‘’Schrödinger deneyi bir düşünce deneyidir, deneydeki kedi, bir küçük şişe zehir ve radyoaktif bir kaynakla kapalı kutuya kapatılır, radyoaktif kaynağın bir saat içinde ışımama ve ışıma ihtimali eşittir, eğer içerideki sensör radyoaktiflik algılarsa küçük şişeyi kıran mekanizma çalışır zehir kediyi öldürür’’

Kutu içindeki kedinin ölü veya diri olma ihtimali yarı yarıyadır, kedinin ölü veya diri olduğunu tespit edecek gözlemleme ve ölçümleme yapılana kadar kedi süper pozisyondadır, bazı atom altı parçacıkların hem parçacık hem dalga gibi davranmaları gibidir kedinin hali.

Schrödinger deneyi bilimsel bir deneydir.

Ülkemizde entelektüel hafıza olarak tanınan Alev Alatlı bu deneyden yola çıkarak, Kâbus ve Rüya diye iki cilt eseri edebiyat dünyamıza kazandırıp Dünya Düzeni konusunda önemli saptamaları istifademize sunuyor.

Alev hanım bu düşünce deneyinden yola çıkarak, bir sosyal gerçeklik olarak Dünya Düzenini seçili karakterler ile roman tarzında bize anlatır, seçili karakterlerle yapılan bu anlatımda, entelektüel kahraman Günay Rodoplu, kavram yitimine uğramış Afazi Remzi, deli general gibi karakterler günümüz Dünyasının bilinen insan figürleridir.

Alev hanım Dünya Düzenini bir piramide benzetir, en tepede yüce pir, alt katmanlarda bağlılar, salikler, lanetliler olarak kastlara bölünmüş insanlar şeklindeki bu yapı Dünya düzeninin gerçek yüzüdür.

Yüce Pir, salik, bağlı gibi şanslı ve seçili insan figürlerini bir tarafa bırakarak, piramidin en altında yer alan ve Dünyanın her yerinde geniş insan topluluklarını temsil eden lanetlilere bu yazımızda değinmek isteriz.

Lanetliler; Kapitalist Dünya Düzeninde üretime katkısı olmayanlar ve üretim sürecinde bulunarak emekli olmuş yaşlı insanları tanımlar.

Üretim faaliyeti dışında kalmış veya bırakılmış insanlar, üretemeden tüketen lanetliler sınıfının ana gövdesini oluşturur.

Bu insanlar kendi iradeleri ile üretim faaliyetleri dışına çıkmamıştır, bu insanlar çalışan ve üretime katkı sağlayan emekçilere bir sopa olarak üretim dışında tutulan yedek üretim araçlarıdır.

Buna rağmen Dünya Düzeni bunları Lanetli olarak tanımlar ve bunların bir şekilde azaltılmasını hedefler.

Bu azaltma bazen salgın hastalıklar, savaşlar ile yapılır, genellikle de aç sefil bırakılıp, sağlık hizmetlerinden yararlandırmamak suretiyle ölüme terk etme şeklinde olur azaltma işlemi.

Bu azaltma işlemi aynı zamanda bir seleksiyondur, üretim araçlarının test edilme aşamasıdır, bu seleksiyon işleminden ölmeden çıkabilenlerin belirlenmesi sürecidir, yani Dünya Düzeni bu lanetliler sınıfını aynı zamanda bir kobay hayvanı olarak görür ve öyle davranır.

Üretime katılma şansı olan, elek üstünde kalan genç ve güçlü üretim araçlarından daha lanetli olarak kabul edilen, üretim sürecinde yer almış ve emekli olmuş yaşlı lanetliler sınıfı olan emeklilere günümüzün güncel meselesi olduğu için biraz değinmekte fayda görüyorum.

Emekli lanetliler.

Kapitalist Dünya Düzeninin Lanetli gördüğü bu insanlar hayatının en verimli yıllarını fabrikalarda, maden ocaklarında, rafinerilerde üretimin her kademesinde, her aşamasında tüketen insanlardır.

Lanetli olarak görülen bu insanlar helal lokma peşinde koşan eli öpülesi insanlardır.

Bu eli öpülesi insanlar, çalıştıkları süre içinde emeklilik primlerini peşin ödeyen hak sahipleridir.

Bu insanlar, sadaka bekleyen dilenciler değildir.

Lanetli Dünya Düzeninin Lanetine uğramış bu insanları, Schrödinger deneyindeki kutu içine hapsedilmiş kedi gibi görmek Kapitalizmin tipik karakteridir.

Bu İnsanların deney kutusu içindeki kedi gibi, radyoaktif etki veya zehir ile ölüme terk edilmesi ise kapitalizmin insanlık düşmanı özelliğinin tezahürüdür.

Kapitalist Dünya için insan bir üretim aracıdır, üretim yaptığı ölçüde yaşam hakkına sahiptir, üretim dışına çıktığı andan itibaren ise yüktür, sosyal güvenlik sistemine yük, sağlık sistemine yük, Kapitalizm sırtındaki bu yükü atmak için her yolu dener.

Dünya düzeninde lanetli olarak görülen emeklilerin durumu, bizim gibi geri kalmış yarı sömürge ülkelerde çok daha vahimdir, insandan bile sayılmayan, kedi deneyine dahi tabi tutulmayan bu insanlar, sadece ekonomik olarak çaresiz bırakılmaz, horlanır, hakarete uğrar, evinde bile yüzü yoktur, toplumdan dışlanır, dilenci muamelesi görür, terk edilir, huzurevlerine kapatılır.

Birkaç gün önce Devlet bu lanetli sınıf için emekli maaş artışı açıkladı, hiçbir kritere uymayan bir sadaka açıklaması idi, sen bize yüksün, sen bizim başımıza belasın der gibi, git sürün, git öl de kurtulalım der gibi, sana yaşamak haram der gibi, sana huzurevi bile çok der gibi, senin yerin toprak altı der gibi.

Oysa, bu insanlar emek vermiş, üretmişti, oysa bu insanlar yememiş, yedirmişti çocuklarına, torunlarına, gelecek görmüş okutmuştu evlatlarını, Devlete gelecek hazırlamıştı bu insanlar.

Devlet öl diyordu, Devlet sürün diyordu, Devlet ölmesin diye, insan sürünmesin diye hayatını üretime adayan bu insanlara.

Yazı uzadıkça geriliyorum, gerildikçe başıma bela alıyorum, mahkemelere düşüp yargılanıyorum.

Emekliyi, lanetli gören, deney kedisi olarak ölüm kutusuna kapatan siz muktedirler, aslında bu namussuz dünya düzeninde deneye tabi tutulan kedinin ta kendisisiniz, Dünya Düzeni ölüm kutusunda sizi tutsak etmiş, siz kendinizi muktedir ve özgür zannediyorsunuz.

Hayır siz özgür ve muktedir değilsiniz, Dünya Düzeninin tepesindeki Yüce Pire hizmet eden birer emekçisiniz, emekçinin kaderini yaşayacak, bir gün emekli olacak, lanetliler safına katılacaksınız, boynu bükük, pişman.

Size kısa bir cümle ile nasihatte bulunayım, Yüce Pire ne yapsanız yaranamayacaksınız, bir deney kedisi olarak kalacaksınız.

Tövbe edin, ALLAH  tövbeleri kabul edendir, tövbe edin ve ALLAHA yaranmaya çalışarak, Ona kul olun, Yüce Pire değil.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol