Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu 11 Mart tarihinde tekrar ziyaret ettiği Kahramanmaraş’ta vatandaşların sorunlarını birinci ağızdan depremzedelerden dinledi.

Geceyi ise daha önce diğer siyasilerin yapmadığı biçimde K.Maraş’ın Nurhak İlçesindeki bir depremzede gibi çadır içinde sabahladı. Kılıçdaroğlu deprem bölgesinden yaptığı açıklamalarla depremzedelerin gönlüne bir nebzede olsa su serpti.

Kılıçdaroğlu: Depremden etkilenen 11 ili kapsayan her çadıra bir psikolog çağrısı yaptı.

Yaptığı açıklamaların her biri ayrı önem taşıyan sorunlara temas etti.

Temas ettiği önemli bir sorunda kamuda istihdam edilen psikolog sayısı olarak nitelendirilmelidir. Kılıçdaroğlu: “Temaslarımız sonucunda şunu gördüm.

Keşke her çadırda, geleceğimiz olan çocuklar için bir psikolog olsa,” açıklamasıyla ülkenin geleceği olan  çocuklar ve yetişkinlerin içinde bulundukları ruhsal iyilik hallerinin önemli olduğuna dikkat çekti.

Hoş! Halen mevcut durumda deprem bölgesinde çadırı olmayan, çadır bulamayan afetzedeler olduğunu da unutmamak gerekir.

Çadırı temin etme ve dağıtım konusu AFAD ve Kızılay’da olduğu için bu konuya şimdilik girmiyorum.

31 Ocak 2022 tarihinde kaleme aldığım “Türkiye’de Her Aile Bir Psikolog Hak Etmiyor mu?” başlıklı yazımda: Her ailenin aile hekimi olduğu gibi, her ailenin bir psikoloğunun olması gerektiğini ifade etmeye çalışmıştım.

Aynı süreçte uzun zamandan bu yana sosyal mecralarda psikologların yaptığı çağrıda kamuda istihdam edilen psikolog sayısının azlığına vurgu yapılmaktadır. 

Ancak ne kadar yeterli sayıda psikoloğun deprem bölgesinde etkin olarak her çadıra psiko-sosyal destek verdiği tam anlamıyla bilinmiyor.

Bu yönde halen güncel olarak, sosyal medya hesaplarında psikologlar bölgede yeteri sayıda psikolog bulunmadığını, kamunun psikolog açığını dile getiriyor.

Türkiye’yi sarsan doğal afette akut dönem geride bırakıldı.

Şimdi psikolojik yönden vatandaşı kucaklamak, desteklemek zamanı…

Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın öncelikle çadırda kalan vatandaşların ruh hallerini düşünme zamanı değil mi?

Sosyal medyadan depremzede vatandaşlar için psiko-sosyal desteğin önemini, kamuda istihdam edilen psikolog sayısının çok az olduğuna dikkat çeken psikologların sesini daha ne kadar duymamazlıktan gelecek acaba?

Bir açıklama yapar umarım…

 Doğal afetlerde fizyolojik olarak zarar görebilen her birey aynı zamanda psikolojik olarak da travmaya uğrayabiliyor.

Doğal afetler, kişiyi, yaşına, daha önce maruz kaldığı doğal afet deneyimine, doğal afet sırasında bulunduğu yerde afete maruz kalma şekline ve şiddetine göre farklı şekillerde etkileyebilir.

Aynı evin içinde bulunan aile bireyleri, aynı deneyime sahip olsalar da aile üyelerinin her bir ferdi afeti farklı şekilde etkileyebilir. Her bireyin yaşadığı travma kendine özeldir. Bireyseldir.

Hangi yaş grubunda olursa olsun, akut stres bozukluğuna veya uzun süreli travma sonrası stres bozukluğuna bağlı olarak hayatın normal rutine dönüşünde uyum sağlamada zorluk yaşayabilirler.

Afetzedelerin normal rutinlerine dönebilmeleri için, deprem bölgesindeki her çadıra, her konteynere psiko-sosyal destek verecek  kadar kamuda psikolog istihdam edilmesi gerekmektedir.

Herhangi bir vatandaşımız çocuk veya yetişkin bir birey olsun,  bir psikolog hak etmiyor mu?

Güzel ülkemin güzel insanlarının her kesiminden (düşük gelire sahip) olanın buna hakları yok mudur?

Gerek deprem sonrası uzun vadede eğitimden iş gücü kolunun ruhsal iyiliğine kadar deprem bölgesine olduğu gibi tüm Türkiye’ninde psikolog ihtiyacına kulak verilmelidir.

“Her çadıra bir psikolog” çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Kılıçdaroğlu’na bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.

Diğer siyasiler ve Cumhurbaşkanı Adaylarının da güzel ülkemizin güzel insanlarına değer katacak projelerle seçime hazırlanmalarını talep ediyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol