Onlarca yıl boyunca sakladığınız o eski mektupları ve onları okurken geçmişe gittiğinizi hatırlıyor musunuz? Bir zamanlar mektup yazmak, mektup almak aşkın ya da dostluğun kanıtıydı. En romantik mektup dileyicisi dolma kalemler 1970’lere kadar yazmak eyleminin en önemli aracıydı. Dijital Çağ ile birlikte 2.0 endüstri sonrası teknolojiye karşı sevginin, geleneğin, kültürün ve dilin aktarıcısı güzelliklerdendi. En değerli dolma kaleminizi alın ve size özel kişiye mektup yazın. Kim bilir gelecek nesillere de geçebilir! Teknolojiye inat bir geleneğin kaybolmasına izin vermeyen dolma kalemlerinizde sorun oluştuğunda ne yapıyorsunuz? Açık yüreklilikle şunu ifade etmek isterim: Dolma kalemle yazı yazmayı severim. Buna rağmen dolma kalemlerin tamir edildiğini ve her marka dolma kalemi tamir eden Murat ustanın İstanbul’un tek kalem tamircisi olduğunu öğrenmemle şaşkınlığımın derecesi katbekat artmıştı. Laf aramızda kalsın, bu da benim eksikliğim işte. Edebiyat eleştirmeni Halit Ziya Aydoğdu, kendisi için sembolik değeri olan dolma kalemini, yazı yazarken atlama yapması nedeniyle Murat ustanın Sirkeci’de Büyük Postane’nin yan sokağında yer alan Aydın Pasajı’nda neredeyse 100 yıllık olan kalem tamiri tezgâhının tek varisinin zanaatkâr ellerine teslim ettiğini söyledi.

Türkiye’nin özgün edebiyatçısı Yaşar Kemal’in röportaj yazılarını okuma fırsatı bulduysanız; yazılarını kaleme alırken hayatın özüne yolculuk ettiğinin kokusunu hemen alırsınız. Dolma kalem meraklılarının hayatın özüne yolculuk yapmak için ben de İstanbul’a seyrüsefer yaptıran tramvaya binerek Sirkeci durağında indim. Tabii ki de içimi saran iki merak vardı. Birincisi sosyal medyada “asabi” ve “sinirli” olduğu iddia edilen Murat ustanın gerçekten sinirli olup olmadığı, ikincisi on yıllarca yazılarını kaleme alan yazarların, kalemseverlerin kalemlerinin Erzincan’dan 12 yaşında İstanbul’a gelip kalemlerin dünyasına kendini teslim eden bir ustanın elinde nasıl tamir edildiğiydi.  Belki de Murat usta daha çocuk yaşta geldiği İstanbul’dan, ayrı kaldığı ailesine, sıla özlemini yazıyla dile getireceği tek araç olan kalemler olduğunu düşünmüş olabilir miydi? Onun için kalemler özlemi, sevgiyi, kavuşma dilemmasını aktaracak tek araç olduğu için kalem tamirciliğine gönül verdiğini pasajdaki dükkanına adım atar atmaz hissettiriyor Murat usta kalem tezgahında aşkla ilgilendiği kalemlere olan bakışından…

Kalem tamirciliğine 12 yaşında amcasının yanında başladığını dile getiren ustaya kendisinden sonra bu zanaatı devredeceği çırağı olup olmadığını sorduğumda, yeni yetişen kuşağın böyle bir ilgisinin olmadığını titrek bir sesle dile getirdi. Amcası vefat ettikten sonra zanaatı kendisinin yürüttüğünü, yerine yetişecek bir “çırağı” olmadığını, İstanbul’un ve bir dönem gazetecilerin, gazete ve dergiciliğin yurdu olan Babıali’nin yazarlarına kalem tamirciliği yapan mesleğin yok olmaya yüz tutması üzücü…

İletişimin Çınarı Hıfzı Topuz’la yaptığım söyleşi sonrası, bana hediye ettiği dolmakalem için kalem ustasını bulmanın sevincim bir yana dursun, dükkana ilk girdiğinizde, tamir bekleyen farklı aletler olduğunu fark edeceksiniz. Bir kalemseverin ise ilk dikkatini çekecek olan hemen sol köşedeki kalem tamir tezgâhı olacaktır. Küçük bir kalem müzesini anımsatan tezgah üzerinde kalem tamir edilmede kullanılan küçüklü-büyüklü yedek parçalar, mürekkep şişesi bir yanında, Pelikan, Parker, Cross, Mont Blanc… vb. birçok marka dolmakalemler tamir edilmeyi bekliyordu. Murat ustaya illaki kalem tamir ettirmeye gitmeseniz de, kalemlerin yeniden ruhlarına kavuşturan ustanın bir fincan kahvesini içmek için uğramalısınız. Öyle denildiği gibi “asabi” ya da “sinirli” bir insan da değil. Hem duygularımızı aktaran tarihlerin yazılmasına vesile olan kalem(ler)i seven bir insan hiç sinirli olur mu? Bu röportaj yazımda Edebiyat eleştirmeni Halit Ziya Aydoğdu’dan edindiğim bir bilgiyi daha ilk kez öğrendim. Bu bilgiyi siz kalemseverlerle de paylaşmak istiyorum. Biliyor musunuz, dolma kalemler, onları kullanan sahipleri gibi bir kimliğe bürünürlermiş. Aydoğdu: “Yazar-çizerler bilirler ki, her dolma kalemin ucu zamanla şeklini, yazım stilini onu kullanan yazarın el şeklini almakta” olduğunu tabii ki bunun için de “dolma kalemi yıllarca kullanılması gerekmektedir.” Aynı zamanda dolma kalemler, cep telefonları ve bilgisayarlara inat parşömen kağıda yazmak isteyenler için haz verici yazım gerekçeleri olmaya her zaman devam edeceklerdir.” Dolma kalem koleksiyonu yapan Aydoğdu: “En önemlisi de bir dolma kalemin on yıllarca kullanılabilmesi için Murat usta gibi dolma kaleme gönül vermiş ustaların zanaatlarını devam ettirebilmeleri için destek verilmesi gerekmekte” olduğunu dile getirdi. Evet! Bir dolma kalemsever olarak siz okuyucularıma bu hafta İstanbul’un “tek dolma kalem tamircisi” Murat Sunmez ve Edebiyat eleştirilerine farklı bakış açıları katacak Sayın Aydoğdu’yla yaptığım söyleşinin röportaj yazısını kaleme aldım. Keyifli okumalar…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol