Son zamanlarda en çok konuşulan konuların başında Elazığ, Elazığ’da yaşananlar, deprem, Elazığ’a yapılan yatırımlar, Elazığ’ın önemi; Harput, ikinci üniversite… Kısaca Elazığ’ı yarınlara hazırlamak…

Bugünü yarına hazırlarken, hatta yarınlara hazırlarken dünü unutmamak, düne sırtını dönmemem, dün ile bağrışmamak gerekir. Çünkü tarih hafızadır, canlıdır. Düne yabancı olan, dünü bilmeyen yarınını imar edemez, ya da eksik imar eder. İşte iki binli yılların başındaki  Harput, Elazığ ve daha da ötesi…

Elaziz, Mamurat-Ül Aziz, Harput, Alzi ve diğerleri... Yani Elazığ. Sümerler, Hurriler, Etiler, Asurlar, Seleküsler, Romalılar, Araplar, Bizanslılar, Artukoğulları, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlılar dışında kimlerin ayak izleri var Elazığ’da. Şanlı ve berrak bir mazi. Birçok kültürün ayak izlerini görebilmek mümkün Elazığ’da.  Çok kültürlü eğitimin adeta beşiğidir Elazığ. Sadece kültür mü?

Tarih, sanat, eğitim, tarım ve hayvancılık, sanayi, ulaşım merkezinin de beyni. Kısaca onlarca medeniyetin atlarının ayak izleri... Tabi Elazığ’ın özellikleri ve güzellikleri insanlarına da yansımış. “Gönlü hoş, babacan, gözü pek, mazluma babacan, misafirperverdir” Elazığlı. Sivri burun, yumurta topuk, geniş şalvar, sekiz köşe kasket ve yanık sesinde bir ahenk vardır Elazığlının.  Haliyle de Türkiye'nin hemen hemen her ilinde ve birçok dünya ülkesinde Elazığlı ile karşılaşmak mümkün.

Elazığlı, Elazığ'da yaşamasa da gönlünde Elazığ sevdasını bir şekilde yaşamaya çalışıyor. Derneklerimiz, vakıflarımız ve bunlar gibi gönüllü kuruluşlarımız da değişik etkinliklerle bu sevdayı yaşamaya, yaşatmaya çalışıyor. Ekranlarda gördüğü bir Elazığlı ile bile kıpırdıyor Elazığlının içi.

Ne var ki Elazığ sevgisi sadece "Orada bir köy var uzakta, gitmesek de gelmesek de o köy bizim köyümüzdür” klasik mantığı ile platonik bir şekilde seviliyor. Üstelik Türkiye'nin tanıdığı Elazığlı ünlü simalar var. Iş adamları, sanatçılar, siyasetçiler... Ama Elazığlı olarak sevgilerini ve sevdalarını perçinleştirecek yatırımlarını nedense Elazığ'a kaydırmıyorlar.

Oysa Elazığ, sadece mekânsal bir farklılıktır. Elazığ toprakları buram buram tarih kokan öz be öz Harput’tur. Elazığ; ulaşım, tarih, kültür, sanat ve folklor abidesi bir il olup adeta yedi iklimi bir arada yaşayan, Avrupa ile Asya arasında bir köprü konumunda bulunan Türkiye gibidir. Birçok yönüyle gelişmeye müsait olan Elazığ, Türkiye gibi var olan potansiyelini iyi bir şekilde kullanamamanın sıkıntısını yaşamaktadır.

Bütün bu güzelliklere rağmen tarihte birçok devletin izini taşıyan Harput, Elazığ'a kırgın, bin bir türlü zenginliklerine rağmen varlık içinde yokluk çekiyor diyarı Gakko-ş!

Harput, tepeden Elazığ'a üzgün ve mahzun bir şekilde bakıyor.

Harput, yaprakları dökülmüş, solgun, kurumaya yüz tutan selvi boylu kavaklar gibi…

Harput sahipsiz mi sahipsiz...

Arap Baba Mısır'da olmayışının, türbeler evliyalar beldesinde olmayışının, Harput Batıda olmayışının dezavantajlarını yaşıyor gibi.

Türkiye'de sanayileşme sürecinin başladığı 1950'li yıllardan beri Elazığ sanayileşme süreci ile birçok yatırımın merkezi olmaya başlamıştır. Keban Barajı için yüzün üzerinde köy tamamen veya kısmen toprak altında bırakılarak Türkiye'nin enerji merkezinin düğmesi Keban'a kurulmuştur.

Türkiye'nin yeraltı zenginlikleri; Ferrokrom, Keban Etibank Kurşun İşletmeleri gibi yatırımlar "EN" ler arasında yerini almış, Fırat Üniversitesi başta olmak üzere bölgeye hizmet edecek kuruluşların merkezi Elazığ'da toplanmaya başlamıştır.

Bütün bu gelişmelerin daha fazla hız alması gerekiyorken kısa bir sürede Elazığ duraklama sürecine girerek daha çok kaybetmeye başlamıştır.

Yatırımlar durmaya veya çevre illere kaymaya, nüfus azalmaya, bölge müdürlükleri kapanmaya veya taşınmaya başlamıştır.

Karakaya ve Atatürk Barajlarının kaynağı olan Fırat ve Keban Barajının getirdiği avantajlar gereği gibi kullanılamamıştır. Fırat Türküleri denilince millet Urfa'yı bilir olmuş. Kebanlı dahi Fırat'ın nimetlerinden istifade edemez hale gelmiştir.

Etibank Keban İşletmeleri yıllardır atıl. Kebanlı bu işletmenin neden kapatıldığına bir türlü anlam veremiyor. Sanki bu işletme açılacakmış gibi de beklenti içinde.

Ferrokrom'un akıbeti hasta bir insan gibi meçhul.

Hazar, ölüme terk edilmiş yaşlılar misali.

Organize Sanayi ve Hayvancılık Bölgesi Projeleri tabeladan öteye gidemiyor.

Böyle giderse bu projelerin ne zaman hayata geçirileceği de merak konusu!

Yapımına 1991 yılında başlanılan Kuzova Pompaj Sulama Projesi birçoğumuzun dün bebek dedikleri ve bugün yirmi yaşın üstünde olan gençlerle aynı yaşta.

Projeye ayrılan yatırım oranları dikkate alındığında böyle giderse proje yüz sene sonra bitecek herhalde.

Bu haliyle Elazığ kırsal alandan şehir merkezine, şehir merkezinde yakın çevre iller başta olmak üzere batı illerine göç veriyor. Ve yapılan araştırmalara göre Elazığ'da beş yüz civarında kıraathane mevcut bu kültür merkezinde. Bu tablo bile Elazığ'daki işsizler ordusu hakkında sizce hiçbir ipucu vermiyor mu?

Elazığ, Dünya Devletleri arasında gelişmekte olan ülke konumundaki Türkiye gibi. İşte Elazığ, işte Türkiye...

Her ikisinin de potansiyeli oldukça yüksek. Her ikisi de kilit ulaşım ağlarına sahip. Türkiye'nin özellikleri ve güzelliklerine dünya hayran. Elazığ'ın birçok özelliğine ise diğer iller imreniyor.

Her ikisi de gelişmiş olması gerekirken yıllardır “gelişmekte olan” konumdan bir türlü kurtulamıyorlar. Kimse Elazığ'a sadece Doğu Şehri de diyemiyor.

Elazığ iklimi ve sıcakkanlılığı ile Akdenizli, hırsı ve inatçılığı ile Karadenizli, tarihi güzellikleri ile Marmaralı, geniş su potansiyeli ve güzelleri ile Egeli, çilesi ve yanık sesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolulu.

Elazığlı geçmişini unutmayacak kadar genç, Batılı kadar da gerçek anlamda bir medenidir. Ama bu güzellikler ve özelliklerle sadece öğünmek karın doyurmuyor. Güzele sahip olmak kadar güzeli “özel” ve "en güzel yapmak” gerekiyor.

Bu ülke insanı gibi Elazığlı da “cek-cak" lı ifadelerden bıktı artık.

O halde? Bu bir kader mi? Şiirlere konu olan Harput'un, ünü herkes tarafından bilinen Gakko-şların makûs talihini değiştirmenin hiçbir imkânı yok mu? Bu fotoğraf iyi okunursa yarının hedefleri doğru belirlenir.

İşte yarına ışık tutacak dünümüz. Çünkü tarihten bugüne Elazığ’a, kültürüne sınır çizilemez…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol