Ak Partili Milletvekili, üstelik de seçimler öncesi birçok insanın; “Dedesinin rahle-i tedrisatından geçmiştir, merhum Abdullah Nazırlı Hocamızın hatırına da olsa desteklemeliyiz.” diyerek TBMM’ye gönderdiği hazret; kendisini eleştiren gazetecilere “SİZİ HINZIRLAR” diyerek hakaret etmişti.

Hınzır kavramının her Müslümanın rehber olarak inanıp kabul ettiği Kur’an-ı Kerimdeki anlamının domuz, bunun da bir hakaret olduğunu naçizane köşemde dile getirmiştim.

Hatalar biz aciz kullar içindir, rücu etmek ise erdemliliktir.

Erdemlilik de özür dilemekle olur.

Bizim de beklentimiz bu yöndeydi.

Yapılan hatırlatmalardan sonra toplumun seçkini(!) olarak bir insana yakışan güzel bir iki cümlelik bir açıklama yaparak; “Kullanmış olduğum kavramla latife yaparak ortamı yumuşatmaktı amacım. Ancak görünen o ki; amacını aşan bir ifade olmuş ve birçok hemşehrimizin üzülmesine sebep olmuşum. Üzdüğüm her bir kardeşimin anlayışına sığınıyor özür diliyorum.” Demekti.

Emin olun ayakta alkışlar, gün yüzü görmemiş cümlelerle iltifat üzerine iltifatlar yağdırırdık kendisine.

Ama o beklenenin tam tersini yaptı ve bir pot daha kırdı; “O, sizin Hınzırlığınız.”

Yetmedi bir başka pot daha kırarak yine, hınzır kavramı üzerinde duran köşe yazarımız üstelik de babası yaşındaki adama sosyal medya üzerinden “Haddini aşma” diyerek büyük bir hadsizliğe daha imza attı.

Kötü söz sahibinindir diyor, kendisine misliyle iade ediyoruz.

Arkadaşımızın İstanbul ekibi böyle bir cevap vermeyi uygun görmüş.

Böyle davranmaya bu hataları sürdürmeye devam etsin.

Gün gelecek İstanbul’dan yazılan metinlerle diyalogların kurulmayacağını, otel odalarında da siyaset yapılmayacağını anlayacak bu arkadaşımız.

Bir müddet daha acemiliğine sayarız.

Ama kendisi de bilmeli ki bu tür acemilikler kişinin askerliğini uzatır.

Allah var biz uzatmasını değil yüzünün akıyla teskeresini almasını isteriz.

Biz isteriz ki; Allah’ın, babasına tanımadığı şansı kendisine tanımış olmasını Sevgili Nazırlı fırsat bilsin de bu şehirde kahraman olsun.

Destanını yazmak bize düşer.

Kendilerini yakinen takip ediyor, şimdilik yağmasa da gürlemelerini izliyoruz.

İtiraf edeyim gürlemeleri musikinin tatlı nağmeleri gibi geliyor kulağımıza.

MÜSİAD’ın “Ortak Akıl ve İstişare” konulu toplantısında gürlediği gibi.

Toplantıda; MÜSİAD Başkanı Tekin Gürkan Hazarbaba dedi, daha lafını tamamlamadan kendisi; ne diyeceğini biliyorum Başkan, uzatmayalım. Vali beyle konuşalım Vali bey Hazarbaba’da size uygun kiralı yer versin ve iki yıl kira almasın siz yatırımınızı yapın dedi.

MÜSİAD’cılar da kabul etti.

Biz de ajandamıza not ettik.

MÜSİAD Başkanı Tekin Gürkan; Güneykent Mahallesindeki TOKİ yerleşkelerinde Camiinin olmadığını hatırlattı, Nazırlı Camii konusunda da anında görüntü yaptı ve ASKON olarak bir camii yaptıracağını ikinci camii yapımı için de açık arttırmayla para toplamayı başlattı.

Bunu da ajandamızın 18 Ağustos tarihli sayfasına not düştük.

Tıpkı 24 Ocak depreminin ardından ASKON Genel Başkanının Elazığ’a gelerek basın huzurunda; 24 Derslik Okul yaptırma sözü verdiğini not ettiğimiz gibi.

Yeri gelmişken söyleyeyim; bu şehrin ASKON’dan alacağı iki hayrat var.

Biri 24 Derslikli bir Okul, diğeri Güneykent Mahallesindeki TOKİ yerleşkesine bir Cami.

Okul ile ilgili belki yakasını tutacağımız birini bulamayabiliriz çünkü ASKON’un o dönemki İl Yöneticileri artık ASKON’lu da değil ASKON’da da değil.

Ama Camii için yakasını tutacağımız aslan gibi bir Milletvekilimiz var: Mahmut Rıdvan Nazırlı.

Gerçi Sayın Nazırlı’nın yakasını bizim tutmamıza da gerek yok.

MÜSİAD gibi köklü bir SİAD’ımız var bu şehirde.

10’larca büyük iş adamlarımızı çatısı altında bulunduran MÜSİAD.

Ortak Akıl’dan 2 camii, istişareden Hazarbaba’ya uygun kiralı ve iki yıl geri ödemesiz arsa sözü alan MÜSİAD.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol