Yol ikiye ayrıldı insan için.

Kimi varlığı seçti, kimi yokluğu…

Varlığı seçenler varlık içinde yoksul düştüler.

İyilik yapmayı akıl etmediler.

El uzatmayı öğrenmediler.

Yaraya merhem olmayı bilemediler, gözyaşlarına mendil…

Kanayan yüreğe tampon, kırılan kalbe yara bandı olamadılar.

Kendilerini yüce gördüler cüce göründüklerini bilmeden.

Aç yatanın karın ağrısını hissedemediler.

Zayıf düşen bebeklerin inlemelerini duyamadılar.

Bir deri bir kemik kalan anaların çaresizliğini gideremediler.

Bir tabak yemeği beğenmediler, iki tabağı, üç tabağı…

Gözleri bir türlü doyamadı.

Toprağın o gözleri ahirde doyuracağını hesap edemediler.

Bir isteyene bin veren tohum olamadılar.

Oysa toprak onların bir ektiğine bin verdi.

Rabbim onlara bereket verdi ve o bereketin zekâtını da ihtiyacı olanlara verilmesini emretti.

Son pişmanlık fayda etmeyecek.

Makam ve mal zenginliği imtihanıdır insanın günümüzde.

Saltanatı yahut gücü değil!

Penceresi bezlerle kapatılmaya çalışılan bir ev varsa sokağınızda, duvarları nemden dökülmüş, tuvaletleri sadece kocaman bir kara delikten ibaretse, çocukları yalınayaksa ve size bakan gözleri bir umutsa, evin annesi yokluğun sillesiyle yoğrulmuşsa ve evin babası çaresizliğin içinde çare olarak görüyorsa sizi işte o zaman sizin imtihanınızın en çetin kısmı başlamış demektir.

Paranız bir yılan olacaktır ve boğazınıza dolanacaktır.

Makamınız bir ejderha olup nefesiyle yakacaktır sizi.

Cehennemin yollarının bu dünyada yaptıkları kötülük, haksızlık ve zulüm; esirgedikleri şefkat ve merhamet taşlarıyla döşendiğinden bihaberdirler.

Yokluğu seçenler ise yokluk içinde zengin oldular.

Bir parça ekmeği bölüşmeyi bildiler.

Gülümsemeyi, yetinmeyi, selamlaşmayı, kucaklaşmayı…

Aza kanaat etmeyi ve azı bulduklarında dahi rabbe şükretmeyi…

Öbür tarafa bu dünyadan hiçbir şey götürülemeyeceği gerçeğini öğrendiler.

Kulun kuldan üstünlüğünün ne parayla ne de makamla olduğunun ayırdına vardılar.

Darda kalana güçleri yettiğince yardımcı oldular.

Zorda olana yüreklerinden geldiğince destek oldular.

Kötülüğe iyilikle karşılık verdiler.

Kibre kapılmadılar.

Dünyaya âşık olmadılar.

Gücün kalpte olduğunu bildiler.

Ve insana renginden, dininden, dilinden, malından mülkünden, makamından ve ırkından dolayı ayrım koymadılar.

Cennetin yollarının bu dünyada yaptıkları iyilik, ortaya koydukları güzellik, gösterdikleri merhamet ve şefkat taşlarıyla döşendiğine şahit oldular.

Ey varlığa sevinenler ve yokluğa üzülenler! İstikametiniz ne üzerine?

Maddi âlemin yalan varlığına mı meyliniz, yoksa fani âlemin sahi varlığına mı ilticanız?

Yol ikiye ayrıldı insan için.

Kimi yolu seçti, jimi yolsuzluğu…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol