Üzerine en çok söz söylenen ve anlamlandırılan kelime “Aşk” olmuştur tarihin her döneminde. Bu sözcüğün anlamı, kişinin sevdiğine duyduğu sevginin derecesine göre farklılık gösterir. Yani dünyadaki en geniş anlama sahip sözcüktür diyebiliriz çünkü anlamsal olarak bir sınırlaması yoktur. Kimi bir beşere duyar bu duyguyu, kimi yaradana ulaşır onunla ama ne olursa olsun “Aşk” herkeste farklı bir anlama kavuşur ve şekle bürünür.

Vatan aşkı uğruna nice devletler meydanda cenge çıkmıştır tarih boyunca. Onun uğruna birçok şeyden vazgeçmişlerdir insanlar. Ancak bir güzelin gözlerinde gizli kalan o sevdanın uğruna da binlerce kişi o meydana toplanmıştır ki bir başkasının sevdası uğruna çarpıştığı dahi bilmeden kılıcını kınından çekmiştir çoğu.

Peygamber aşkı için ve İslamın nuru için de nice savaşanlar olmuştur ki bu sevdanın asıl ödülünü onlar almıştır. Onlar ki “Şehitlik” makanına ulaştığı için o sevda uğruna binlerce kez dirilip tekrar can vermek için yanıp tutuşurlar. O öyle bir mertebe ki herkese nasip olmadığı gibi ona ulaşanlar ise onun verdiği tadı hiçbir şeye değişmezler. O kadar ki onlar o aşka ulaştıkları kıyafetleriyle gömülürler onun nişanesi olarak...

Annenin yavrusuna duyduğu aşk, babanın evlatlarına olan sevgisi, evlatların her ikisine beslediği sevda... o kadar çok var ki aşkın bu tarz çeşidi... Herhangi hudut çizilemiyor ona...

Yaşadıkları büyük aşklarla tarihe isimleri kazınan çokça efsanevi aşıklar da vardır. Mecnun, Leyla’nın aşkıyla yanan yüreğini yanına alıp çöllere düşmedi mi? Ferhat, Şirin’in sevdasıyla dağları turnaklarıyla delip geçmedi mi? Kerem, Aslı’nın aşkından onun dizlerinin altında yanıp kül olmadı mı? Züleyha, Hz. Yusuf’un aşkından yüreğini dilim dilim doğramadı mı? Arzu ile Kamber, Tahir ile Zühre, Mem u Zin ve daha niceleri...

Yazılan şiirler, romanlar, hikayeler; çekilen fimler, diziler hemen hepsinin içinde mutlaka aşk yer bulmuştur kendine. 

Yavuz Bülent Bakiler,

Öldür bendeki beni

Sonre dirilt kendinle

Diye tarif eder bir şiirinde. Aşkı, sevgili de yok olmak ve onunla bir olmak diye tarif eder...

Cemal Safi,

Benim için yaratıldı Muhammed!

Benim için yağdırıldı o rahmet!

Derken dünyanın yaradılış sebebini de aşka bağlamıştır. Yani evrenin temeli aşk üzerine kuruludur...

Abdurrahim Karakoç,

Her nesnenin bir bitimi var ama

Aşka hudut çizişmiyor Mihriban.

Derken Âşığımız sevdayı Mihriban’ın varlığında somutlaştırır ancak her ne olurda olsun “Aşk”ın hududu olmayan bir duygu olduğunu belirtiyor ki kağıda da çizilemeyeceğini belirtmiştir...

Yunus Emre,

Dağa düşer kül eyler

Gönüllere yol eyler

Sultanları kul eyler

Kıymetli nesnedir aşk

Diyerek aslında aşkın gücünü bize anlatırken onun kıymetli bir varlık olduğunu anlatır ve anlamının ağırlığını ifade eder. Uğradığı her yeri önce viran eyler sonra gül bahçesine çevirir...

Aşk üzerine yazılan sözleri, şiirleri anlatmaya kalkarsak ciltlerce eserler oluşur. Sadece türkülerimize bakarsak aşkın ne kadar derin bir şekilde işlendiği anlarız zaten. Öyle ki ümmi olan Âşık’larımızın gönülden gelip de dillerine konan o kadar güzel aşk sözleri hiçbir eğitimle öğrenilemez ve öğretilemez.

Günümüzde de aynı değerini taşımaktadır aşk fakat kimileri tarafından da ayaklar altına alındığı ve içinin tamamen boşaltıldığını da görmek mümkündür. Fakat çamura düşmekle değerini kaybetmediği de bir gerçektir bu kıymetli nesnenin.

Çokça filme konu olduğunu söylemiştim. Bazı filmlerde kısa ama derin anlamlar barındıran cümlelerle örülü sahneler izleyicinin zihninde yer edinir. Bu sahnelerden biri de sinemamızın dönüm noktası olan “Eşkıya” filminde geçer. O sahnede gerçek aşığın kim olduğu sorgunlar iki arkadaş.

“Neden bana ihanet ettin, Berfo?”

“İhanet mi? Sen buna ihanet diyorsun ha! 

Ben aşkım için en yakın arkadaşımı sattım. Onu jandarmaya ihbar ettim.

 Sen yapabilir miydin?

 Onun altınlarını çalıp onun sevdiği kızı anasından babasından satın alabilir miydin? Sen yapabilir miydin? 

Ahlaksızlık mı, evet yaptım. 

Aşkım için yaptım ulan!

 Bunları sen yapabilir miydin? 

Şimdi söyle bana, hangimizin aşkı Keje’ye daha büyük ha? 

Ben aşkım için cehennemde yanmaya razıyım. 

Ya sen?”

“Aşk” öyle bir duygudur ki kimi uğrunda cehennemde yanmaya razıdır, kimi dünyadan ve kendinden vazgeçip sevgilide kaybolur. Her ne olursa olsun yaratılan her şeyin temelinde aşk vardır...

Aşk ile kalın!!!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol