Hemen konuya ilgili ayet ile başlayalım ardından Meramını arz edeyim.

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû iżâ nûdiye lissalâti min yevmi-lcumu’ati fes’ev ilâ żikri(A)llâhi ve żerû-lbey’(a)(t) żâlikum ḣayrun lekum in kuntum ta’lemûn(e)

Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.(CUMA/9)

Latince okunuşu ve Mealini yazdığım ayeti celile Cuma Namazının Her Müslüman'a Farz olduğu anlaşılmaktadır.

Elbette Halkının %97 gibi bir kesiminin Müslüman olduğu Ülkemizde, Fıkhı kaide olarak,  Akil-Baliğ, Hür,Mukim ve hasta olmayan her Müslüman'ın Cuma namazı kılması gerekir.

Buraya kadar Hükmü sarih olan bir ibadeti hiç kimsenin yasaklama hakkı olmadığı, şayet yasaklanırsa yasaklanan yerin İslam hukukuna göre Darul harp sayılacağından Müslümanların yasak koyanlarla Harb etme hakkı doğar.

Fakat; eğer  bu yasak  herhangi bir Can güvenliği, sağlık durumu ve salgın hastalık  gibi durumlardan dolayı olursa  Can ehemmiyeti sağlandığından dolayı bir kısıtlama uygulanması zorunlu hale gelir.

İslam fıkıh Alimleri bu konuda oldukça titiz davranarak bazı önemli tespitler yapmıştır,O tesbitlerden bir kısmı şöyledir.

''' Hiç şüphesiz ki Allah-u Teâlâ dinin, canın ve diğerlerinin korunmasını (akıl, mal ve nesil) ve gelişmesini kendi yasasının en önemli amaçlarından yapmıştır. Bu yüzden asıl olan, her iki meseleyi birlikte ve uyumlu bir şekilde ihtilaf olmadan sürdürmektir. 

Bedenimiz, aklımız ve diğerlerinin korunma ihtiyaçlarını muhafaza etmesi üzerimize zorunlu olduğu gibi dini görevlerimizi de yerine getirmemiz gerekir. Bununla birlikte bazen görevleri tam yapmada sorun meydana gelebilir. İşte tamda burada Allah'ın lütfu, kullarına olan merhameti, zayıf oldukları için onun yardımı gelir. Bundan dolayı ya bazı ibadetlerin bırakılmasında müsamaha eder ya da farz veya vacip olanlardan vazgeçer.

Bu konuda Namaz kılan kişilerin arasında salgın bir hastalığın yayılma korkusu için Cuma ve cemaatin terki konusunda  İbn-i Kudame diyor ki " peygamber (sav)'in şu sözünden dolayı: " Kim müezzini duyupta ona tabi olmaktan bir özür alıkoymasa ," sahabeler dediler ki : özür nedir? 

Peygamber (sav) buyurdu:"korku veya hastalıktır",Bu durumda korkan kimse Cuma namazını ve cemaati terk etmede mazur görülür.'''

Buraya kadar aktardığım bilgilere binaen, "Corona hastalığı veya Covid-19 " gibi bulaşıcı hastalıklar yayıldığında cuma ve cemaat namazını terk etmek caizdir, çünkü o korkutucudur, fakat bu da ,kuru bir vehim olmamakla korkunun bulunmasına bağlıdır; Çünkü vacibin terki ancak zannın üstün gelmesiyle, yetki sahipleri ve uzman kişilerin talebiyle caizdir.

Fıkıh Alimlerimizin görüşleri daha da uzundur, Ben burada yazının hacmini büyütmek istemediğim için ana hatlarla  belirtmeye çalıştım ki, CORONA  VİRÜSÜ hakkında  tüm dünyadaki uzmanların belirttiğine  göre salgın olarak yayıldığı bir vehim olmaktan çıkıp gerçek olduğu aşikar iken Camilerde Cuma namazının ve vakit namazlarının toplu olarak kılınması bir süreliğine kaldırılmış olması gayet doğru ve isabetli bir yaklaşımdır.

 

Diğer yandan, Cuma namazı mutlaka Camide kılınacak diye kesin bir hüküm yoktur. Cuma Namazı Cemaatle kılınması kesinliği söz konusudur, Cemaat olarak da, vakit namazlarında 2 kişinin cemaat olması yeterli olmasının aksine  Cuma namazı için bu sayının en az 4 kişi olması gereğini '''Peygamber (s.a.s.), bir yerleşim biriminde sadece dört kişi bulunsa bile, cuma namazının farz olduğunu bildirmiştir (Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, 255). 

Görüldüğü üzere Hz. Peygamberden (s.a.s.) gelen rivayetler, biri imam olmak üzere en az dört kişinin bulunduğu yerde cuma namazının kılınabileceğini göstermektedir

Şimdi Bu açıklamalardan sonra, Camiler cemaate kapalı Cuma namazı kılınmayacak diyerek öfüleyyip pöfüleyenler.Eger Cuma namazında samimi iseniz 4 kisi bir araya gelin evlerinizde sadece namaz kılmak için tahsis ettiğiniz bir yerde kılın. 

Evlerinizi Kıblegah edinin kabirlere benzetmeyin. Aile fertleri ile birlikte, veya salgın hastalık riski bulunmadığından emin olduğunuz 3 arkadaşınızla birlikte evinizde namaz için tahsis etiğiniz  odada kılın cuma Namazını.

Ha diyebilirsiniz ki Efendim Ben Cuma namazı kıldırmak Hutbe irad etmek bilmiyorum.

Kusura bakma  ama  Bir Müslüman Mükellef olduğu ibadetler ve o ibadetlerin uygulamasını bilmiyor ise kalkıp vaveyla koparma hakkına sahip değil.

her Müslüman Dininin adamı olmak zorundadır, ille bir din adamı olacak ta çıkıp cuma kılalım, cami olacakta gidip cuma kılalım diye bir hüküm vaaz etmez  İslam.

Her Müslüman Namaz kılmayı kıldırmak, Cenazesini yıkamayı, define etmeyi bilemekle mükelleftir.

Dünyalık ticari hayatınız için ekonominin her şeyini öğrenip, ticaret yapmanız ne kadar lüzumlu ise, ondan daha lüzumlu olması gereken Din konusunda öğrenmekten kaçınıp, insanların salgın tehdidi ile karşı karşıya olduğundan dolayı  bir süreliğine toplu kılınması engellenen Cuma namazı sevdalısı olmanız Biraz ağır olacak ancak söylemek zorundayım ki, Baliğ Olmuşsunuz Fakat Akil değilsiniz, Kopardığınız fırtına sadece  kuru gürültüden öte bir şey değildir. Kalın sağlıcakla...

Cumanıza ve yüreğinize selam olsun  Cuma ile Mübarekleşiniz... 

  

- - - -

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol