100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimi ile karşı karşıyayız.

Ekonomi çarklarının alarm verdiği yeni dünya düzeninde bütün küreselcilerin de yakından takip ettiği ve edeceği bir seçime doğru ilerliyoruz.

Çünkü bu seçim onlar için Türkiye’nin şahlanış veya Türkiye üzerinde gerçekleştirmeyi planladıkları sömürü düzeninin devam edip etmeyeceği seçimdir..

Biliyoruz ki Türkiye’de ağır sanayi üretim sorunu artık yok..

Artık koca koca sanayi tesisleri açılabiliyor..

Terör sorunu her gün biraz daha bitme noktasına geliyor..

Fettoşun  itleri artık ülkenin ana damarlarından söküldü, üç beş etkisiz ama gizlenmiş unsurlar harici tehlike saçamıyorlar..

Ama umutları tabi ki 2023 seçimleri..

PKK’nın ve onun siyasi uzantılarının da kurtuluş umutları 2023 seçimleri…

Küreselcilerin, içimizde dahili bedhahların da umutları 2023 seçimleridir..

Batıdaki, doğudaki, kuzey ve güneydeki Türkiye karşıtlarının ve dostlarının da umutları 2023 seçimlerine bağlıdır..

O yüzdendir ki 2023 seçimleri Elazığ için, Türkiye ve dünya için çok önem arz etmektedir…

Efendim neymiş hayat çok pahalıymış..

Domates, biber, simit fiyatları uçmuş vatandaş evine bunları alamıyormuş..

Benzin, motorin fiyatları almış başını gitmiş araçlarımıza binemiyormuşuz..

Elektrik, doğalgaz faturaları her gün biraz daha şişkin geliyormuş..

Evet bütün bunlar kısmen doğru olsa da bir ülkenin bağımsızlığından daha önemli değiller..

Dünyanın hemen her köşesinde yukarıdaki sıkıntılar mevcut ve hatta artarak devam ediyor..

Biz de ise yarına dair umut emareleri var ve her geçen gün biraz daha iyiye gideceğine inanıyorum..

İşte bu ahval ve şartlar dahilinde 2023 seçimlerine doğru hızla ilerlemeye devam ediyoruz..

Siyasi partiler bu aşamada seçim startını vermiş durumdalar..

Yerel siyasetçi ve yöneticilerimiz ne yazık ki bugüne kadar olumlu bir görünüm sunmadılar..

Hem muhalefet hem de iktidar vekilleri bol bol laf-ı güzaf edip, gönüllerden koptular..

Bu aşamada Elazığ özelinde vatandaşın gönlünden silinenlerin siyasi tarih sahnesinden de silinmesi gerekir.

Elazığ’da eskiden vekil olmuş olanlar da dahil mevcutların bir daha adaylık hevesinde olmaması lazım..

Parayı verenin düdüğünü çaldığı siyaset geleneğinin bitirilmesi lazım..

O bunun adamı, şunu o istedi, bu yukarıdan dikte ettirildi teraneleriyle vekil adayı olunmamalı..

Bu duygularla hareket ederken büyük resmi de görmeyi ihmal etmemeliyiz..

Neymiş efendim bu büyük resim..?

Başta da dedim ya 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimidir..

Siz 6,5’luk masanın Türkiye’yi yönetmek gibi bir programlarının olduğunu düşünüyor musunuz?

Ben düşünmüyorum çünkü söyledikleri tek şey önceki yapılanların hepsini bozacağım..

Mesela Temel amca bütün yatırımları durduracağını söylemedi mi?

Mesela Mavi vatan hikaye olacak.. 6,5’luklar bu doktrinin üstünü çoktan çizmedi m..?

Ege bölgesi ionya olacak, özel parası olacak.. Ben demiyorum İzmir BŞB başkanı demişti..

Güneydoğu’da özerk yönetimler kurulacak.. Bunu zaten söylemiyorlar mı..

Fettoşçular olduğu gibi serbest bırakılacak.. Ben demiyorum onlar öyle demiyiti..

Köprüde öldürülen askerlerin (asker kılıklı şerefsizlerin) hesabını soracağım diyen de ben değilim..

İktidara geldiğimizde devr-i sabık oluşturacağım diyen de ben değilim..

Ha bu arada bizim gibiler yok edilecek.. 15 Temmuzda 108 bin ceset torbasının hazır olduğunu da ben söylememiştim..

Kısaca istiklal ya da tam teslimiyet..

Karar şerefli Türk insanının dediği gibi olsun..

Derin millet aklı her şeyin her doğrusunu bilir..

Ez cümle, talimatla hareket eden yöneticiler Türkiye için istikbal tayin edemez, etmemeli..

ÇUVALDIZI SOKALIM ŞEHRİN İLGİLİSİNE..

Dün Elazığ’dan bir yakınım aradı..

Üniversite hastanesine bir hastasını götürmüşler..

Diyabetik ayak nedeniyle ayak parmağı kesilme aşamasında..

Durumu aciliyet arz ediyor..

Endokrin bölümü hasta için yatış yapılmasının gerektiğini söylüyor, birkaç gün tedavi ile kurtarılma olasılığından bahsediyor, aksi durumda ayak parmaklarının hatta bileğinin kesilebileceğini söylüyor.

Endokrin bölümü poliklinik doktoru hanımefendi yer yok diyerek yatış yapamayacağını belirterek hastayı evine göndermiş..

Hastanın durumu kangren diyabetik ayak olması ve müdahalenin acilen yapılması gerektiği halde hastane kapılarından hastaların hem de durumu aciliyet gerektiren hastaların, geri gönderilmesi uygulamasına geri mi dönüldü?

Birilerinin dediği gibi devr-i sabık mı yaşıyoruz?..

Hani hiçbir hasta kapıdan çeri çevrilmeyecekti..

O cu, bu cu, şu cu olanların memleketin en güzel yatırımlarının yönetiminde iş tutmasıdır sorun..

Bu kangren olmuş yönetim sisteminin bir an önce kökünden kesilip atılması lazım..

Yoksa hasta yakınımızın durumuna düşmemek elde değil..

Hastamıza acil şiflar dilerken, şehrin ilgililerinin bu soruna bir el atması lazım değil mi?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol