41 yıl sonra ittifak sayesinde CHP’den Elazığ milletvekili olan, bunun havasını da her fırsatta CHP genel merkezine ve Elazığ ahalisine atan Gürsel Erol dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı.

Ak Partili vekillerden memnun olmayan Elazığ halkı uzun süre sonra farklı bir partiden milletvekili görüyor, Gürsel Erol’a gökten zembille inmiş muamelesi çekiyor ve her adımını dikkatle izliyordu.

Elazığ halkının safiyane yapısını daha önce Elazığ’da siyaset yapan Gürsel Erol çok iyi biliyor ve diyordu ki;  “Sizin karşınızda Cumhuriyetin kurulduğu, İstiklal Savaşı’nın verildiği dönemde büyük dedesi Atatürk’e silah arkadaşlığı yapmış, Diyap Ağa’nın torunu var. Biz devletçi gelenek üzerinden gelir, Cumhuriyet’in değerleri üzerinden siyaset yaparız.”

Milliyetçi ve Devletçi yapısı ile nam yapmış Elazığ halkının, bu sözlerinden dolayı Gürsel Erol’a kanı ısınmış, gönül kapısını sonuna kadar açmıştı.

Buraya kadar her şey Gürsel Erol için mükemmel gidiyordu. Hatta Erol havaya girip; “Bir sonraki dönem yok ben CHP ikinci sıra milletvekili adayı olacağım, yok birinci sıra aday olacağım. Üçüncü sıradan da olabilirim” fantezileri yapmaya başlamıştı.

Gürsel Erol ittifak olmasaydı vekil olamayacağını bile unutmuştu.

Oysa Kendisi Elazığ’da Devletçi görünüyor, mensubu olduğu Partisi ile birlikte de HDP ile kanka oluyordu. Elazığ halkından tepki almamak için ne yapmalıydı? Tabii ki ikili oynamalıydı. Hem Devletçi hem de HDP ile kanka nasıl olabilirdi ki?! HDP’nin, PKK’nın siyasi ayağı olduğunu kabul etmiyor, topu taca atıyordu.

Durumu idare etti ama balon patladı! “Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen Selahattin Demirtaş’a özgürlük isteyen CHP Genel Başkanı ile Elazığ semalarında kanat çırpıyordu! Şapka düşmüş, kel görünmüştü.

En son Elazığ’daki şehit ailesine taziyeye gitmişti.

Acaba o şehit ailesine “Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen Selahattin Demirtaş’a özgürlük istiyorum diyebildi mi?

Atatürk’ün silah arkadaşı olan dedesi Diyap Ağa’nın kemikleri sızlamadı mı?

Şovmenliği ile siyaset yaptığı yerlerde nam salmış olan vekilimiz, huylu huyundan vazgeçmez edası ile de Elazığ da şovuna devam ediyordu.

Tunceli’deki Ana Fatma Türbesi’ne koyduğu aslan heykelinin üzerine bile kendi ismini yazmayı unutmamıştı.

Lakin Tunceli halkı Elazığ halkı gibi bu şovlara pirim vermedi.

Gelin vekilimizin şovlarından biraz bahsedelim.

Şovmen vekilimiz “vekillik maaşımı Elazığspor’a veriyorum” dedi.

Elazığspor’un tüm borcunu ödemiş gibi her ortamda havasını attı, sonra maaşını vermekten de vazgeçti.

Elazığ’da ucuz siyasetin süper kahramanı Gürsel Erol, bu defa da Elazığlı vekillerin içerisinde halkta karşılığı hiç olmayan Metin Bulut’a yüklendi. Yenilir yutulur cinsten şeyler söylemiyordu…

Metin Bulut “yolsuzluk yapıyor” imasında bulundu,  “Devlet arazilerini satın alıyor” dedi. İspat edemedi.

Sonra öğrendik ki kahramanımız Gürsel Erol ihaleye fesat karıştırmaktan ceza almış. Televizyonlara çıkıp Metin Bulut’un yolsuzluklarını açıklayacağım” diyeli aradan tam bir yıl geçti ve yine ucuz siyaset yaptı. Sonra çocuklarına ait olan şirketin İstanbul belediyesinden bol sıfırlı ihale aldığını öğrendik.

Bilmem kaç trilyona kafe alıp “oğlum çay simit satıyor” diyen Elazığ’ın abisi Metin Bulut abimiz de tabi ki gereken cevapları veremeyince Gürsel Erol şovuna devam ediyordu.

Sonra şovda Nirvana’yı gördü Gürsel Erol vekilimiz.

Lise mezunu olduğu halde kendisini öyle bir gaza getirdi ki “Ben İçişleri Bakanı olmak istiyorum“ dedi.

Aslında lise mezunu olan birisini kimsenin içişleri gibi kritik bir bakanlığa getirmeyeceğini herkesten iyi biliyordu. Ama olsun, ne de olsa Elazığ halkı bu hikâyeyi de yiyordu!

En ucuz siyaseti ise Elazığ da yaşanan büyük deprem üzerinden yapmaya çalıştı.

“Elazığ afet bölgesi ilan edilmedi” dedi, Elazığ Valisi bu iddiayı belgelerle yalanladı.

Vekilimiz halen daha bir açıklama yapamadı.

Yapmasını da beklemiyoruz. Çamur at izi kalsın siyasetinden fayda sağlamaya devam ediyordu.

Ali Özcan Elazığ tarihinde en çok oy alan CHP’li olmuştu.

Şovmen vekilimize soruyoruz?

Siz her gün diyorsunuz ya, AK Partili 4 vekil Gazi Caddesinin bir köşesinde yürüsün, ben diğer köşesinde yürüyeyim.

Ali Özcan da size diyor ki, ön sandık koyalım.

Sandığın bir köşesinde ben olayım, diğer köşesinde Gürsel Erol.

Niye kabul etmiyorsunuz?

Hani demokrasiyi savunuyordunuz?

Velhasılıkelam, Cem Yılmaz kadar şov yapmakta mahir olan kıymetli vekilimiz Gürel Erol, görünen o ki, ucuz siyaset yaparak siyaset çarkını döndürmeye devam ediyor.

Bir sonraki seçimde vekil olur mu bilinmez lakin 41 yıl sonra CHP’den Elazığ’da vekil olan Gürsel Erol’dan beklentiler, ucuz siyaset ve şov yapması değil, Elazığ halkına yakışır bir şekilde doğru ve dürüst siyaset yapması olacaktır.

Buradan Diyap Ağa’yı rahmetle anıyor, mekânı Cennet olsun diyorum.

Bir sonraki yazımızda milletvekili seçmek ile kavun seçmek arasındaki farklara değineceğiz.

       

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol