Gül ile bülbülün alıp veremediği nedir de asırlardan beri şiirlere konu olmuşlardır?

Aşkı ifade edenler neden sürekli onların yamacında dolanmıştır?

Diye birkaç soruya denk gelmiştim yakın zamanda okuduğum bir kitapta.

Meselenin ne olduğunu kendimce yorumlamaya çalıştım biraz ama bu sorunun cevaplandırılması o kadar da basit değil!…
Divan edebiyatı şairlerine bakınca bahsetmeyen yoktur neredeyse gül ve bülbülün arasındaki münasebetten.

Eğer kişi aşıksa sevgiliyi her zaman gülle özdeşleştirir ve kendini de şeyda bülbülün yerine koyuverir.

Kağıda dökülen her sözcük bir hasretliğin ya da kavuşmanın arzusunu taşır gizli manasında.

Bu özellik Âşık edebiyatı şairlerinin de dizelerinde görülür.

Çünkü onlar sevdalarını direkt değil çeşitli sembollerin ardına gizelmiştir.

Şu pencereden bakabiliriz mesela.
Gül, inancımızda Peygamber Efendimizi simgeler; asırlar öncesinden O’nun kokusuna sarınmıştır ve onu görmediği halde sevenlerin gönlüne getirip koymuştur.

Dalından koklanılan her bir gülün kokusu cenneti hatırlatır yüreğimize.

Gönüllerden dolup taşmaya başlayınca da onu en saf haliyle yaşayanları bir şeyda bülbüle dönüştürüvermiştir.

Bunu sözlerle ifade edenler de olmuştur, gözyaşlarıyla onun hasretinin ateşini söndürmeye çalışanlar da olmuştur ama en zoru ise bunu kendi dilinden bile gizlemektir.

Susmak, sükût olsa da haykırışların en seslisini barındırır içinde.

Aslında her şair bilir bülbülün güle bu dünyada kavuşamayacağını, vuslatın ahirette olacağını.

Bunun bilincinde olarak figân eyler kavuşacağını günün hasretiyle.

Bizler gibi, Peygamber efendimizi görmeyenler onu bir gülün kokusunda ararlar.

Görüp de sevmek ne kolay, görmeden sevmektir aslolan.

Hâl böyle olunca gerçek bir imanı göğsünde taşıyanların bağrı hep kanayıp durur, tuttuğun dalın dikeni eline batsa da kanattığı yer gerçek aşığın gönlüdür.

Asıl yaralar görünenin ardında gizlidir.

Gül; tomurcuğundan çıkıp, açılıp saçılınca bülbülün nidaları yankılanır gökyüzünde, bir güvercinin narin kanat çırpınışlarında.

Gün aydınlanınca başlar şakımaya, ta ki geceyi örtününceye kadar sema.

Mevsimlerce bekleyişi son bulmuştur ve sevgili nihayet nazlı nazlı görünmeye başlamıştır dalında.

Rüzgâra salar kokusunu, o da ulaştırıverir gönlünde vuslatı barındıranlara.

Bir çocuğun gülüşünde de yer bulur kendine, bir güzelin saçlarına da dolanır.

Bir çift söze de bulaşır şiirler arasında.

Ne kadar yazılıp çizilse de gül ve bülbülün arasındaki muhabbetin dilini kimse çözemez.

Bülbül feryâd etse de gül, sessizliğe bürünür çünkü vuslatın ne zaman olacağını bilir.

Yaprak döküp tekrar açar dalında her bahar.

Taa ki o sevgiliye kavuşuncaya kadar.

Baharda açan güle aşkını beyan ederken bülbül; hazan mevsimi yaklaştığı vakit birer birer yaprak dökünce gül, anlar ayrılık vaktinin geldiğini.

İlk tomurcuğun açtığını görünceye kadar bu defa yas haline bürünür.

Sesinde özlemin kokusu vardır.

Dedim ya çokça şairin kalemine bulaşmıştır ikisinin arasındaki sevdanın sonsuzluğu. Bir türküde şöyle bir ifade kullanılır.

“Ben sana gülüm demem
  Gülüm ömrü kem olur.”

Ömrünün bir bahar mevsimi kadar sürdüğü bilinen güle benzetilmez bu defa ve sevgiliyi sonsuzluğa sarıp sarmalamak, sevdasını ölümsüz kılmak için onun adıyla anmaktan çekinir şair.

Ömründen değil de sadece güzelliğinden nimetlenmesinden yanadır.

Aşkı anlatırken sevgiliyi güle benzetmek eskilerde kalan bir özellik değil tabi ki! Bu gelenek hâlâ sürüp gitmekte.

Başka bir şiirde günümüz şairlerinden Yılmaz Erdoğan şöyle der buna karşılık olarak.

“Ben sana gülüm derim
 Gül, sana benzedikçe
 Ömrü uzamaya başlar.”

Burada da tam tersi bir anlam yükler gül’e şair. Sevgili benzeyenden sıyrılıp benzetilene doğru evirilir.

Ama ne olursa olsun gül ile anılmaktan kurtulamaz sevgili.

Biz ne kadar ifade etmeye çalışsak da yetersiz kalacaktır sözler çünkü bu ilahi bir aşktır ve onu hiçbir beşeri duygu ifade edemez yeteri kadar.

Biz yine de sevgiliyi gülden farklı düşünmeyelim ki ömrümüz bir gülistanın içinde gül kokusuyla geçsin…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol