Bazı değerler belki de değersizleşen bu zamanlarda daha fazla anlam ve önem kazanmaya başlıyor çünkü insanların artık ne çocukluğa dair, ne gençliğe dair ne de hayata dair anılara, güzelliklere, değerlere sahip çıkmadığı görülüyor.

Sadece “Tüket ve var ol!” anlayışına sıkıca sarılmış durumdalar.

Aslında tükettikçe kendisinin tükendiğinden bi haber! Tükettikçe özgürleştiğini sanıyor!

En kötüsü de tükettikçe mutlu olduğunu sanmasıdır!

Günümüz insanlarına bakıldığında sadece banka hesabının şişkinliği ile mutluluğu ölçmeye çalışıyor.

Aslında o hesap doldukça tükenmeye başlıyor birçok güzellik hem de umarsızca çünkü güzelliğe değer biçilemeyeceğini unutuyorlar.

Kırk yıllık hatrı olan bir kahvenin sadece sosyal medya paylaşım aracı olması, kalabalık ailelerde yapılan küçük sofralardaki bereketli kahvaltılardan koca koca açık büfe kahvaltılardaki samimiyetsiz ortamlara geçilmesi, sokaklarda oynanan ve üst başın toz toprağa bulanmasıyla birlikte aynı yaralara sahip arkadaşlıklardan bilgisayar başındaki samimiyetsiz ve oldukça çıkarcı oyunlara geçilmesi, sırtüstü uzanılan çimenliklerde gündüz gökyüzündeki bulutlardan şekiller oluşturmak veya gece en parlak yıldıza sahip olmaya çalışmaktan şehrin o janjanlı ışıklarının ardında kaybolan ve boş bir kuytuya dönüşen gökyüzüne, ilkokul sıralarından başlayıp da bir ömrün sonuna gelininceye kadar devam eden dostluklardan çıkar ilişkisine dönen ve birkaç günlük ömür biçilen arkadaşlıklara geçilmesi, içten bir gülümsenin iç ısıtan güzelliğinden soğuk ve riyakâr bir kahkahaya kanılması, bir köy okulunda ıslak çoraplarını sobanın etrafında kurutan yorgun ama mutlu çocuklardan, lüks okullarda peteklerin ısıttığı sınıflarda mutsuz ve tatmin olmayan çocuklara...

Zaman birçok şeyi değiştirmekle kalmıyor aslında birçok şeyi elimizden alıyor! Maalesef aldığını iade etmediği gibi onun yerine bir boşluk bırakıyor...

Yaşanılan bazı zorluklardan, bazı güzelliklerden geriye unutulmayacak anılar kalır acısıyla tatlısıyla.

Bizden önceki nesil hatta onlardan da önceki nesil çok daha maddi sıkıntılar yaşayarak bir şeyleri başarmaya çalıştı hayata tutunmak ve hayallerinin kırıntıları dahi olsa onlara ulaşmak adına.

Çoğu belki kendine ait bir hayale bile sahip değildi ya da kurduğu hayaller bir kelebeğin ömründen de kısaydı ama insanlar, aralarında kopmayan bağlara öyle güzel dostluklar, öyle güzel anılar astılar ki hâlâ sürüp giden bir muhabbet dünyaları oluşturdular.

Onlar biraraya geldiklerinde her şey susar, yelkovan ve akrep parmaklarının ucunda yürümeye başlar ağır ağır, zaman bu güzel muhabbetin bitmemesi için ağırdan alır kendini ve sadece dostluğun samimiyetinin duvarlarını oluşturan anıların kokusu yayılır etrafa.

Sözler sözleri takip ederken çaylara atılan şekerle beraber zamanı da eritirler.

Ellerinde ise muhabbetin o sıcak ve samimi duygusu kalır.

Günümüzde ise saatlerce bir AVM’nin kafes(!)inde oturulan, göz teması dahi kurulmadan birkaç sözcüğe sığdırılan muhabbetler var.

Böyle olunca da o anılar küçük birer an’dan ibaret oluveriyor ve sıcak bir çöle düşen yağmur damlası misali buharlaşıp uçuveriyor.

Günün ardında ise elde kalan tek şey birkaç beğeni alan fotoğraf ve sahte gülümseler!

Zamanın elinden bir şeyler çalmanın tek yolu, anı biriktirmektir. Bu da sıcak ve samimi duygularla yapılabilecek bir eylemdir.

Çünkü insanoğlunun yaşı ne kadar ileriye doğru adım atsa da onun aklı hep geçmişin güzelliklerinde takılı kalır.

Geleceğin belirsizliğine karşılık sığınılan bir liman gibi. 

Çay kaşığının sesi, sıcacık bir ekmek kokusu, kulakta yankısı kalan ama yüreğe nakşedilen bir türkünün sözleri, uzun kış gecelerinde büyüklerimizin anlattığı masalların kahramanları...

Bunlar sizin hafzalanızda bir titreşime dahi sebep olmuyorsa geçen zamana dönüp bakmanız gerekli, yaşayıp yaşamadığını kontrol etmeniz için.

Yoksa bir ömür boyu Neşet Baba’nın şarkısı çalıp durur plakta,

“Cahildim dünyanın rengine kandım!”

O renklere kanma, hepsinden bir parça koy kenara...

Bu renklere kanarak güzellikleri görmezlikten gelmeyin.

Bir muhabbette tuzunuzun olmasını istiyorsanız anı biriktirin en samimisinden, sözcüklerin ve bakışların kol kola girdiği sıcak sohbetlere doğru yelken açın. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol