Üçağaç Köyüne Valimiz Gitmiş dedi, dünü; rivayetler, düşünceler ile Üçağaç Köyü’nü yazdı Kalem.

Nerede kalmıştık diyerek Sayın Valimize köyümüzü arz ederek Üçağaç’ı temaşaya, tarihe not düşmeye, geride hoş bir sada bırakmaya devam ediyor Kalem...
Peki, Üçağaç Köyü’nün özellikleri, güzellikleri, farkındalıkları nelerdir?


Elazığ ile Keban’ın ortası sayılacak bir yerde çeşmesi ve suyu ile nefes alınan şirin bir köydür Üçağaç.

 Keban’dan gelirken rampanın başladığı bu yokuş nedeniyle iklim şartlarının zor olduğu durumlarda araçların durmadığı, yolcuların mağdur olduğu çocukluğumdan beri beyinlere yer eden bir gerçektir.


Üçağaç geçmişi oldukça eskiye dayanan ecdadın ayak izlerinin silinmediği, çok yönlü kültürün eskiden hakim olduğu İpek Yolu üzerinde bulunan, ana caddeye yakın olan, diğer köy ve mezralara ulaşım ağının kurulabileceği coğrafi öneme sahip, orman köyü statüsünde, Kuzova Köyleri arasında bulunan, Elazığ Valiliği AFAD İRAP 2021  Ayrıca Keban ilçe merkezinin KD’sunda, Elazığ kentinin batısında ve güneyinde açılan 4 maden ocağıyla birlikte yeni maden ocağı bulunan rakımı yüksek olan, ova ve yayla özellikli Elazığ’a bağlı merkez köydür.
Üçağaç Köyü’nün 1928 yılından beri aynı adı taşıdığı; isminin değişmediği kayıtlarda mevcuttur.

İsim ile ilgili de değişik anlatımlarla üç tane ağaç ile birlikte burada türbenin olduğu yönünde halk arasında görüşler de söz konusudur. 


Üçağaç’ın demografik yapısı incelendiğinde köyde 1985 yılında yaşayanların sayısı 184 kişi iken azalarak 2007 yılında bu sayı 47 kişiye düşmüş; dalgalı azalan nüfus 2017 yılında 62 iken 2018 yılında 183 kişi, artarak 2018 yılında 245 kişi iken, 2019 yılında azalarak 147’ye, 2020 yılında 87’ye, 2021 yılında 84’e azalan bir şekilde düştüğü kayıtlarda yer almaktadır.

Aslında bu nüfus hareketliliği de üzerinde durulması gereken bir husustur.


Üçağaç Köyü’ne beş mezra bağlıdır. Omolar Mezrasının da başka köye geçeceği hesap edildiğinde köyün nüfusu daha da düşecektir.

Öncelikle bu kadar nüfus dalgalanması da merak konusudur.


Köyün özellikleri, güzellikleri maalesef imkana dönmediği, istifadeye sunulmadığı gibi bu konuda zorluklar, imkansızlıklar söz konusudur. 


Üçağaç, Keban ile Elazığ arasında kalıp iki menzil arasında hiçbirinin de nimetlerinden faydalanamayan bir köydür.

En basit bir örnek ile ulaşım hizmetlerinde araç hangi taraftan gelirse gelsin ilden ilçeye gitmiş gibi ücret ödemeleri gibi.

Bir anlamda çift başlılık söz konusudur.

Acil hizmet olan sağlık (ambulans, yangın gibi durumlarda da bu durumda zaman zaman ikilem söz konusu olmaktadır.


 Kuzova Projesi kapsamında ama hiçbir şekilde hizmetlerden yeterince faydalanamıyor.

Havzalar yapılmadı, arazileri orman yapıldı Or-Köy olmanın nimetlerinden faydalanamadı.

Elazığ’a bağlı merkez köy ama merkezin nimetlerinden faydalanmıyor.


Resmi kayıtlarda bile iki menzil arasında kalmanın dezavantajları ( Elazığ Valiliği AFAD İRAP 2021 Ayrıca Keban ilçe merkezinin KD’sunda, Üçağaç Köyü (Keban İlçesine bağlı), Sütlüce Köyü (Merkez ilçeye bağlı), Elazığ kentinin batısında ve güneyinde açılan 4 maden ocağıyla birlikte yeni maden ocağı alanları ortaya çıkmıştır.) söz konusu.

Raporda görüldüğü gibi Üçağaç Köyü’nün Keban İlçemize bağlı olduğu yazmaktadır ki bu köy Elazığ’a bağlıdır.

İki binli yılların başından iki bin onlu yıllara ve bugüne Kalem, 13.05.2011 Orada Bir Köy, 12.03.2013 Üçağaç, Üç Ağaç Olmayacak, Kurumayacak, 19.09.2013 Görün Artık... gibi başlıklarla Günışığında, Yeni Ufukta, İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği sayfasında Üçağaç Köyünü haykırmıştı. 


Bu vesile ile Üçağaç’ı başkalarının sahip çıktığı; Eskiden bu köyde İpek Yolu geçen köyün kışa girerken terk edilerek bu sessizliği baharda köye tekrar dönerken kazıların yapanların, hırsızların, bir ara kışın bile Hz. İsa’nın kitaplarını ve kasetlerini getirenlerin uğrak yeri olduğuna da dikkat çekmişti Kalem.

 
Ama bu köye adım atarak unutmayanları hoş bir sada adına unutmamak lazım.

 Merhum Eşref Bitlis buradan Hal ve diğer köylere yol açmıştı.

Sonra arkada sadece izleri kaldı.


Sayın Sebahattin Sarman, Üçağacı defalarca manşetlere, görsel medyaya taşıdı, Sayın Murat Kuşçubaşı da. Üçağaç Köyü; Günışığı Gazetesi, Kanal23, KanalE, Kentselhaber, Kanal Fırat ve internet sitelerine de haber olmuştu. Bu anlamda bizim görmediğimiz Üçağaç’ı görenler vardı elbette.


Elazığ’ın bilinen ses sanatçılarından olan Savaş Bal Küçük Çiftlik ve Doğada Yaşam diyerek şehirden köye, doğaya kucak açarak nerede ise üç yüz atmış beş gün köye bir farkındalık getirdi. Sonra Savaş Bal ve Siyami Turan ile hayvancılık, tarım ile yeniden filizler açmaya başladı, köyde içme suyu ta köy dışından mezralarda akmaya başladı.

Ama işler istenilen şekilde yürümedi. Tavukçuluk, hayvancılık geriledi, çünkü destek görmedi. Köy süt hayvancılığından adeta besi, küçük hayvan kurbanlık merkezi haline geldi.


Savaş Bal’ın sosyal medya ile olan macerası ile Küçük Çiftlikte Odun Ateşinde Dili Can Keçi Kavurması gibi lezzetler sıralanmaya, evler yapılmaya; misafirler köye akın etmeye, basın ile Zülfü Bal, Ozanla Yörelerimiz, Şah İsmail Yollarda, Aygün Çam ile Bizim Memleket… programları ile tanıtımlar kendini göstermeye başladı. Teşekkürler; ama…


Kalem hep yazdı, köylü umut etti ve hep “Bir ümittir yeni, duyarlı, çalışkan Valimiz. Gelin görün burayı şehrimizin Devlet Kapısı, köylü de ilk kez bir valiyi görsün köyünde.” sesleniş, dua kabul olarak hoş bir sada ile ziyaret Elazığ Valimiz Sayın Dr. Ömer Toraman’a nasip oydu.
Peki Üçağaç Köyünün ihtiyaçları, yapılması gerekenler, farkındalıkları nelerdir acaba? 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol