Şimdiye kadar yanlış, çirkin, şehrin adını yıpratacak bir durumdan haberimiz olduğunda konuyu Sayın Vali'ye özelden bildirip gereğinin yapılmasını istiyorduk.
Sayın Vali de bihakkın gereğini yapıyor İl Milli Eğitim Müdürlüğüne talimat veriyordu.
Talimatlar yerine getiriliyor muydu derseniz, maalesef deriz.
Çünkü göstermelik işliyor her şey Milli Eğitimde.
Daha önce bir konuyu Sayın Vali'ye bildirdik ama Sayın Valinin talimatını yerine getiren Milli Eğitimciler gerçekleri Validen gizlediler.
Kuvvetle muhtemel Sayın Valinin nezdinde ihbarlarımız sudan ihbar gibi oldu.
Sonrasında "Hayalet Öğrenci Skandalı" başlığıyla bir haber yaptık yine Sayın Vali inisiyatif alarak Milli Eğitimi hareketlendirdi.
Milli Eğitim işi yine sulandırdı.
Denetime giden Müfettişler ilk gittikleri iki okulda haberimizin doğruluğunu kanıtlayacak bulguları bulup gerekli raporları tuttular.
Muhtemelen iki Özel Okul tabelasını indirmek zorunda kalacak.
Takip eden günlerde de aynı denetimlere giden müfettişler bir baktılar ki bütün özel okullarda her şey tıkırında.
Hiç bir eksik yok, öğrenciler derste, öğretmenler derslerinin başında alın teri döküyorlar.
Oysa Müfettişlerin denetime gidecekleri özel okullar bir gün öncesinden Milli Eğitimdeki köstebekler tarafından gizli ortaklarına bildirilip tedbirler alınması yönünde telkinlerde bulunuldu.
Zira o okullarda kayıtlı olan ama okula gitmeyen öğrenci velilerine akşam telefonlar açıldı yarın denetim var öğrenciler okulda olsunlar denildi.
Veliler de apar topar çocuklarını o gün denetimlerin olduğu okullara öğrencilerini götürdüler.
Yetmedi bazı okul sahipleri veya yöneticileri Sigortasız çalıştırdıkları öğretmenler ve personelleri o gün okullarından uzaklaştırdı.
Dedeyolu Köyündeki depremzede yatalak hasta yaşlı teyze ile ilgili haberimizde de aynı şeyleri yaşadık.
Bürokratlar Sayın Valiyi ve siyasileri kendi dilleriyle yanılttılar, sağ olsun Sayın Vali de gidip yerinde görmedi yaşanan vehameti.
Dolayısıyla Milli Eğitimde yaşanan bu skandalları direkt Sayın Valiye ulaştırıp hem Sayın Valimizi rahatsız etmenin hem de Milli Eğitimdeki şuursuzlar yüzünden Sayın Valinin gözünde asılsız ihbarcı konumuna düşmenin bir anlamı yok.
Memleketin adı yanlış mı anılıyormuş, bunu bizim düşündüğümüz kadar şehrin yöneticileri düşünmüyorlarsa yapacak bir şey yok.
Memleketi bitirdiler.
Bir zamanların en gözde, kıskanılan şehri Elazığ çevresindeki illeri kıskanacak hale geldi bunların yüzünden.
İşin içerisine siyaset soktular nerede liyakatsiz, fikirsiz, basiretsiz insanlar varsa hepsini cımbızlayıp getirip şehirdeki en önemli kurumların başına oturttular.
Onlar makamların tadını çıkartırken şehri düşünen, memleketin adı bu tür şeylerle yıpranması diyen yine bizler olduk.
Onlar ne yaptılar; kol kırılsın ama yen içinde kalsın dediler.
Kaç kol kırıldı bu şehirde de kırılan kollar hep yenlerin içinde kaldı.
Ama artık yen içinde kalmayacak.
Kırılan kol birilerinin bir yerlerine monte edilmediği müddetçe bu şehirde bu rezillikler devam edecek.
Ah Milli Eğitim ah!...
Skandallar bitmek tükenmek bilmiyor.
Ama bu skandallara bir dur diyen yok.
Bir Proje okulunda olanlar tüyleri ürpertecek türden.
Okul Müdürünün bilgisi var...
Milli Eğitim İl Müdürünün haberi var.
Sözüm ona en büyük üstelik de kurumda yetkili eğitim sendikasının haberi var.
Her şey delilli ispatlı, belgeli, kayıtlı kuyutlu ama gelinen nokta: KİMSE DUYMASIN noktası.
Allah sizi bildiği gibi yapsın emi...
Ulan vicdansızlar, ahlaksızlar kimse duymasa bile Haşa Allah da mı duymuyor görmüyor rezilliğinizi.
Pazartesi itibariyle Günışığı Gazetesini takip edin lütfen.
Notum Elazığ Valisi Sayın Ömer Toraman'a: Sayın Valim ihbarlarımızı ve yazılarımızı dikkate alın lütfen. Kahvaltılı tanışma toplantınızda hatırlarsanız size şehrin fotoğrafını bürokratlarınız fotoshopta güzelleştirerek getiriyorlar demiştim.
Sözümün arkasındayım Sayın Valim, bürokratlarınız kendilerini kurtarmak için sizi yanıltabilir ama bizim yazdıklarımızı lütfen yabana atmayın çünkü size mahcup olmak istemeyiz.
