Pozitif Psikolojinin babası Martin E. P. Seligman için bireyin salt varoluşu mutluluğa ve esenliğe odaklanılması yönünde, olumlu yönde Öğrenilmiş İyimserlik eserinde “olumsuz” psikolojinin semptomlarını ve bozukluklara yaptığı çalışmalar pozitif bir dünya için hoş bir değişiklik olsa da, Epikür felsefe akımının filozoflarının Antik Yunan’da başlattıkları değişim gibi günümüzde de değişimin bir bedeli olabilir. Epikürcüler’e göre insan, tabiatı itibarıyla acıdan, üzüntüden, kaygıdan kaçıp neşe ve haz peşinde koşar. Bu yüzden bireyin temel amacı da mutluluk ve hazza ulaşmaktır. Epikürcüler gibi mutluluk tek yol olarak başlı başına bir amaç haline getirildiğinde hedefe ulaşamıyorsanız. Bu noktada düşüncenizi oluşturan mutluluk alanınızda bir sorun olabilir. Mutluluk, karmaşık olan toplumda yaşarken gerçek bir devrimdir ve bu devriminin nasıl belirlendiği önemlidir. Yani: Mutluluğu devrime dönüştürmemenin nedeni “Ne olursa olsun mutlu olmalıyım” düşüncesini içsel olarak benimsememek de bir nedeni olabilir. Örneğin: Avrupa gibi Batılı devletler vatandaşlarına devletin negatif yükümlülüğü bağlamında hizmet verme başarılarını genel mutluluk anketlerine dayanarak ölçümlüyor. Devletlerin hedef olarak vatandaşlarının mutluluk düşüncesine daha fazla ağırlık veriyorlar. Çünkü, mutlu birey mutlu toplumu, mutlu toplum mutlu ve üreten ülkeyi doğuruyor.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nden Psikolog Prof. Dr. Murat Yıldırım (Ana Bilim Dalı Başkanı) ve Leicester Üniversitesi’nden John Maltby (2022) yılında yapılan bir araştırmaya göre, mutluluğun işlevsel ve işlevsel olmayan yönleri olduğunu çalışmalarında aktarmışlardır. Mutluluğun olumlu tarafı, insanların (bireyin) durumların iyi yönlerini görmelerine izin verildiğinde daha uyumlu işleyişi teşvik edebilmekte. Mutluluk üzerine yapılan araştırmaların birçoğunda, mutluluğun işlevsel yönlerine, yani tüketime yönelik piyasanın oyuncuları adına bireysel ve kitlesel hazza odaklanılmaktadır.

Uluslararası mutluluk araştırmacıları, insanların her şeyden önce mutlu olmaları gerektiğine dair (REBT& Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi) kuramını geliştiren Psikolog Albert Ellis’in “rasyonel” veya “irrasyonel” mantıksız mutluluk benimsetildiğinde, mutluluğun işlevsiz hale geldiğini belirtmekteler. Ellis’e göre: “Bir çok insan, mutluluğu oluşturanın, dış dünyadaki olaylar ya da durumlar olmadığının farkında değil. Pozitif duyguları oluşturan ya da bozan şey, bizim dünyayı ve kendimizi algılayış şeklimiz” olduğu vurgusunu yapmaktadır. Ellis’in genel “rasyonel ve irrasyonel” teori çerçevesi bağlamında birey kendi adına ve çevresi için mutlu olmak istiyorsa önce kendisiyle barışmalıdır! Fakat, daha sonra da dünyaya ve çevresine karşı pembe gözlüklerle bakmayıp, gerçeklere de sırt çevirmeyecek ve kafasını devekuşu gibi de kuma gömmeyecektir.

Yıldırım ve Maltby araştırmasının göstergelerine göre, mutluluğu aramak, mutluluk için başlı başına başarısızlığa mahkûm olan bir süreç haline gelebiliyor. Stresli bir durumdan iyi duyguları çıkarmaya ne kadar çok çalışırsanız, onunla o kadar az etkili bir şekilde başa çıkarsınız ve ondan elde edebileceğiniz her türlü mutluluğu engellemeye o kadar fazla devam edersiniz.

Kısacası: Mutluluk için her şeyi iyi olmaya, iyi algılamaya zorlamak yerine, durumsal olguları, duyguları olduğu gibi kabul etmek gerektiği yönünde. Yaşamda mutluluğu kendinize itici bir güç olması yerine içinde olunan durumdan kendiliğinden ortaya çıkmasına izin vermenin anahtarı önemli. Bir daha olmak istediğiniz kadar mutlu olmadığınız için hüsrana uğradığınızda, kendinize bunun neden bu kadar önemli olduğunu sormanız gerekiyor. Yaşamda hem bireysel hem toplumsal deneyimlerin aynı derecede önemli olan başka yönleri yok mu?

Bu noktada yazıyı toparlamak gerekirse, kendinizi irrasyonel mutluluk inançlarınız için bir ölçü kabul etmek, hayatın zevklerinin geldikleri gibi gidebileceklerini de kabul ederek anda yani şimdiki an-ı yaşamaktan zevk almaktan geçiyor. Mutluluk gibi mutsuzlukta geldiklerinde onları bir misafir gibi takdir ederek onlardan gelen yaşam deneyimi doyumuna erişmenin ilk adımı gibi görünüyor.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol