Dere yatağı şehir merkezi olmuş.

Sağı solu derenin ev dolmuş.

Yetmemiş daha çok apartman konmuş.

Yetmemiş iş yeri yapılmış.

Yetmemiş.

Mühendis yok, mimar hiç yok, müteahhitlerin de maşallahı var.

Yetkili merciler nedense hep afet sonu ortaya çıkıyor.

Buraya ev yapılmaz, şehir kurulmaz diye şerh düşen hiç mi hiç yok. Akıl da yok.

İtiraz eden zaten suçlu...

Etiketler hazır hemen.

O zaman rant var, insanın canını yok sayan para var.

Su yatağına buğday ekilmez, ev dikilmez.

Onlarca can kaybı, kayıp...

Memleketin gözü sel oldu.

Bozkurt yok oldu.

Ölen her bir can bizimdir.

Dokunma doğaya, sınırını bozma, yatağını değiştirme, oynama ağacıyla, kurduyla, kuşuyla.

Su illaki akar yatağını bulur.

Taş koysanız da önüne, set çekseniz de.

Katar önüne dağı alıp götürür.

Köprü mü dayanır, ev mi, duvar mı?

Ders almak için daha kaç can gidecek?

Günübirlik mi hareket edeceğiz?

En büyük felaket yangın mı sel mi insan mı?

Kibrit çakarsan yanar orman, kurşun sıkarsan ölür hayvan, kanalizasyon bağlarsan kirlenir su, kimyasal saçarsan bozulur toprak ve dere kenarına şehir kurarsan sırat köprüsünde yaşarsın her zaman. Kader deme, takdiri ilahi...

Aklın yolu bir.

Dere kenarına ev kurma, ormanı yakma, toprağa karışma, suya dokunma, hayvanı katletme.

Asıl felaket insanın ta kendisidir.

Şehrin içine mi dere yapılmış, derenin içine mi şehir yapılmış?

Şehrin içine mi orman yapılmış, ormanın içine mi şehir yapılmış?

Fay hattının üstüne mi şehir kurulmuş, şehrin altına mı fay hattı çekilmiş.

Uzayıp gider bu hikaye ama sonu hep kötü biter. İnsan değişti önce.

Kendini tanrının yerine koydu.

Genetiğiyle oynadı virüslerin.

Kimyasını bozdu âlemin.

Bombalar icat etti.

Coğrafyalara göz dikti.

Katliam yaptı.

Sonra iklim değişti.

Göğün maviliği yerin yeşilliği...

Suyun berraklığı karın beyazlığı...

Meyvenin tadı çiçeğin kokusu...

Çivisi çıktı dünyanın.

Belki de iyi günlerdeyiz daha.

Ön gösterim yaşadığımız her şey.

Asıl kıyamet arkada.

Herkes tertemiz, suçlu yok.

Takdiri ilahi der unuturuz ama ateş düştüğü yeri yakar.

Asıl deprem kalplerde ve bütün kalpler enkaz altında.

Asıl yangın beyinlerde ve bütün beyinler toz duman içinde.

Asıl sel vicdanlarda ve bütün vicdanlar su altında.

İnsan olarak üzerimize düşeni yapalım.

Bizi aşan şeyleri de Rabbimize bırakalım.

Neylerse güzel eyler rabbim.

Sel felaketinde hayatını kaybeden her bir cana rabbimden rahmet diliyorum.

Geçmiş olsun Türkiye'm.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol