yöneticiler ve yönetilenler arasındaki uçurumun ortadan kalkması lazım.

Ülkemiz üzerinde iç ve dışta oynanan oyunlara karşı da tuzağa düşmeden "Çanakkale Ruhu" ile hareket edilerek, hiç değilse asgari müştereklerde bir araya gelmeyi de unutmamak gerekir. Bizim çeşitliliğimiz ayrılığımız değil, bizim zenginliğimizdir.  Bu zenginliğimizin farkında olmalıyız.

Bütün anlatılan bu hakikatler, özellikler, farkındalıklar, hizmetkarlıkla; mukaddesat, samimiyet, sadakat, vefa, güven, sözden öte olmak, bedenen ölse bile geride hoş bir sada bırakmak, emanete ve vekalete önem vermek, adalet ve liyakatten taviz vermemek…

Kendine has ve toplumun dokusuna uygun sloganlardan Kardeşlik Sınır Tanımaz, Biz birlikte Güçlüyüz, Geleneksel Çocuk Oyunları, Balkanlarda Kültürel Miras Projelerindeki maddi ve manevi sınırlar ötesine, geçmişten; Hılfıl Fudül’den, Ahiler ve Loncalardan 2009’a, 2009’dan bugüne, geleceğe ve ölümsüzlüğe Biz olmanın başka bir ifadesi; İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol