Birlikte iş yapan ortaklaşa faydalarla birbirine bağlı kimselerden her birine ortak denmektedir.

Yaşadığımız şehrin sorunlarına karşı duyarlı olup ortak hareket etmek her zaman için,hem şehre hem de şehirde yaşayanlara katkı verecektir.   

                                                                                                     

Atasözümüzde ifade edilen “Bir elin nesi var iki elin sesi var” ifadesinde kullanıldığı gibi.

Ortak kelimesinin günlük hayatımızda kullanımı başka birine sesleniş şeklinde olunca,kulağa hoş gelen sıcak şirin bir ifade gibi duruyor.

Özellikle ortak ne haber nasılsın? Diye biri seslendi mi sanki kırk yıllık dost sesleniyormuş gibi geliyor İnsana. 

Ortak kelimesinin seslenişten biraz ötesi olan hayattaki karşılığında öyle olmadığına hepimiz şahit olmuşuzdur. Ortaklık yapmanın keskin kuralları vardır,ortaklık yapmak bilgi beceri,güven samimiyet ve şeffaflık ister. Bunlardan bir iki tanesi yara aldı mı artık ortaklığın yürümesi çok zordur. Ortaklığı yürüten kişilerin kaşı gözü veya akrabalık bağları değil ilkeleridir.                                                                       

İlkelere uyma noktasında hayli sıkıntı çektiğimiz için;

-Şehrimizin İnsanını ortak iş yapma konusunda pek istekli görünmez.                   

-Şehrin İnsanı mecbur kalıp ortaklık yapsa bile çok sürmez kavgalı gürültülü bir şekilde ayrılırlar.

-Şehrin yönetilmesi konusunda pek katılımcı değildir.

-Şehrin sorunları konusunda genel tavrı bana nedir.                                                     

–Şehrimizin sivil toplum örgütleriyle,yerel medyası şehrin ortak çıkarı noktasında erdemli bir duruş göstermiyorlar.

-Şehrimizin İnsanı Şehrin sorunlarını dile getirmede bu kadar isteksiz olunca, bu duyarsızlığını belli etmemek için topu başkalarına atıyor bunun verdiği suçluluk psikolojisinden kurtulmak için,hemen savunmaya geçiyor bu savunmayı ustaca dışa vuruyor ”Sahipsiz Elazığ”.

                                                                                                             

Yaşanabilir şehirler sıralamasında her yıl bir adım daha geriye gitmemizin nedeni,ortak aklın harekete geçirilmemesi ve duyarsızlığımızdan kaynaklanmaktadır.

Ortak kelimesinin hayatta karşılığını bulması için,hepimizi ilgilendiren konuları yeniden düşünüp yeniden ele almalıyız. 

Şehirde yaşıyoruz sorunlarımızda ve dertlerimizde ortak hareket edebilmenin yollarını arayıp bulmalıyız,bulduğumuz çözümlerde bireysel değil katılımcı bir anlayışa baş vurmalıyız, bunun için bize lazım olanlar.

-Ortak akıl.

-Ortak iyi.

-Ortak ticaret.

-Kötüye karşı ortak mücadele.

Ortak aklın İslam da ki karşılığı şuradır.   

                                                                                             

“Onlar, Rablerinin davetini kabul ederler ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların işleri de kendi aralarında şura(danışma/istişare) iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.” (Şura-42: 38).

Şehri hep birlikte ortak akılla yöneteceğiz diyen ve bunu ispat eden bir Belediye Başkanımız bulunmaktadır.

Valimiz derseniz şehrin ortak sesi ortak aklı olmuş durumda.

Geriye kalanda tabela olmaktan kurtulmuş sivil toplum örgütleriyle,kendine çeki düzen vermiş yerel medyamızdır.

Şehrin bazı sorunları var ki sadece ortak akılla çözüle bilir,bireysel çözümler sadece sorunları artırır örneğin;

-Trafik 

-Temiz bir çevre.

-Düzgün bir imar (v.b).

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol