“Sadece aşk ve ölüm değiştirebilir her şeyi!” 
Halil Cibran’ın bu sözü akılda yankılanıp yürekte yer alabilecek türden bir sözdür.
Sanatın birçok alanında varlık gösteren Halil Cibran, kimi zaman tuvalinin beyazlığına, kimi zaman cümlelerinin ardına gizler söylemek istediği derin anlamlı duyguları.

Onlardan bir tanesi olan yukarıdaki cümle de hayata dair çok şey anlatır bizlere.
Aşk, bu evrenin harcının temel maddesidir. O, bir gönle girdi mi artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. 
Kalp, her an sevgilinin adını zikredercesine atar durur. Güneşin sıcaklığı, yağmurun huzur verici sesi, mevsimlerin tadı değişmeye başlar aşığın lügatında. Bir isim, barındırmaya başlar güzellik adına bütün anlamları. Yazılan şiirlerin dizelerinde o aranmaya başlanır. Rüyaların her köşesinde onun resmi asılı durur. 
Kimilerinde aşk, beşerde filizlenir ancak zamanla yaradana doğru yol alır. O zaman da zaten akıl baştan gitmiş sadece kalple bağlantı kurulur. Çoğu bunu dışarıdan anlayamadığı için “divane” ya da “mecnun” diye bir sıfat koyarlar aşka düşmüşlerin isimlerinin önüne. 
Bir yerde şöyle bir cümle karşıma çıkmıştı hatırladığım kadarıyla. 
“Efsanevi aşkların içerisinde en büyüğü Mecnun’un aşkıdır çünkü biri aşık olduğunda ‘Leyla mısın?’ diye sorarlar. Bu da Mecnun’un maşukta kendini yok ettiğini gösterir. Yani sevgilinin ismini kendinden önceye aldırmıştır.”
Ancak Mecnun, Leyla’sından kopup kanatlanarak ilahi aşka uçmuştu. Belki de bundandır aşığın sevgilinin isminin ardında kalması...

Ölüm denen asıl gerçeklik de vardır ve yeryüzündeki tüm acıların tek dermanıdır. Hiçbir acı, keder, dert sonsuz değildir. Bir gün elbette bitecektir çekilen çile işte o vakit aslında ölüm gelip çalar kapıyı ve ruhu huzura kavuşturur. 
Ölüm bir sevileni elinden aldı mı insanın 
o zaman hayata bakışı da değişir. Çünkü onulmaz yaralar bırakır kaybedenin yüreğinde. O an büyür insan, yaşı kaç olursa olsun ve aslın o anda çocuk kalır. Dökülen gözyaşının tadı bambaşkadır. Hiçbir sözcük onu ifade edemez.

Annesini, babasını, eşini, çocuğunu veya çok sevdiği birini kaybeden biri farkına varır ölümün gerçek anlamına. Giden gitmiştir de geride kalanın yükü ağırlaşır omuzlarında. Gecenin zifirinde yalnızlığın en kuytusunda çöker yüreğe hasretin yakıcılığı. Doğan her günün sonunda aynı kişi değilsindir artık. Zamanın ellerine bırakırsın yaşanılan her ne varsa...

Hayat hiçbir zaman aynı kalmaz ve her zaman güzellikleri vaad etmez.Gece ve gündüz yürür birbirinin peşi sıra akrep ve yelkovan misali. Aşk da ölüm de değiştirir insanın yüreğini.
Birinde uçuşan kelebekler vardır, öbüründe ise kelebeğin kısacık ömrünün bıraktığı iz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol